ve başarıldığında ve yeni hükümet geldiğinde işler son derece basitleşir çünkü yeni gelen başkan eğer yapmazsa başına ne geleceğini bilir. | Open Subtitles | وما إن يحدث ذلك وتـُـشكّلُ حكومة ٌ جديدة، فإتها ستقوم بإطاعة الامر, لأنّ الرئيس الجديد يعلم ما الذي سيحدث إذا لم يفعل. |
Eğer bir şeyler yapmazsa, yavrular 1 saat içerisinde ölecek. | Open Subtitles | سيموتون خلال أقل من ساعة إذا لم يفعل شيء لمساعدتهم |
Peki Phil hiçbirşey yapmazsa ve böyle devam ederse sizce neler olabilir? | Open Subtitles | وما هي الماخطر المتوقعة لو أن فيل لم يفعل شيء لنفسه ؟ |
Eğer yapmazsa, sende beklersin. | Open Subtitles | وستشعر بالرضى عن نفسك أما إّلم يقم بشيئ ، فاجلس صامتا |
Kendi kendine yapmazsa, kibarca teşvik ederiz. | Open Subtitles | و إن لم يقم بذلك من تلقاء نفسه فسيتحتم علينا تشجيعه بشكل لطيف |
Dediklerimi yapmazsa, ne olacağını biliyor. | Open Subtitles | وهو يعلم مالذي سيحصل إن لم يفعل ما آمرته |
İşinin büyük kısmı buydu ve insanlar, bunu yapmazsa her şeyin yıkılacağını düşünürdü. | TED | وهذا أحد أهم أجزاء وظيفته، والناس يعتقدون أنه إذا لم يفعل ذلك، ستنهار الأمور. |
Eğer bir çocuk bunu şimdi yapmazsa, bir daha asla olmayabilir. | Open Subtitles | لو لم يفعل الطفل هذا الآن، ربما لا يفعله أبداً |
Söyle, yapmazsa işi biter. Evet, tur otobüsü sürmeye başlar. | Open Subtitles | أخبره، إذا لم يفعل هذا، سينتهي أمره هذا صحيح، سيقود حافلة سياحية |
Eğer hiç kimse bir şey yapmazsa, hasta insanlar genelde daha da hastalanıyorlar. | Open Subtitles | وإن لم يفعل المرء شيئاً على الإطلاق فالمرضى غالباً سيزدادون مرضاً |
Çünkü sihirbaz bunları yapmazsa, diğer seçenekle yaşamak bazıları için imkansız olurdu. | Open Subtitles | لانه اذا لم يفعل الساحر هذا البديل مستحيل للاخرين للعيش |
Bugün birileri gelip ailesinden birini öldürdüğü için kızgın ve eğer kendisi bu konuda bir şey yapmazsa, kimsenin yapmayacağını sanıyor. | Open Subtitles | و قتل احد من عائلتةاليوم. و انه يشعر انه لو لم يفعل شىء فى هذا, لا احد سيفعل. |
Çünkü böyle yapmazsa biteceğinden korkuyor. | Open Subtitles | لأنه خائف من أنه إذا لم يقم بذلك فسينتهي الأمر |
Çünkü o yapmazsa ben yapmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | لأنه إن لمْ يقم بالتعذيب فسيتحتم علي القيام به |
Eğer 60 saniye içinde hamlesini yapmazsa, hükmen mağlup sayılacak. | Open Subtitles | اذا لم يقم بحركته خلال 60 ثانية سيعتبر خاسرا |
Eğer kimse bir arama yapmazsa o zaman dışarıdaki hiç kimse beni aramaya gelmez. | Open Subtitles | إذا لم يقم أي أحد هنا بأي اتصالات، فلا أحد على الجانب الآخر سيأتي للبحث عني |
Yapması gerekeni yapmazsa en kısa zamanda bu hainlerin hesabını görmezse bunu başkası yapacak. | Open Subtitles | إن لمْ يفعل ما يجب فعله، إن لمْ يصفي الإرهابيين قريبًا، سيفعلها أحد ما نيابةً عنه. |
Kimse kapıyı açmak gibi salaklıklar yapmazsa tabii. | Open Subtitles | لا أحدَ يقومُ بفعلٍ غبيٍ كـ فتحِ الباب |
Birileri bu konuda bir şeyler yapmazsa hak ettiklerini asla bulmayacaklar. Amanda... | Open Subtitles | وما لم يتصرف أحد ما حيال ذلك لن ينالوا جزاءهم أبداً |
O görevini yapmazsa, ben de benimkini yapamam. | Open Subtitles | إذا لم تقم بواجبها، فلا أستطيع القيام بواجبي |