Ve her zaman reddedermişsiniz. yalnızlığı tercih edermişsiniz. | Open Subtitles | وكنت دائماً ترفضين الدعوة، إذ أنك تفضلين الوحدة. |
Evet, kendimi kaybettim. İnsanı yiyip bitiren yalnızlığı ve aç gözlülüğü anlayamazsınız. | Open Subtitles | فقدت إدراكي أنتم لا تعلمون الوحدة الموحشة والطمع |
Ama tüm bu olay halk arasında bu göçmen işçilerin fiziksel ve ruhsal yalnızlığı hakkında çok büyük bir kargaşa yarattı. | TED | ولكن هذه الحادثة برمتها أثارت ضجة كبيرة من المجتمع حول العزلة ، الجسدية والعقلية على حد سواء، لهؤلاء العمال المهاجرين. |
Bence dilsizliğinin tek nedeni, yaşadığı yerdeki yalnızlığı. | Open Subtitles | أظن أن السبب الوحيد لبكمه هي العزلة التي عاش فيها |
Hep tek başımaydım ama yalnızlığı ilk kez bugün hissettim. | Open Subtitles | لقد كنت دائما وحدها ولكن للمرة الأولى، شعرت بالوحدة اليوم. |
Doğruyu söylemek gerekirse, dul bir adam olmanın getirdiği yalnızlığı bir iki sene önce hissettim. | Open Subtitles | سأخبركِ الحقيقة انا لم اشعر بالوحدة رغم اني أرمل إلا في السنوات القليلة الماضية |
Uzun yıllar önce, aynı yalnızlığı ben de hissetmiştim. | Open Subtitles | شعرت بالوحده نفسها لعدة سنوات.. |
yalnızlığı ve ruh eşini bulamamanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف الوحدة الناتجة عن عدم إيجاد رفيق الروح. |
Bazıları, yalnızlığı yeni arkadaşlar edinerek giderir. | Open Subtitles | البعض يعالج وجع الوحدة بالتعرف إلى أصدقاء جدد |
Sanırım tüm dünyada yalnızlığı buradan daha iyi anlatabilecek bir yer yok. | Open Subtitles | لا أظنُّ بأنَّ هناك مكانٍ على الأرض يفهم الناس فيه الوحدة أفضل من هنا |
Bilirsin, böyle yalnızlığı seven biriydi. | Open Subtitles | نعم تعلمين لقد كان من النوع الذي يحب الوحدة |
Herkesin yalnızlığı kalabalığa tercih ettiği zamanlar vardır. | Open Subtitles | الجميع يحظى بأوقات يفضل الوحدة عن الحشود |
İlham aradığınız için yalnızlığı tercih edeceğinizi düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنكي ستقدرين العزلة فأنتي تسعين للإلهام |
Başarısız olmam demek kadınlarla fazla görüşememem demek, ama yalnızlığı seviyorum. | Open Subtitles | إنعدام مقومات النجاح يعني ،أنني لم أقابل الكثير من النساء . لكنني أحب العزلة |
Evet, hep yalnız gezerdim. yalnızlığı severim. | Open Subtitles | ، نعم ، أنا أتنزهُ لوحدي دوماً أنا اُحبُ العزلة |
Şimdi ise, o acıyı tekrar yaşamaktansa, yalnızlığı tercih ediyor. | Open Subtitles | الآن هو يُفضل العزلة على إحتمالية عودة الألم |
Yaptığın şeyin yalnızlığı takdir edilesi ve ben de bunu onurlandırmak niyetindeydim. | Open Subtitles | العزلة لما تفعله هو أن تكون محترم وأنوي أن أشرف ذلك |
Büyükannesi ona hayaletler, sihirler, periler ile ilgili çok masallar okurmuş.... ...ve böylece Avni´nin yalnızlığı ortadan kaybolurmuş. | Open Subtitles | جدتها اعتادت أن تحكي لها قصص عن الحكايات الخرافية والأشباح والحكايات السحرية, وشعور افاني بالوحدة اختفي |
Ve... 15 yıl boyunca bana verdiği sonsuz yalnızlığı Albert'ın hissetmesini. | Open Subtitles | و أتمنى لو أن ألبرت يستطيع أن يشعر أتمنى لو أنك تستطيع الشعور بالوحدة |
Hayal kırıklığını ve arkasından gelecek olan yalnızlığı beklemeliyiz. | Open Subtitles | علينا انتظار حتّى تتلاشى أوهامها وتحس بالوحدة التي تليها |
Tüm bu öfke, utanç ve yalnızlığı taşıyorsun bunu nasıl daha az anlarım bilmiyorum ve bir de bunu kağıda mı çizmek istiyorsun? | Open Subtitles | تملك الكثير من الغضب و العار و تشعر بالوحده و التي لا أعرف حتى الشعور بها فما بالك بفهمها و ما الذي قررت بأن ترسمه على الورق ؟ |
Gece aydınlıktır, ama götürmez bu yalnızlığı, Yaklaş yanıma, durma öyle yakışıklı. | Open Subtitles | الليل يذوي في عزلة تعال و عانقني |
Normalde yalnızlığı severim. | Open Subtitles | بشكل عام، أحببت البقاء وحدي |