Herhangi bir yanlış yapmamış olan bir kurbanı cezalandırmaya zorluyoruz. | Open Subtitles | .. سوف نجبره علي عقاب الضحية الذي لم يفعل شيئاً خطأ له .. |
Henüz bir şey yapmamış biri için, çok fazla suçluluk duyuyorsun. | Open Subtitles | ولدي هناك الكثير من الذنب لشحص لم يفعل اي شيئ. |
Margaret Sanders antropolojik gereksinimlere tepki vermekten başka bir şey yapmamış. | Open Subtitles | لم تفعل مارغريت ساندرز شيئاً أكثر من أنها استجابت للضرورة الإنسانية |
Yakalanırsak, ben iki kişinin ölümünden sorumluyken sen birşey yapmamış sayılırsın. | Open Subtitles | إذن إذا قُبض علينا، سأكون قتلت اثنين وأنت لم تفعل شيئاً. |
Madem o kadar harika bir plan neden Kadimler de yapmamış söylesene? | Open Subtitles | .. قل لي إذا كانت هذه هي خطة رائعة لماذا لم يقم الإنشنتس بذلك ؟ |
O hiçbir şey yapmamış. Çocuk acemi ama cesur. | Open Subtitles | هو لم يفعل شيئاً شاب صغير لكنه يتحلى بالشجاعه |
Benim duyduğuma göre adamım bir şey yapmamış. | Open Subtitles | وبالطريقة التي سمعت بها, هذا الرجل لم يفعل اي شيء حتى |
Aşırı doz almış ve onun her kim beraberse bunun için bir şey yapmamış direk olarak halıya sarıp atmışlar. | Open Subtitles | تناولت جرعة فائقة والذي كان معها لم يفعل شيئاً سوى لفّها والتخلّص من جثتها |
- yapmamış olsaydı burada olmazdınız. | Open Subtitles | لو أنه لم يفعل شيئا لما كان البوليس الفديرالي هنا |
Seni ararsa ona Nick hiç bir şey yapmamış de tamam mı? Ne? | Open Subtitles | حسنا اذا اتصلت بك اخبرها ان نيك لم يفعل شئ ماذا؟ |
yapmamış; çünkü sen hazır olduğunda istermişsin. | Open Subtitles | انه لم يفعل هذا لانه ظن انك عندما تكون مستعد سوف تسأله |
Öyle konuşuyor ki sanki hiç hata yapmamış. | Open Subtitles | ومن طريقة كلامها، كأنها لم تفعل شئ خاطئ. |
- Daha önce bunu hiç yapmamış gibi davranıyorsun. Ne yapıyorsun? | Open Subtitles | أنت تتصرف كأنك لم تفعل شيئاً كهذا من قبل |
Yani, masallarda anlatılanlara göre size hiçbir şey yapmamış. | Open Subtitles | أقصد انه طبقا لإحداث القصة هى لم تفعل لكى شيئاً |
Sadece neden ona kapıyı açmaktan başka bir şey yapmamış bir kadını öldürmesi dışında. | Open Subtitles | إلا لماذا قال انه قتل امرأة لم تفعل شيئا ولكن فتح الباب له. |
Sizin bana anlattığınıza göre, son zamanlardan mantıklı hiçbir şey yapmamış. | Open Subtitles | بحسب ماقلتموه لي، فهي لم تفعل أي شيء معقول مؤخرًا. |
Bu işi yapmamış birinin üzerine yıkmaya çalışarak zamanımızı boşa harcıyoruz. | Open Subtitles | نحن نهدر وقتنا بمحاولة بمحاولة تعليق هذه القضية على شخص لم يقم بذلك، لأجل ماذا |
Sen yapmamış olsan da, ölmeleri an meselesiydi. | Open Subtitles | لو أنك لم تفعلها .. فلكانت مسئله وقت فحسب |
Kim? Harika. Hiç araştırma yapmamış biri daha çıktı. | Open Subtitles | رائع يبدو ان احدهم ايضا لا يقوم بالأبحاث |
Bir şekilde kazanırlarsa da onlar bizi kurtarmış olurken biz hiçbir şey yapmamış olacağız. | Open Subtitles | أما إذا فازوا، فإنّهم بشكل غير مباشر سيكونون قد أنقذونا بدون أن نحرّك ساكنًا. |
Bu adam, onu elememi sağlayacak hiçbir şey yapmamış. | Open Subtitles | هذا الرجل لم يرتكب أي عمل يمكّنني أن أطيح به |
Telefon faturası temiz. Hiç bir arama yapmamış. | Open Subtitles | فاتورة هاتفه كانت نظيفة أنه لم يصنع تلك المكالمت |
Sence bunu çoktan yapmamış mıdır? | Open Subtitles | ماذا, هل تضُنهُ لم يَقُم بِذلكً مُسَبقاً؟ |
Tepkilerinizden anladığım kadarıyla, hiçbiriniz yapmamış. | Open Subtitles | وإنطلاقاً من ردود أفعالكم، لمْ يفعل أحدكم ذلك. |
Hemen yerinize geçmenizi söylemezsem işimi yapmamış olurum. | Open Subtitles | لن أؤدي عملي إن لم أطلب منكم جميعا أن تجسلوا أماكنكم حالا |