"yaşayacağımız" - Translation from Turkish to Arabic

    • سنعيش
        
    • سنعيشها
        
    eğer bar para kazanmadığı için ölü kocasının sigorta parasıyla yaşayacağımız gerçeğini iyi olarak düşünürsen evet , her şey yolunda Open Subtitles إذا كنت تعنين بكلمة على مايرام أننا سنعيش من أموال التأمين على حياة زوجها الميت لأن الحانه لا تعطينا أرباحًا،
    İçinde yaşayacağımız sarayı hayal edebiliyor musun? Open Subtitles هل لكي أن تتخيلي المنزّل الكبير الذي سنعيش به؟
    Beraber yaşayacağımız için çok heyecanlanıyorum. Open Subtitles أنا سعيدةٌ بأننا سنعيش مع بعضنا
    yaşayacağımız Dünya bunun içinde. Open Subtitles هذا هو نوع العالم الذى سنعيش فيه
    Bundan bir yıl sonra olacağımız yeri. Nihayet yaşayacağımız bir hayatımız olacak. Open Subtitles و أين سنكون بعد عام أو نوع الحياه التي سنعيشها
    Nasıl olduysa, sonsuza kadar Sheldon ile yaşayacağımız bir gelecek planlıyoruz. Open Subtitles لسبب ما، نُخطط نحن الإثنين لمستقبل حيث سنعيش مع (شيلدون) للأبد.
    Burası bundan sonra yaşayacağımız yer. Open Subtitles إنه المكان الذي سنعيش فيه
    Ama yaşayacağımız yerde bir dere akıyor. Open Subtitles لكن حيث سنعيش ...هناك جدول متعرج
    "İşte yaşayacağımız yer şurası." Open Subtitles "هناك، في تلك المنطقة سنعيش حياتنا"
    Bu animasyonu oluşturduktan sonra bana inanın ki hücrede gerçekleşenlerin çoğu hakkında bilgi sahibi olduk bu animasyondan sonra Ciddi anlamda kontrolü ele geçirebileceğiz sağlımız hakkında gelecek nesillerle neler yapabileceğimiz hakkında ne kadar uzun yaşayacağımız hakkında. TED بمجرد أن نعرف كيف يسير كل هذا-- وصدقوني، نحن نعرف تقريباً واحد في المائة مما يجري-- بمجرد أن نعرف ما يجري، سيكون بمقدورنا حقيقةً إكتساب الكثير من التحكم في ما نفعله بصحتنا، في ما نفعله مع الأجيال المستقبلية، كم سنعيش.
    Burası yaşayacağımız yer. Open Subtitles هناك سنعيش
    Bizim önümüzde yaşayacağımız uzun yıllarda haysiyetimizi, bağımsızlığımızı ve mutluluğumuzu destekleyecek hizmet, ürün ve altyapılara nasıl yatırım yapılacağını tasavvur etmede yardımınıza ihtiyacımız var. TED نحن بحاجتكم لمساعدتنا بتخيل كيف نستثمر في قطاع الخدمات والمنتجات والبنية التحتية. هذا من شأنه دعم كرامتنا استقلالنا ورفاهيتنا في هذه العقود الكثيرة جداً التي سنعيشها.
    Booth'la yaşayacağımız yeni hayatı çalmasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أسمح له بأن يسرق الحياة الجديدة التي سنعيشها أنا و(بوث).

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more