"yanından" - Translation from Turkish to Arabic

    • بجانب
        
    • الجانب
        
    • بالقرب
        
    • بجانبه
        
    • بجوار
        
    • جانبك
        
    • امام
        
    • للجانب
        
    • جانبها
        
    • بقرب
        
    • بجوارك
        
    • جانبه
        
    • من عند
        
    • جانبهُ
        
    • أمامه
        
    Tanıştığımız gün, Azadi meydanında birbirimizin yanından geçiyorduk ve omuzlarımız çarpıştı. TED يوم التقينا، مررنا بجانب بعضنا البعض في ساحة آزادي، واصطدم كتفان.
    Onunla ilk tanıştığımız gece... bir pastanenin yanından geçmiştik, şekerleri yeni gelmişti. Open Subtitles في ليلتنا الأولى كنّا نسير بجانب ذلك المخبز، الذي استلموا السكر للتوّ
    Kötü yanından bakarsak benim gibilerin politikadan kaçması mümkün görünmüyor. TED على الجانب المظلم، السياسة لا تبدو كمهرب لناس من أمثالي.
    Topu; çemberin hemen yanından, karpuzlama, kadın gibi soluyarak, panyanın üzerinden saha dışından, ve paytak paytak yürüyerek atacağım. Open Subtitles على اللوحة الخلفية لا الحافة بالقرب من السلة ضربة مخادعة وضعية أنثوية على اللوح خارج الحدود أنحني لأحصل عليها
    Yani hepimiz onun yanından geçtik de, adamı gören oydu. Open Subtitles اعني ، لقد مررنا جميعاً بجانبه ، ولكنها هي لاحظته
    Geri çekilip, size Voyager-1'in Satürn'ün yanından geçişini göstereyim. TED وسأنسحب، وأنا أريد أن أريكم فوياجر 1 وهو يحلق بجوار زحل.
    Bir binanın yanından geçerim, eğer pencerede ışık varsa bir işim olur. Open Subtitles أنصت، أمشي بجانب مبنى ولو كان هناك ضوء منار بالنافذة، فلديّ مهمة
    Uzun koridorlardan geçtiniz, heykellerin, fresklerin ve daha bir sürü şeyin yanından. TED وبدأت تتنقل عبر الممرات الطويلة، تمر بجانب التماثيل و اللوحات الجدارية و العديد من الأشياء.
    2006'dan beri Cassini oradaydı ve Enceladus'un yanından geçip bir iki sene sonra bakıldığında hepimizi şaşırttı. TED كان مسبار كاسيني موجودا هناك منذ 2006، وبعد عدة سنوات نظرنا إلى الخلف بعد أن حلقّ بجانب قمر أنسيلادوس وفاجأنا جميعًا.
    Ama, iyi yanından bakınca, ...saat 12:001'de bütün donutların fiyatı yarı yarıya düşüyor. Open Subtitles ولكن من الجانب الإيجابي، في السّاعة الـ12: 01 كلُّ الحلويّات أصبحت بنصف الثّمن.
    İnsanoğlunun karanlık yanından etkilenmeyen bir internet yaratabileceğimizi sandıysak yanıldık. TED لو اعتقدنا في أي وقتٍ أننا نستطيع إنشاء شبكة إنترنت معزولة عن الجانب المظلم للبشرية فقد كنا مخطئين.
    İyi yanından bakalım, değil mi? Open Subtitles هذا يلقي الضوء علي الجانب المشرق،أليس كذلك؟
    Bu sefer erkek kardeşime benimle gelip polis arabasının yanından geçmesini istedim. TED لذا، في هذه المرة طلبت من أخي أن يأتي معي وأن نقود بالقرب من سيارة شرطة.
    Dünya ile, Mars ile, yine Dünya ile ikinci kez, iki asteroitin de yanından geçtik, Lutetia ve Steins. TED حول الأرض، والمريخ، ثم حول الأرض لمرتين، كما حلّقنا بالقرب من كويكبين: لوتيشيا وستاينز.
    Ancak böyle bir şey olmayacağı için insanlar ruh eşiyle karşılaşsa bile muhtemelen yanından geçip gidecek. Open Subtitles ولكن مستحيل وجود شيء كهذا، لذا إذا قابلت رفيق روحي في مكان ما سوف أمُـرّ بجانبه فقط
    İnsanlar, yanından geçerken çıldırmış olduğunu söylerdi. Open Subtitles الناس يَمْرّونَ بجانبه ويقولون تايت مجنونةُ.
    Böyle 3 boyutlu bir tabloya bakıp, Kitapta kendimi uzay araştırmalarına adama sadece Voyager-1'in Satürn'ün yanından geçtiği söylenmez. TED مع مرئيات ثلاثيات الأبعاد كهذه، لا يمكننا إلا مجرد القول أن فوياجر 1 حلق بجوار زحل.
    Kavga ettikten sonra arayı düzeltince, yanından hiç ayrılmak istemiyorum. Open Subtitles عندمانتعاركوالماكياجعلى هذا النحو، لا أريد أن أترك جانبك أبداً
    Oh, tören alayı, şuradan başlayıp, hükümet binasının büyük kolonlarının yanından, Open Subtitles ثم هنا ياتي المحتفلون يسيرون في هذا الشارع من امام ابواب الكنائس
    İyi yanından bak. Daha kötü ne olabilir? Open Subtitles أنظري للجانب المشرق ما الذي يمكن أن يحدث أسوا من هذا؟
    İşletme sahibine göre, müşteriler onun yanından geçerken bunun da şovun bir parçası olduğunu zannettiler. Open Subtitles عبروا من جانبها معتقدين أنه جزء من العرض
    42 yarda çizgisinin yanından dışarı çıktı. Open Subtitles إنها تخرج عن الحدود بقرب الخط الإثنان والأربعون للساحة.
    Bu şeyin içinde oturan birinin, sonsuzluk yanından gelip geçerdi. Open Subtitles يمكنك أن تجلس فيها وتدع ... الأدبية تمر بجوارك ..
    Hayır, Oswald Danes'i takip ediyoruz ama onun yanından hiç ayrılmıyor. Open Subtitles كلا نحن خلف " آزولد دينس " لكنها لا تترك جانبه
    İki hafta önce metresinin yanından dönerken yolda geçirdiği trafik kazasında öldü. Open Subtitles مات في حادث سيارة قبل أسبوعين في طريق عودته من عند عشيقته.
    Babam "Onun elini asla bırakma onun yanından asla ayrılma." dedi. Open Subtitles أبي دائماً كان يقول: "لا تترك يديه أبداً، لا تترك جانبهُ أبداً."
    Taşındıktan sonra bile hep o evin yanından geçerdi. Open Subtitles حتى بعد إنتقالنا كان دائماً يمررنا من أمامه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more