"yakalanan" - Translation from Turkish to Arabic

    • قبض عليه
        
    • المصابة
        
    • أسر
        
    • أُمسكت
        
    • كنتُ أتعقّب
        
    • المصابين
        
    • اعتقل في
        
    • المعتقلون
        
    Burada bir depoyu ateşe verirken yakalanan bir arkadaşınız var. Open Subtitles هنا واحد من نوعكم ، قبض عليه يحاول احراق مخزن
    Biliyorum haddim değil, çünkü bu şeye yakalanan ben değilim ama ne olur pes etme. Open Subtitles أعرف بأنّه ليس من حقّي قول ذلك .. لأنّني .. لست المصابة بالمرض ..ولكن
    Marne'de yakalanan bir Alman atı var. Ben kendim Schomburg'a biniyorum. Open Subtitles أنه حصل على حصان هون أسر في مارن , أنا ركبت شومبرغ , بنفسي
    Ben, ölü insanlarla konuşurken.... yakalanan bir çocuktum tamam mı? Open Subtitles كنت الفتاة التي أُمسكت تتحدث إلى أشخاص متوفين , حسناً؟
    Son iki yıldır hastalığa yakalanan insanlarla uğraştım. Open Subtitles كنتُ أتعقّب المصابين بالامراض خلال السنتين الماضيتين
    Unutkanlık bizi korkutuyor. Unutkanlığı olan insanların kafası karışmış yüzleri ve titreyin elleri, bu hastalığa yakalanan sayısısnın yüksek olması, bizi korkutuyor. TED الخرف يخيفنا. الوجوه المشوشة والأيادي المرتعشة للأشخاص المصابين بالخرف، الأعداد الكبيرة للمصابين بالمرض تخيفنا.
    En başta yakalanan salak benim, tamam mı? Open Subtitles اسمع، أنا الأحمق الذي اعتقل في المقام الأوّل، صح؟
    yakalanan kişiler kefalet hakkı tanınmaksızın ve kanıta bakılmaksızın mahkemeye çıkarılacak ve gerekli görüldüğü taktirde tutuklanarak cezaya çarptırılacaktır. Open Subtitles الأشخاص المعتقلون يحق لهم بجلسة استماع لاقوالهم... ... بدونحقِّالكفالةِ... ... أَوضرورةوجوددليلِ...
    Şu yakalanan enerji tüccarı vardı ya diğer eyaletlere kaçak elektrik satan. Open Subtitles كان تاجر طاقه قبض عليه بتهمة سرقة الكهرباء وبيعها إلى الولايات الأخرى
    Sikini genç bir bayanın ağzına sokmuş halde yakalanan ben değildim. Open Subtitles لست الرجل الذي تم قبض عليه وقضيبه في فم سيدة شابة
    Havaalanında çantasında uyuşturucu yakalanan Lawrence Gomes'in de olayla bir ilgisi bulunmadığı açıklandı. Open Subtitles لورانس غوميز الذي كان قد قبض عليه فى المطار بمخدرات برأ ايضا من تلك المخدرات التى وجدت فى حقيبته
    Sonunda kondrosarkom hastalığına yakalanan çocuklardan biri olduğum ortaya çıktı. Open Subtitles إتضح أنّي واحدة من الأعداد المهولة من الأطفال المصابة بالساركومة الغضروفية هي حالة مرضية خبيثة قاتلة ومصدرها الانسجة التي تشكل الهيكل العظمي و هو مرض من النادر جدّاً الإصابة به
    Ölümcül hastalığa yakalanan sen değilsin. Open Subtitles فلستِ أنتِ المصابة بمرضٍ مميت
    Geçen sene yakalanan örgüt lideri. Open Subtitles قائد محلي، أسر السنة الماضية، إنه في غيتمو الآن.
    Eyalet Departmanı sessizliğini korurken, resmi kaynaklar... yakalanan kişinin Hong Kong elçiliğinde, casusluk yaparken tutuklandığını bildirdi. Open Subtitles بينما وزارة الخارجية تلتزم الصمت و مصادر رسمية قالت أن الفرد يعمل... لحساب السفارة الأمريكية فى "هونج كونج". أسر بتهمة التجسس.
    Bir tanesi de doğu kulesindeki asker kışlasında... Birkaç gün evvel yakalanan insan hani. Open Subtitles وواحدة في حجرة الجنود بالبرج الشرقيّ، إنّها الآدمية التي أُمسكت منذ بضعة أيام.
    Sen de biliyorsun. Son iki yıldır hastalığa yakalanan insanlarla uğraştım. Open Subtitles كنتُ أتعقّب المصابين بالامراض خلال السنتين الماضيتين
    Dün bir motel odasında yaşı küçük iki kızla yakalanan itibarı zedelenen politikacının yeri gizliliğini koruyor. Open Subtitles السياسي المنبوذ لأيزال لم يعلن عن موقعه .. بعد يوم منذ ان اعتقل في غرفة فندق مع فتـيات تحت السـن القانونـي
    yakalanan Kanadalılar öldürülmüş. Open Subtitles الكنديون المعتقلون ؟ عثر عليهم مقتولين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more