Görev müdürlerimden sadece bir tanesi gerçek kimliğimi anlamaya yaklaşmıştı. | Open Subtitles | واحدٌ فقط من مسئولي البعثات قد إقترب فعلاً من إكتشاف هويتي الحقيقية |
Eddie daha 11 aylıkken tek varisti ama Wyatt'ın 77 ölüsünü cehenneme geri göndermeye çok yaklaşmıştı. | Open Subtitles | وقد إقترب من إرسال جميع قتلى "إيرب" الـ77 للعالم السفلي |
Çok yaklaşmıştı. Hadi gidelim. | Open Subtitles | حسناً، كان هذا وشيكاً هيّا بنا |
Çok yaklaşmıştı adamım. | Open Subtitles | يا للهول، ذلك كان وشيكاً. |
Frank bunu çözmeye çok yaklaşmıştı, sadece oranlarda hatalıydı. | Open Subtitles | كان فرانك قريبا من معرفة ذلك ولكنه كان يملك النسب الخاطئة |
Hayallerine yaklaşmıştı, ve sonra pat diye elinden kaçırdı. Çok üzülmüş olmalı. | Open Subtitles | كان قريباً جداً من حلمه، ثم يضيع منه هكذا |
- Şehirdeki tüm ATM'leri soyan iki kişiye çok yaklaşmıştı. | Open Subtitles | لقد كان يقترب من رجلي عصابة الذين كانوا يضربون آلة الصراف الالي في انحاء المدينه. |
Bir isim vermeye çok yaklaşmıştı, ama şimdi yine korkuyor. | Open Subtitles | لقد كان قريبا من إعطاءنا إسما و الأن هو خائف مرة أخرى. |
Ayrıca Warrick'in mücadeleye dahil olamayacağını söylemenize rağmen finiş çizgisine çok yaklaşmıştı. | Open Subtitles | وكذلك كنت بشأن " وارك " لقد كان قريباً من المنافسة . وقد إقترب بشكل كبير ليفوز بالسباق . |
- Çok yaklaşmıştı. - Evet. | Open Subtitles | .لقد إقترب .أجل |
Parker çok yaklaşmıştı | Open Subtitles | (باركر) كان قد إقترب كثيراً. |
- Selam. - Çok yaklaşmıştı. | Open Subtitles | يا إلهي، لقد كان هذا وشيكاً |
Ve Jay, Oakler ile imza atmaya çok yaklaşmıştı, bilirsin? | Open Subtitles | وكان (جاي) وشيكاً لعقد الصفقة مع (أوكلي). |
[Çok yaklaşmıştı!] (Kahkahalar) (Alkışlar) Ve de oğlu, Kim Jong, tahta layık bir halef olduğunu kanıtladı. | TED | [كان هذا وشيكاً للغاية!] (ضحك) هذا ما كان... (تصفيق) ومن بعدها، الابن "كيم جونغ أون"، لقد أثبت بأنه شخصٌ مؤهل لاستلام العرش. |
Ama yaklaşmıştı. O son ölümcül yolculuğa çıktığında çok yaklaşmıştı. | Open Subtitles | لقد كان قريبا من اكتشاف الحقيقة, قريبا جدا, ثم,ذهب الى رحلته الأخيرة المميتة , |
Plak anlaşması yapmaya çok yaklaşmıştı. | Open Subtitles | كان قريباً من توقيع عقد لإنتاج أسطوانة له |
Ayrıca çok da yaklaşmıştı. Ama bunu yapacağını biliyorduk. | Open Subtitles | لقد كان قريباً أيضاً، لكننا عرفنا ذلك. |
Britanya'daki Amerikalı sayısı 1.5 milyona yaklaşmıştı. | Open Subtitles | فى ذلك الوقت كان عدد الجنود الأمريكان الذين وصلوا إلى (بريطانيا) يقترب من المليون ونصف المليون جندى |
Sona yaklaşmıştı. | Open Subtitles | إنه يقترب من نهايته |
Mezarın yerini bulmaya çok yaklaşmıştı. | Open Subtitles | كان قريبا جدا من العثور على ضريح الفارس |