Yaptığımız her şeyi bozmak için plan yapmadığını sanıyorsan, kendini kandırırsın. | Open Subtitles | إن كنت تعتقد أنه لا يخطط لاستعادة كل شيء فعلناه هنا، فأنت تخدع نفسك |
Yani orada Yaptığımız her şeyi izliyordunuz. | Open Subtitles | إذًا، أنّك كنت تشاهد كل شيء فعلناه هناك. |
Bunca yıldır bu evin içinde bizi izliyorlar, Yaptığımız her şeyi. | Open Subtitles | كانوا يشاهدوننا طوال هذة السنوات داخل المنزل، كل ما فعلناه |
İtibarını düzeltirsek Yaptığımız her şeyi sürdürme şansımız olur. | Open Subtitles | ، إذا عالجنا سُمعتك فسنُحافظ على كل ما فعلناه |
C, Yaptığımız her şeyi izliyor. Ona yalnızca daha çok bilgi sağlamış oluruz. | Open Subtitles | سي) يراقب كل شيء نفعله) نحن نمُدّهم بمزيداً من المعلومات ليس إلا |
Tanrı bile demiryolunu durduramaz, Bay Hatch. Yaptığımız her şeyi yerle bir edecek, yuvamızı elimizden alacaksınız. | Open Subtitles | ولن نسمع أمرك بأن نغادر ستدمر سكة الحديد كل ما بنيناه |
Düşmanlarımız Yaptığımız her şeyi izliyor. Tek bir hatayı bile kaldıramayız. | Open Subtitles | أعداؤنا يراقبون كل ما نقوم به لا يسعنا أن ينزلق واحد من الأعلى |
Başımıza gelen her şeyi. Yaptığımız her şeyi. | Open Subtitles | -كلّ ما جرى لنا وكلّ ما فعلناه |
O zamandan beri Yaptığımız her şeyi şekillendirdi. | TED | وقد شكلّت كل شيء فعلناه منذ ذلك الحين. |
Bu, Yaptığımız her şeyi çalışır hale getirecek. | Open Subtitles | هذا يجعل كل شيء فعلناه يستحق التعب |
- Yaptığımız her şeyi hatırlamamız lazım. | Open Subtitles | يجب علينا تذكر كل شيء فعلناه |
Hayır, daha önce Yaptığımız her şeyi yapmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | لا، كان يُفترض بنا أن نفعل كل ما فعلناه |
Gelip Yaptığımız her şeyi yok saymaya çalışıyor. | Open Subtitles | يجيئنا ويحاول إبطال كل ما فعلناه. |
Yaptığımız her şeyi görüp duyuyorlar. | Open Subtitles | هم يرون ويسمعون كل شيء نفعله |
C Yaptığımız her şeyi izliyor. | Open Subtitles | (سي) يراقب كل شيء نفعله. |
Yaptığımız her şeyi yerle bir edecek, yuvamızı elimizden alacaksınız. | Open Subtitles | ستدمر سكة الحديد كل ما بنيناه وتسلب منزلنا |
Yaptığımız her şeyi kenara fırlatmadan önce, adamla 10 dakikacık konuşmanı istiyorum. | Open Subtitles | أنا أطلب منك أن تسخّر 10 دقائق لتتحدث معه قبل أن ترمي كل ما بنيناه هباءً منثورًا |
Ancak, galiba Yaptığımız her şeyi profesyonelleştirdiğimiz dünyada şunu gerçekten biliyorum ki sadece dinlemek bile hayatları değiştirebilir. | TED | كنت أظن في عالم يهيمن عليه الطابع الاحترافي على كل ما نقوم به أنا حقاً فهمت أن هذا الفعل البسيط الاستماع يمكن أن يكون له تأثير بتغير الحياة |
Yaptığımız her şeyi kontrol etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يسعون للسيطرة على كل ما نقوم به |
C Yaptığımız her şeyi izliyor. Ona daha fazla istihbarat vermiş oluruz. | Open Subtitles | يراقب (سي) كل ما نقوم به سنسلمهم مزيد من المعلومات فحسب |
Başımıza gelen her şeyi. Yaptığımız her şeyi. | Open Subtitles | -كلّ ما جرى لنا وكلّ ما فعلناه . |