"yanlıştı" - Translation from Turkish to Arabic

• خطأ
• خاطئاً
• خاطئ
• خاطئة
• الخطأ
• خطئاً
• خاطئا
• أخطأت
• خطئًا
• خاطئَ
• خاطئًا
• خطا
• خاطئاَ
• خاطئه
• خاطيء

Kısacası, senaristlik marifetiyle alakalı genel inanış, nerede olduğu ve nerede bulunabileceği, yanlıştı.
ببساطة، الحكمة التقليدية حول إستحقاق كتابة السيناريو أين كان وأين يمكن العثور عليه كان خطأ

Bence hep yanlıştı çünkü bence yaratıcılık oldukça işbirliği demekti ve muhtemelen de geniş bir şekilde interaktifti.
أعتقد أنها كانت دائما على خطأ لأنني أعتقد دائما أن الإبداع تعاوني للغاية و ربما يكون تفاعلياً بشكل أكبر

Bilimimiz ve fosillerimizin güvenliği için! Ama bu çok yanlıştı.
من أجلِ سلامة عِلمنا وإحفوريّتنا وكان كلّ ذلك خاطئاً للغاية

Tamam, ordunun size yaptığı yanlıştı, ama belki tanıklığın işe yarayabilir.
الذي الجيش إليك كان خاطئ. لكن لربّما شهادتك يمكن أن تساعد.

O adamların bildiği şifreler yanlıştı çünkü sana verdiğim şifrelerin hepsi yanlıştı.
مجموعة من الناس هنا لديهم رموز خاطئة لإني أعطيتك جميع الرموز الخاطئة

Açıklamamız gereken şeyler var! Aslında, sana verilen belgeler yanlıştı!
هناك شيء نريد إيضاحه , أعطي المستند إليك بطريق الخطأ

Onu pek çok kez öldürebilirdim. Ama bir şeyler yanlıştı.
كان بوسعي قتله عدة مرات يا بروكستون لكن شيئاً ما كان يبدو خطأ

Kaçmanız yanlış değildi. Yaptığınız yanlıştı.
لم يكن الإبتعاد عن ذلك خطأ طريقة قيامكما بذلك كانت خاطئة

Hayat tarzımız yanlıştı... hatalarımızın kurbanı olduk... kıskıvrak bağlanmıştık.
طريقة عيشنا ، نعم . كان ذلك خطأ نحن وقعنا في شرك الخطيئة

Hatırldığım tek şey bu. Maalesef hepsi yanlıştı.
هذا كُل ما أذكره, ويؤسِفنى أن أقول أن كله خطأ.

Bu testler asla kusursuz olmaz. Bir şey yanlıştı, biliyordum.
تلك الإختبارات لم تكن ممتازة على الاطلاق لذلك علمت أن هناك خطأ ما

Gerek yok. Karanlık güçlere bulaşmam yanlıştı. Şimdi anlıyorum.
كلا , كلا , إنه بخير , إنه كان خطأ أن أتدخل مع قوات الظلام , أنا أرى ذلك الآن

O da şu: Sezgisel, sarsılmaz bir inançtı ve yanlıştı.
كان إيماناً بديهياً و مسيطراً و كان خاطئاً.

Ve o parlak çubuklar yanlıştı. Çok yanlıştı.
وكان استخدام العصيان المضيئة خاطئاً، خاطئاً جداً

Yaptığınız şey yanlıştı, ama annenize Sevgililer Günü'nde hedi vermeyi istemek güzel bir şey.
ما فعلتم كان خاطئاً لكنه جميل أنكم أحضرتم لأمكم هدية يوم عيد الحب

Senden hoşlanıyorum, Gigi ile yatmam çok aptalca ve yanlıştı.
أنا معجب بك النوم مع جيجي كَان أمر خاطئ وغبي

M.J'in yaptığı yanlıştı, ama... çocuklarla bu kadar zaman geçiren insanın..
ما فعله إم جي كان خاطئ لكنني اجد من الصعب تصديق

İlki, Hakim Lourie, kendi oluşturduğu basit biyolojik teorisi tamamen yanlıştı.
القاضي الاولي يدعي لوري اعتمد على نظرية بيولوجية خاطئة تماما

Yine de bana bu şekilde yalan söylemen çok yanlıştı!
كل الأمور سواء، من الخطأ جداً أن تكذب عليَّ كما فعلت

Sonuçlar fazla iyiydi Birşeyler yanlıştı
يارجل, الذهب كان خطئاً, لكن اكتشافه رائع

İslam sizin ülkenize 2001'de düşmanlıkla girdi. Bu yanlıştı.
الإسلام جاء إلى بلدك بعدائية عام 2001، وذلك كان خاطئا.

Bu şekilde karşına çıkmam yanlıştı biliyorum ama düşündüm ki benim gibi bir çocuğun senin gibi bir kızın ilgisini çekmesi için çok uçuk bir şey yapmalıydım.
أعلم أنى أخطأت بفعلى هذا أن أتطفل عليك على هذا النحو و لكنى أدركت أنه ما كان لشخص مثلى أن يجذب إِهتمام

- Bu yaptığım yanlıştı. - Onunla yerleri değiştirebilsem, değiştirirdim.
ذلك كان خطئًا لو وسعني مبادلتها المصير لفعلت

Eğer Ryan'ı ben ittiysem, ve o öldüyse, o zaman bu yanlıştı.
إذا أنا دَفعتُ رايان، وهو ماتَ، ثمّ ذلك كَانَ خاطئَ.

Yaptıkları yanlıştı ama gazeten dahil hiç kimse, onun aynı zamanda yas tutan cevaplar arayan bir baba ve eş olduğunu yazmadı ama neden benim için önemli olduğunu herkesten çok senin anlaman gerek.
ما فعله الآن كان خاطئًا لكن لا أحد بما فيهم صحيفتك ذكر قد حقيقة أنه كان أبًا

- Bu yanlıştı? Daha hızlı olabilirdi.
-وكان الامر فيه خطا كان يجب ان يكون سريعا

Maçtan sonra yaptığım, seni öpmem yanlıştı.
ما فعلت كان خاطئاَ

Harika olması gerekiyordu ama hesaplamaların hepsi yanlıştı.
لقد كان من المفترض أن يكون رائعاً ولكن كل حساباتهم كانت خاطئه بالمره

Size son 20 senedir söylediklerimin hepsini unutun, dedi. Söylediklerim yanlıştı.
وقال: كل ما اقوله لكم منذ 20 عاما الماضية انسوه, فهو خاطيء