"yaşlar" - Translation from Turkish to Arabic

• الدموع
• تمتلئ
• تنهمر
• دموع
• والدموع
• الاعمار
• دمعت

Kazanacağız, çünkü bizim gözümüzdeki yaşlar aslında kalbimizden gelen yaşlardır.
سننتصر لأن الدموع تخرج ليس من عيوننا بل من قلوبنا

Biz kazanacağız çünkü gözlerimizden akan yaşlar aslında yüreklerimizden geliyor.
سنفوز لأن الدموع التي تأتي على عيوننا تأتي من قلوبنا.

Cidden, senin yüzünden masayı her hazırladığımda gözlerimden yaşlar akıyordu.
بسببك عندما أجهز طاولة الطعام للعشاء الدموع تستمر في السقوط

Gözleri. Gözlerinde yaşlar oluyor.
اقصد عيونها تمتلئ بالدموع

"Gözlerim yaşlar içinde."
"تمتلئ عيناي بالدموع"

Gözlerinden yaşlar dökülüyordu.
كانت الدموع تنهمر من .. : عينيه حين قال لى

Ağlıyor ve attırıyordum, ağlıyor ve attırıyordum, penisimin ucundan yaşlar akıyordu.
كنت أقذف و أبكي أقذف و أبكي إنها دموع من قضيبي

Yarı çıplaktım, kan revan içindeydim ve yüzümden yaşlar boşanıyordu.
لقد كنت نصف عارية، ومغطاة بالدماء والدموع تنزل على وجهي.

Cidden, senin yüzünden masayı her hazırladığımda gözlerimden yaşlar akıyordu.
بسببكِ كلما أجهز الطاولة و أجلس للعشاء الدموع تستمر بالسقوط

Babanın gözlerinden akacak yaşlar onları yeşertebilir mi acaba?
وماذا ستفعل شهور كاملة من صب الدموع بعيني أبيك؟

Ve şu anda eve dönüş zamanı... yine gözlerimden yaşlar akıyor.
والآن لقد حان الوقت للعودة إلى البيت تتدفّق الدموع من عيني مرة أخرى

Karanlık kaderin için dökmüş olabileceğim yaşlar soğudu ve nefret yaşlarına dönüştü.
الدموع التي قد أكون أرقتها على مصيرك المظلم بردت وإستحالت إلى دموع الكراهية

Genellikle yaşlar akıyor ve büluğ çağı öfke krizleri oluyordu.
تكون الدموع حاضرة، وبعض نوبات غضب المراهقة أيضاً

Merak ediyorsunuzdur, bu gözlerdeki yaşlar size ne anlatıyor?
كنت أتساءل ماذا هذه الدموع في عيون هذه تيلين 'لك؟

Gözlerinden yaşlar damlıyordu. Elini şu şekilde kaldırdı ve... "Biliyordum!
والدموع تنهمر على وجهه ورفع يده ناحيتى هكذا

Fakat o kişi bu şarkıyı söyledikçe gözlerinde yaşlar belirirdi.
ولكنها كلّما غنّت تلك الأغنية، تنهمر الدموع من عينيها

"Tüm yaşlar için eğlence." yazıyor.
يقول مرح لكل الاعمار

Ve ikisinin birden, gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.
..بين الحشود, و كلاهما دمعت أعينهما بغزارة على وجهيهما