"yapabilecekleri" - Translation from Turkish to Arabic

    • يمكنهم فعله
        
    • يمكنهم القيام
        
    • بوسعهم
        
    • يستطيعون فعله
        
    • يمكن القيام
        
    • يمكنهم أن يفعلوا
        
    • يمكنهم تطبيقها
        
    • إمكاناتنا
        
    • بيدهم
        
    Ve her türlü çabamıza ve iyi niyetimize rağmen çocuklar her seferinde yapabilecekleri en tehlikeli şeyi yapmak için bir yol bulacaklar, nerede yapabilirlerse. TED وعلى الرغم من كل جهودنا ونوايانا الحسنة سوف يكون بوسع الأطفال دائما تصور كيفية عمل أخطر ما يمكنهم فعله و في أي محيط كان
    Şirketler günümüzde, çok fazla veri topluyorlar, yani yapabilecekleri ilk şey bu veriyi bağışlamak. TED الشركات اليوم، يجمعون جبالاً من البيانات، لذا أول ما يمكنهم فعله هو التبرع بتلك البيانات.
    yapabilecekleri en iyi şey, kaçınılmaz felaketi bekleyip teknoloji ve paralarını kullanarak geri kalanımızdan uzaklaşmak. TED أفضل ما يمكنهم فعله هو الانتظار حتى تقع الكارثة الحتمية وبعدها يستخدمون قدرتهم التقنية وأموالهم لكي يبتعدوا عن بقيتنا.
    Şu an bizim için yapabilecekleri en iyi şeyin bu olduğunu söylediler. Open Subtitles وقالوا إن هذا هو أفضل ما يمكنهم القيام به بالنسبة لنا الآن.
    yapabilecekleri, yapamayacakları hakkında bilgi sahibi olduk. TED لقد سمعنا الكثير حول ما يمكنهم وما لا يمكنهم القيام به.
    Komşunuzun bundan hoşlanmayabiliceği konusunda da uyarırlar, ama kanunen, yapabilecekleri neredeyse hiçbir şey yok. TED الآن، سيحذرونك بأن جيرانك قد لا يحبذون هذا الأمر، ولكن، من ناحية قانونية، ليس بوسعهم فعل شيء حيال هذا الأمر.
    Han, endişelenme annen yarın dönene kadar yapabilecekleri bir şey yok. Open Subtitles هان,لا تقلقي لا يوجد شئ يستطيعون فعله, حتى ترجع امك غدا,
    Kaplumbağaların yumurtalarını korumak için yapabilecekleri çok az şey var. Open Subtitles ليس هناك شيء يمكن القيام به السلاحف للدفاع عن موقعهم
    Ancak, biz insanlara ne yapabilecekleri hakkında fikirler öneriyoruz. TED نريد أن نعطي للناس فكرة حول ما يمكنهم فعله حيال هذا الأمر.
    Uzun vadede yapabilecekleri şey ise bu retro-aşılama araçları ile gribe karşı koruyucu bir aşı olacak. TED الآن, على المدى البعيد, ما يمكنهم فعله هو إستخدام أدوات اللقاح العكسي في صنع لقاح وقائي للإنفلوانزا.
    Bende bir virüs var ve doktorlar ne olduğunu bilmiyorlar ve bu konuda yapabilecekleri hiçbir şey yok. Open Subtitles أصبت بفيرس ما، والأطباء لا يعرفون كنهه وليس هناك شيء يمكنهم فعله
    Korkuyorlar. Canavara yem oldular. Beklemekten başka yapabilecekleri bir şey yok. Open Subtitles مرتعبين , لحم لأجل الوحش ولا يوجد شيء يمكنهم فعله سوى الانتظار
    Türler arası egemenliği sağlamak için yapabilecekleri her şey. Open Subtitles كل شيء يمكنهم فعله لأجل بقاء هيمنة النوع بأكمله
    Doktorlar onu rahat ettirmekten başka yapabilecekleri bir şeyin olmadığını söylüyorlar. Open Subtitles أخبرنا الأطباء بأنه لا يوجد ما يمكنهم فعله الآن سوى جعلها تشعر بالراحة
    Kuşkusuz ki Çin ve ABD çok farklı devlet sistemleriyle yönetiliyorlar, bu da yapabilecekleri ya da yapamayacakları şeyleri belirliyor. TED الصين والولايات المتحدة الأمريكية تمتلك أنظمة حكومية مختلفة مما يؤثر على ما يمكنهم القيام به من عدمه.
    Evet ama yapabilecekleri bir şey olmadığını söylediler. Open Subtitles نعم. لَكنَّهم أخبروني أنه لا يوجد شيء يمكنهم القيام به
    Romatizma olduğunu söylediler, ve bunun için yapabilecekleri hiçbir şey yokmuş, çünkü tamamen psikosomatikmiş. Open Subtitles أخبروني بأنه الروماتيزم و بأنه ليس بوسعهم فعل شيء حياله لأن السبب كله كان نفسيا
    Ben de inanamadım ama yapabilecekleri bir şey var. Open Subtitles لم اصدق ايضا ولكن هناك شيء يستطيعون فعله
    Hastanedeki doktorlar, öleceğini söyledi onun için yapabilecekleri bir şey olmadığını söylediler. Open Subtitles ،يقول أطباء المشفى إنها سوف تموت وإنه لا يمكن القيام بشيء لمساعدتها
    yapabilecekleri bir şey yok. Open Subtitles ولا يمكنهم أن يفعلوا شيئاً حيال ذلك
    Onlara sınırlı kaynaklarla yapabilecekleri cerrahi operasyonları öğretmeyi planlıyorduk ama meğer sandığımızdan daha az malzemeleri varmış. Open Subtitles نحن نخطط لتعليمهم عمليات جراحية يمكنهم تطبيقها بإمكانات محدودة، لكن اتضح أن إمكاناتهم أقل بكثير
    Bu olay kamuya maloldu. Bizim halletmemiz lazım. yapabilecekleri... Open Subtitles أصبح الأمر معروفا جدا لدي العامة ، وأريد استخدام إمكاناتنا الآن ، وبقدر ما هم يمكن أن
    Polis, benimkine karşı onun sözü diyor. yapabilecekleri birşey yokmuş. Open Subtitles قال الشرطي بأن شهادته تبطل شهادتي، ليس بيدهم حيلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more