-İyi birşeyler yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | هذه ليست الفكرة إنه يحاول فعل الصواب بأمواله |
Ne yapmaya çalışıyor? | Open Subtitles | ما الذي يحاول فعله |
O mükemmellikten çok uzakta fakat ne için seçildiyse onu yapmaya çalışıyor. | TED | وهو أبعد ما يكون عن المثالية ولكنه يحاول أن يقوم بدوره الذي أُنتخب من أجله. |
Şu küçük şehir belediye başkanlarından biri, kendine isim yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أحد محافظي المناطق الصغرى يحاول صنع اسمه |
Şimdilik sadece Majesteleri o adamın yardımıyla ne yapmaya çalışıyor bekleyip izleyin. | Open Subtitles | لنراقب فحسب الان ما الذى يحاول ان يفعله الملك بمساعدة ذلك الرجل |
Bu insanlar doğru olanı yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | وهي تحاول أن تفعل الشيء الصحيح لهؤلاء الناس |
Ama değişiklikler yapmaya çalışıyor gibisin. | Open Subtitles | لكن يبدو أنك تحاول القيام ببعض التغييرات. |
Ama şirket ne için var, ne yapmaya çalışıyor dünyanın gözünde bunlar aynı kalmak zorunda. | Open Subtitles | لكن ما تهدف اليه الشركة ما تحاول فعله في عيون العالم يجب ان لا يمس بسوء , لماذا؟ |
Burada herkes işini yapmaya çalışıyor ve siz yine olay çıkarıyorsunuz. | Open Subtitles | كل واحد يحاول القيام بعمله، وأنت قد اختلقت إضافة للمشهد مجدداً. |
O iyi dostuma, o şeyi yapan her kimse, aynı şeyi bana da yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | ايا كان من حاول فعل ذلك بك صديقي العزيز كانه يحاول فعل ذلك بي |
Bakın, en azından o bu sefer insanların ondan hoşlanması için iyi şeyler yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | استمعوا لي، إنه يحاول فعل الخير على الأقل ليجعل الناس تحبه هذه المرة |
Kendini suçlu hissediyor.Hayatında birkerecik doğru birşey yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لأنه يشعر بالذنب إنه يحاول فعل الصواب |
Bu adam ne yapmaya çalışıyor bilmiyorum, ama rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | لكنّ هذا الرجل يحاول أن ... بالواقع لا أعلم ما الذي يحاول فعله -لكنني أمتعض من ذلك |
Peki, burada ne yapmaya çalışıyor? Bu,şimdi bizim x ve x kare dediğimiz şey. | Open Subtitles | ما الذي يحاول فعله هنا إذاً؟ |
Ne yapmaya çalıştığı çok belli, sayın yargıç bize suçluyu unutturmaya ve hukuku dava konusu yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | سيادة القاضى ، من الواضح ما يحاول أن يفعله إنه يحاول أن ينسينا الخارج على القانون و أن يضع القانون للمحاكمة |
Ne yapmaya çalışıyor, kendini mi öldürtecek? | Open Subtitles | إنه يتجه إلى الطوربيد ماذا يحاول أن يفعل؟ يقتل نفسه ؟ |
Capitol Hill'de isim yapmaya çalışıyor ama fazla sevimli olduğu için partinin ileri gelenleri onu ciddiye almıyor. | Open Subtitles | يحاول صنع إسم لنفسه لكنه وسيم لدرجة أن الحزب لا يأخذه على محمل الجد |
Çocuk işini yapmaya çalışıyor tamam mı? | Open Subtitles | الفتي كان يحاول ان يؤدي عمله ,اليس كذلك؟ |
Anlayacağınız geçen ay için bir şeyler yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | و حسنًا ، كما ترين ، إنها تحاول أن تفعل ذلك منذ الشهر الماضي |
Bu filmde üşütük rolünü yapmaya çalışıyor gibisin. | Open Subtitles | لكن مع هذا، كما تعرف وكأنك كنت تحاول القيام بالأمر الغريب |
Bayan Delgado sadece işini yapmaya çalışıyor, | Open Subtitles | الآنسة " ديلقادو " تحاول ممارسة عملها فقط |
Ya da "Bu adam bitkilerin arkasında saklanıp bizi gözetleyerek ne yapmaya çalışıyor?" | Open Subtitles | أو "ما الذي يفعله هذا الشاب بالتجسس علينا من خلف النباتات؟" |
Tamam metodları açıkça yanlış ama... o da kendi açısından asil bir şeyler yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | حسناً، نهجه خطأ بشكلِ واضح ولكن بطريقته الخاصة كان يُحاول فعل شيء نبيل |
Onu etkilemek istiyor fakat kendi yemeğinden... - ...tasarruf yapmaya çalışıyor. - Belki de aç değildir. | Open Subtitles | هو يحاول أن يثير اعجابها لكنه يحاول الإقتصاد بطعامه، ربما ليس جائعاً |
Bir anlaşma yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنها تحاول عقد اتفاق |