"yapabileceğimiz bir şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • شيء يمكننا فعله
        
    • هناك ما يمكننا فعله
        
    • شيء يمكننا القيام
        
    • شئ يمكننا فعله
        
    • بيدنا حيلة
        
    • يمكننا فعل شيء
        
    • أي شيء نستطيع فعله
        
    • هناك شيء نستطيع فعله
        
    • لايمكننا فعل شيء
        
    • قادرتَين على فعل شيء ما
        
    • ما نستطيع فعله
        
    • شيء آخر يمكننا فعله
        
    • شئ نستطيع فعله
        
    • أي شيء بإمكاننا فعله
        
    • نستطيع فعل شئ
        
    Vücudun kalbi reddetmeye başlarsa Yapabileceğimiz bir şey kalmaz. Open Subtitles لو حصلت على أي التهاب أو تراجع حالة فلا شيء يمكننا فعله
    Ne diyorsun, Yapabileceğimiz bir şey yok mu? Open Subtitles ماذا تَقُولُ، ليس هناك شيء يمكننا فعله ؟
    Yapabileceğimiz bir şey olmalı. Muhakkak bir şey vardır. Open Subtitles لا بد آن هناك ما يمكننا فعله بلى ، هناك ما يمكننا فعله
    Korkarım hayır. Bu gece burada Yapabileceğimiz bir şey yok. Open Subtitles للأسف ، لا لا يوجد شيء يمكننا القيام به الليلة
    Yapabileceğimiz bir şey varsa lütfen söyle. Open Subtitles حسنا, إذا كان هناك أيّ شئ يمكننا فعله أخبرنا رجاءً
    Kadın şikâyetçi olmadığı sürece Yapabileceğimiz bir şey yok. Open Subtitles إن لم توجه له زوجته اتهامات فليس بيدنا حيلة
    Üzgünüm ama şuanda onun için Yapabileceğimiz bir şey yok. Hemen limana gitmeliyiz. Open Subtitles أنا متأسف لا يمكننا فعل شيء حيالها الآن علينا الوصول إلى مرفأ السفن
    Çünkü çünkü o zaman Yapabileceğimiz bir şey yok. Open Subtitles .. لأنه لأنه عندئذ .. ليس هناك شيء يمكننا فعله
    Birlikte Yapabileceğimiz bir şey. Biraz aşırı bir şey ama ihtiyacımız olan bu olabilir diye düşündüm. - Tamam. Open Subtitles شيء يمكننا فعله سوياً , انه شيء مبالغ به
    Hanımefendi 48 saat geçmeden Yapabileceğimiz bir şey yok. Open Subtitles حسناً، سيدتي ليس هناك شيء يمكننا فعله حتى مضي 48 ساعة
    Logan AB negatif. Bulunması en zor olan kan tipi. Üzgünüm Yapabileceğimiz bir şey yok. Open Subtitles فصيلة لوجان اي بي سالب ، وهي أصعب فئة في الحصول عليها أنا آسف ، ليس هناك ما يمكننا فعله
    Tumnus'a yardım için Yapabileceğimiz bir şey var mı? Open Subtitles ـ هل هناك ما يمكننا فعله لمساعدة تومنوس؟
    Silahları var! Onu öldürmüşler! Yapabileceğimiz bir şey yok! Open Subtitles لديهم أسلحة، لقد قتلوه، ليس هناك ما يمكننا فعله.
    Bu süreci hızlandırmak için Yapabileceğimiz bir şey yok mu? Open Subtitles هل هناك أي شيء يمكننا القيام به لتسريع هذا الأمر؟
    Yalan haber, istihbarat savaşında güçlü bir silah. Ama ona karşı Yapabileceğimiz bir şey var. TED تعد الأخبار الزائفة سلاحاً فعالًا في حرب المعلومات، لكن هناك شيء يمكننا القيام به حيالها.
    Bu akşam seni izlemekle görevliyim ama birlikte Yapabileceğimiz bir şey biliyorum. Open Subtitles انا أعرف شئ يمكننا فعله الليله لإننى مكلف بمراقبتك
    Yapabileceğimiz bir şey olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles حسناً ، لا أعتقد ان بيدنا حيلة
    Zamanında varsak bile, kadın için Yapabileceğimiz bir şey yok. Open Subtitles لا يمكننا فعل شيء بخصوص المرأة حتى وان امسكتهم في الوقت المناسب
    Yapabileceğimiz bir şey olursa... Open Subtitles إذا كان هنالك أي شيء نستطيع فعله اوه أي بي؟
    Eğer Yapabileceğimiz bir şey varsa, size yardımcı oluruz. Open Subtitles ان كان هناك شيء نستطيع فعله لمساعدتك سنفعل
    Yapabileceğimiz bir şey yok. Open Subtitles لايمكننا فعل شيء
    Yapabileceğimiz bir şey olmalı. Open Subtitles ربّما نكون قادرتَين على فعل شيء ما
    Bak, şu ana kadar olanlar umrumda değil, bunun için Yapabileceğimiz bir şey yok. Open Subtitles انظر، لا أهتم بما يحدث بالفعل فلا يوجد ما نستطيع فعله
    Üzgünüm, o zaman da bizim burada Yapabileceğimiz bir şey kalmaz. Open Subtitles إذن أخشى أنه لا يوجد شيء آخر يمكننا فعله هنا
    Adamların için Yapabileceğimiz bir şey yok, ama Sith'ler için kesinlikle bir şeyler yapacağız. Open Subtitles لا شئ نستطيع فعله لرجالك لكننا يمكننا التعامل مع هولاء السيث
    Bizim burada Yapabileceğimiz bir şey var mı? Open Subtitles أهناك أي شيء بإمكاننا فعله لأجلك هنا؟
    Küçüğü için Yapabileceğimiz bir şey yok, ama bir planımız var. Open Subtitles لن نستطيع فعل شئ بالمذنب الصغير ولكن لدينا خطة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more