...sadece Levazım Deposunda bir teğmen olduğu ortaya çıkan kişi sinemada yakalanmış. | Open Subtitles | من كنا نعتقد أنه ملازم فقط فى خدمة مستودع الامدادات قد تم القبض عليه فى السينما |
Bay Holbrook Fransa'dan dönerken soğuk algınlığına yakalanmış. | Open Subtitles | السيد هولبروك أصيب بالبرد في رحلة عودته من فرنسا |
Bu kişiler eğer yetkililer tarafından yakalanmış olsalar yedi yıla kadar hapis cezası alabilirlerdi. | TED | قد يذهب أؤلئك الناس الى السجن لأكثر من سبع سنوات إذا تم القبض عليهم بواسطة السلطات. |
Bir goril gibi kendi ağına yakalanmış ve nasıl kurtulacağını da bilmiyor. | Open Subtitles | لقد علق باحدى شباكه مثله مثل الغوريلا ولا يعرف كيف سيخرج |
15 yıl önce sanat enstitüsündeki kızlar tuvaletinin duvarlarına delikler açıp röntgencilik yapmaktan yakalanmış. | Open Subtitles | قبض عليه لاختلاسه النظر لفتحات فى الجدران فى حمام الفتيات فى معهد الفنون منذ 15 عاما |
Evet yan stüdyodan bir kaç kişi yakalanmış. | Open Subtitles | أجل, لقد تم القبض على شابين بالمسرح المجاور |
Bir halt işlerken yakalanmış olmalı, zavallı piç. | Open Subtitles | لا بد أنه ضُبط متلبساً وهو يقوم بشيء ما، المسكين. |
Müzik odasında, okul orkestrasına attırırken yakalanmış. | Open Subtitles | لقد ضبط مرة و هو يستمنى على فرقة المدرسة الموسيقية |
Sonunda yakalanmış ve içeri tıkılmış,fakat bu yıl şartlı tahliye olmuş ve büyük ihtimalle serbest kalacak. | Open Subtitles | أخيرا ، تم إلقاء القبض عليه لكنه ربما يحصل على إطلاق سراح مشروط في وقت لاحق من هذه السنة |
Bu durumda, yakalanmış olabilir. | Open Subtitles | بهذه الحالة، فثمة احتمال بأنه قد تم القبض عليه |
Dükkan hırsızlığından yakalanmış ve at arabalarında kaçak seyahat etmekten çok hoşlanırmış. | Open Subtitles | ثم ألقي القبض عليه للسرقة وبعدها أصبح لقيطاً في عربة مسروق |
Silahla vurulmuş kapana yakalanmış, zehirlenmiş. | Open Subtitles | أصيب بجراح من الأسلحة، شُوّه بواسطة الفخاخ، أو سُمّم |
Bu psikolojik hastalığa yakalanmış, çok özel yeteneklere sahip insanlara rastlamak mümkün. | Open Subtitles | نعم، لدينا بعض الأمثلة حيث أناس ذوو قدرات استثنائية أصيب بهذه الأمراض العقلية |
Zorla çıkarılmış çünkü ilaca dirençli tüberküloz hastalığına yakalanmış. | Open Subtitles | لقد أجبر على الاستقالة لأنه أصيب بسلالة مقاومة للدواء من مرض السل |
yakalanmış olsalardı alarm çalardı. | Open Subtitles | إذا كان قد تم القبض عليهما لسمعنا صفارات الانذار |
Vahşi bir hayvan, ağıma yakalanmış, tam burda, kütüphanede. | Open Subtitles | حيوان بري , علق في شباكي في هذه المكتبة |
yakalanmış olabilir ya da dev bir kalamarla falan savaşıyordur. | Open Subtitles | ربما قبض عليه تعرفون لمحاربتة اخطبوط عملاق |
Soyguncular yakalanmış. Memur bana söyledi. | Open Subtitles | لقد تم القبض على السارقــــين , الشرطــــي أخــــبرنــــي |
O zaman neden yakalanmış gibi davranıyorsun? | Open Subtitles | -لمَ تبدين كمَن ضُبط بجرمه؟ ما تفعلين هناك؟ |
JT az önce Hudson Üniversitesi hastanesinde yakalanmış. | Open Subtitles | تم ضبط(جي تي) للتو في مستشفي هادسون الجامعي |
İki kere eroinle yakalanmış. | Open Subtitles | ضابطه المسؤول أمسك به مع الهيروين في حالتين منفصلة |
Babası 9. yaş gününden bir gün önce yakalanmış. Hapiste ölmüş. | Open Subtitles | لا, فأبوها قُبض عليه قبل عيد ميلادها التاسعِ بيوم ومات في السجن |
Noor tekrardan yakalanmış ve bir Alman hapishanesine gönderilmişti. | TED | قُبض على "نور" مجدداً وأرسلت لسجن ألماني. |
Duymazsın. Sanat eseri sahtecliğinden 87'de geri yakalanmış. | Open Subtitles | أنتِ لم تسمعين، فآخر مرة قبض على شخص يزوّر الرسوم عام 1987 |
yakalanmış ve işkence görmüş. | Open Subtitles | كان يتتبع تقدم سير القضية الى المكسيك تم أسره وتعذيبه، انها.. |
O zamandan beri, hırsızlık ve izinsiz silah taşıma yüzünden birkaç defa yakalanmış. | Open Subtitles | تم الإمساك به، عدة مرات للسرقة، وحيازة سلاح كاتم |