"yalnızca bu" - Translation from Turkish to Arabic

    • فقط هذا
        
    • فقط هذة
        
    • فقط هذه
        
    • فقط بل
        
    Bu artık bitti, ...ve biten Yalnızca bu değil. Tatmin olduğun zaman bir şeyden vazgeçmek kolay gelir. Open Subtitles هذا انتهى، وليس فقط هذا. من السهل التخلي عن شيء عندما تكون راضٍ.
    Yalnızca bu sefer, bu tehdit terör yerine hastalık olacak. Open Subtitles فقط هذا الوقت السبب سيكون مرضاً بدلاً من الأرهاب
    Yalnızca bu değil, evrenin nasıl doğduğunu ve nasıl sona ereceğini de. Open Subtitles ،وليس فقط هذا .بل كيف نشوء وزوال الكون
    Yalnızca bu defalığına küstahlığınızı affedeceğiz... Open Subtitles سنغفر لك كراهيتك فقط هذة المرة
    Yalnızca bu. Open Subtitles فقط هذة.
    Servetini geri alamadan öldü ve geride Yalnızca bu haritayı bıraktı. Open Subtitles هو مات قبل أن يمكنه أسترجاعه وترك خلفه فقط هذه الخريطة
    Fakat resmin aslında size gösterdiği şey Yalnızca bu aşırı örnekler değil, dış aydınlatma her yerde kullanılıyor. TED ولكن ما توضحه هذه الصورة هو أنه ليس فقط هذه الأمثلة المتطرفة، ولكن أي مكان يستخدم إنارة خارجية.
    "Birbirimizi kayıtsız şartsız Yalnızca bu dünyada değil ölümden sonraki ebedî hayatta da seveceğimize söz veriyoruz." Open Subtitles تعاهدنا أن نستمر بحبنا، دون قيود ليس بالحياة فقط بل بعد الممات إلى الأبد
    Yalnızca bu da değil. Ayrıca Koz için delil topladım. Open Subtitles وليس فقط هذا , بل سجلت أدلة لكوز ايضًا
    Yalnızca bu tarla mı? Open Subtitles فقط هذا الحقل ؟
    Hayır, hayır, hayır, Yalnızca bu ev. Open Subtitles لا, لا, لا, فقط هذا المنزل
    Yalnızca... Yalnızca bu, Corwin Earle. Open Subtitles فقط هذا الشخص (كورن إيرل)
    Yalnızca bu deniz feneri. Open Subtitles فقط هذا الفنار
    - Yalnızca bu. Open Subtitles - فقط ... هذا
    Yalnızca bu kasabada değil, evlât. Open Subtitles ليست فقط هذه المدينه
    hayır, Yalnızca bu hazırmısın? Open Subtitles لا، فقط هذه هل انت جاهزة؟
    - Yaramaz kız. - Yalnızca bu kadar var. Open Subtitles فتاة قذرة - لدي فقط هذه الكمية -
    Birbirimizi kayıtsız şartsız Yalnızca bu dünyada değil ölümden sonraki ebedî hayatımızda da seveceğiz. Open Subtitles تعاهدنا أن نستمر بحبنا، دون قيود ليس بالحياة فقط بل بعد الممات إلى الأبد
    Yalnızca bu davanın reddini değil, aynı zamanda Amerikan adalet sistemi içinde yeni bir inanç da sağlayan seçkin büyükelçimize. Open Subtitles بسفيرنـاالموقـر الذي لم يكسبنا هذه القضية فقط بل زاد من ثقتنا بنظام العدالة الأمريكي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more