"yakıtın" - Translation from Turkish to Arabic

    • الوقود
        
    Normalde verimlilik hayatidir, çünkü motorun ömrü boyunca yaktığı yakıtın maliyeti motor mailyetinden çok fazladır. TED في العادة، الكفاءة أمر مصيري لأن تكلفة الوقود على مدى عمر المحرك أكبلا بكثير من تكلفة المحرك
    Daha uzak olursa, uzaylı uzay istasyonuna varmak için yeterli yakıtın kalmaz. TED وأي مسافة أبعد، لن يكون لديكم ما يكفي من الوقود للوصول إلى محطة الفضاء الغريبة.
    Elimizdeki yakıtın her damlasını bu jeneratörü bu gece açık tutmak için kullanacağız. Open Subtitles كل إهدار للوقود هو من الوقود اللازم لتشغيل المولد هذه الليلة
    Şef, yakıtın birazını boşaltmama yardım edebilirsiniz. Open Subtitles أيها القائد، ساعدني للتخلص من بعض الوقود
    yakıtın yanmasıyla kontrollü bir patlama meydan gelecek. Open Subtitles ثم ينحرف ثلاثون درجة بعدما يحترق الوقود انه يصنع انفجار داخلى
    - Hayır, yapamazsın. yakıtın beni alıp dönmene yetmez. Open Subtitles ليس لديكِ الوقود الكافي للوصول لي والعودة بنا مرة أخرى.
    Uçaktaki yakıtın onları Çin'e götürebileceğinden emin değilim. Open Subtitles لا أدري أيها الكولونيل إذا كانت الطائرات تستطيع حمل ما يكفي من الوقود للوصول للصين
    Yardımcı kontrole bir D.C. birliği gönder ve arka iticilere giden bütün yakıtın kesilmesini sağla. Open Subtitles واخبرهم ان يقطعوا كل خطوط الوقود عن مؤخرة السفينة
    Yakıt gemisi ikmalde. Gelene kadar hiç yakıtın kalmaz. Open Subtitles الناقلات يعاد ملئها سينفذ كل الوقود لديك قبل ان يبدوا بالانطلاق
    Tamam. Sanırım hepiniz tükenmeye çalışıyorsunuz yakıtın birikmesi. Open Subtitles حسنا، أعتقد أنكم تحاولون استنفاذ الوقود بينما ننزل العجلات.
    yakıtın bitti diye sana madalya vermezler, biliyorsun, değil mi? Open Subtitles أتعلم , أنهم لا يعطون أوسمة على نفاد الوقود
    yakıtın patlaması çok büyük olur efendim. Open Subtitles اى انفجار من انفاجارات الوقود سيكون هائل ياسيدى
    Denklemde yakıt harcama sıklığı ve yakıtın miktarı var. Open Subtitles لذا ، لدينا ذلك المعدل لإستهلاك الوقود ونعلم أيضاً ما يتبقى لها من وقود
    Sadece orda dikildi, anlaşılan sihirli yakıtın kendi kendine dolmasını bekliyor. Open Subtitles فقط وقفت هناك تقريباً منتظرة الوقود السحرى ان يمر
    yakıtın çoğunu fırtınada uçabilmek için harcadık. Open Subtitles استهلكنا معظم الوقود اللعين بالتحليق وسط تلك العاصفة
    yakıtın çoğunu fırtınada uçabilmek için harcadık. Open Subtitles استهلكنا معظم الوقود اللعين بالتحليق وسط تلك العاصفة
    20. yüzyıIın başlarına kadar hiç kimsenin bu yakıtın ne olduğuna dair en ufak bir fikri yoktu. Open Subtitles حتى بداية القرن العشرين لم يدرك أحد ماهية هذا الوقود
    O kadar yolu gel ve yakıtın bitsin. Open Subtitles أتوا كل هذه المسافة فقط لينفذ منها الوقود.
    Arabayı kullanıp yakıtın parasını ödeyen birine güzel bir teşekkür yolu. Open Subtitles هم، تبدو كطريقة مناسبة لشكر شخص لكل من القيادة ودفع ثمن الوقود
    İnsanı kendi kaslarının sınırlarından azat eden enerji ve motorun, yakıtın ve makinenin bir birleşimi. Open Subtitles هذا المزيج من الطاقة والمحرّك، الوقود والآلة، ما سيحرّر الإنسان من قيود عضلاته،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more