Çünkü yalan söylemen durumu çok daha kötü yapar. Anlıyorum. | Open Subtitles | لأنه عندها الكذب بشأن ذلك سيجعل الأمور أسوأ. أرى هذا. |
Biliyorsun yalan söylemen beni ilgilendirmez, ama o harita bir bela. | Open Subtitles | تعرف, الكذب لا يضايقنى لكن تلك الخريطه مشكله |
yalan söylemen faydasız, herkes gitmediğinizi biliyor. | Open Subtitles | ,أتعلمين الكذب لن يساعدكِ الجميع يعلم أصلاً أنكما لم تذهبا |
Pazartesiler salılardan farklıdır. Çok fazla yalan söylemen gerekmez. | Open Subtitles | أيام الإثنين دائماً ما تختلف عن أيام الثلاثاء فلست مضطراً للكذب كثيراً |
Bana yalan söylemen hoşuma gitmedi, ama bence yaşadığımız şey gerçek. | Open Subtitles | لست سعيدة بشأن كذبك عليّ، لكن أظن أن ما بيننا شيء حقيقي، |
Bana yalan söylemen, sınıfının yarısını çağırman ve burayı çöplüğe çevirmen yeterince kötü zaten. | Open Subtitles | الكذب علي ، ووجود نصف فصلك هنا وتحطيم المكان سيء كفاية ولكن سرقة برميل؟ |
Bana yalan söylemen doğru bir şey değildi. Delik yaraları çarmıha gerilme sonucu oluşmuş. | Open Subtitles | الكذب عليّ لم يكن بالأمر الصائب الجروح الوخزيّة نتيجة الصلب |
Bana yalan söylemen gerekiyorsa bari daha inandırıcı bir şey seç. | Open Subtitles | إن أردتِ الكذب عليّ على الأقل اختاري شيئاً معقولاً |
Sınıfına, öğretmenine ve bana yalan söylemen lekeleyecek. | Open Subtitles | ما سيمحوه هو الكذب على صفك على مدرسك و علي |
- Yalan söylediğim için özür dilerim. - Kötü olan yalan söylemen değil. | Open Subtitles | أنا أسف لاني كذبت عليك لم يكن الكذب هو أسؤ جزء |
- Yalan söylediğim için özür dilerim. - Kötü olan yalan söylemen değil. | Open Subtitles | أنا أسف لاني كذبت عليك لم يكن الكذب هو أسؤ جزء |
Ama bana ya da bize yalan söylemen bir şeyler saklaman, işte bu kötü. | Open Subtitles | لكن الكذب علي, و علينا و إخفاء الأمور هذه هي المشكلة. |
Artık bir önemi yok. yalan söylemen gerekmiyor. | Open Subtitles | لم يعد الأمر مهماً بكل الأحوال لا داع للكذب بعد الآن |
Böyle bir yalan söylemen için seni neyin isteklendireceğini hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تخيل حتى ما الذي قد يدفعكِ للكذب هكذا |
- Bana yalan söylemen için bir sebep yok. | Open Subtitles | أنت لا تملكين أيّ سبب للكذب عليّ |
yalan söylemen konusunda beni en çok rahatsız eden şeyse bunda ne kadar usta olduğunu anlamaya başlıyor olmam. | Open Subtitles | أكثر ما يقلق في كذبك هو... أنني بدأتُ أدرك مدى براعتكَ فيه |
yalan söylemen konusunda beni en çok rahatsız eden şeyse bunda ne kadar usta olduğunu anlamaya başlıyor olmam. | Open Subtitles | أكثر ما يقلق في كذبك هو... أنني بدأتُ أدرك مدى براعتكَ فيه |
Gerçekler dostundur. Özellikle de yalan söylemen gerektiğinde. | Open Subtitles | خصوصًا عندما تكذب. |
Salaklık etme Dom. Kadını istiyorsan, yalan söylemen şart. | Open Subtitles | هذا قمة الغباء,دوم, اذا اردت ان تحصل على شيء, عليك ان تكذب |
Kararımı değiştirmek için yalan söylemen biraz tatlı, biraz da kaltakça. | Open Subtitles | جميل منك أن تكذبي من أجلي لتبني الثقة عندي لكن هذا نوع من البذاءة |
Üzülürüm, ama yalan söylemen beni daha çok üzer. | Open Subtitles | ولكن سأكون أكثر انزعاجاً لو كذبتَ عليّ |
Bazen daha büyük amaçlar için yalan söylemen gerektiğinin farkında. | Open Subtitles | وهو يدرك أن في بعض الأحيان عليك أن تكذب لقضية عظمى. |
Birine yalan söylemen gerektiği kesin ama kime söyleyeceğini seçebilirsin. | Open Subtitles | يجب أن تكذب على أحدهم بكل تأكيد ولكن بإمكانك اختيار من يكون ذلك |