| ClA iç işlerine müdahale edemez. Bunu yapmakla federal yasaları çiğnemiş olacaksınız. | Open Subtitles | وكالة المخابرات المركزية ليس لها دستور يمنحك الحق في انتهاك القانون الاتحادي |
| O çiftçi kodeste pis pis sırıtarak, adamı olan şerifle yasaları koyuyor. | Open Subtitles | صاحب المزرعة ذلك الذي يجلس في السجن يسخر ويجعل مأموره يُطبق القانون |
| Bu mahkemenin karara varmasını engellemek üzere, yasaları çarpıtmak için her şeyi yaptı. | Open Subtitles | و قد فعل كل شيء ليتحاشى القانون هذا سيتسبب بمنع إنهاء هذه المحاكمة |
| Bu yüzden idam belirlendiği gibi California yasaları gereği şimdi uygulanacaktır. | Open Subtitles | ولذلك سيتم تنفيذ بالاعدام حسب القوانين المعمول بها.. في ولاية كاليفورنيا |
| İsveç diyorum çünkü İsveç yasaları biraz Amerikan yasalarına benziyor. | TED | انا اتحدث عن السويد ، لان السويد لديها قانون شبيه نسبيا بقانون الولايات المتحدة |
| yasaları herhangi bir şekilde ihlal edecek olursan, hiç tereddüt etmeden ne gerekiyorsa toplar, seni yargı önüne çıkarırım. | Open Subtitles | إذا كنت تنتهك القانون بأي شكل من الأشكال، وسوف، دون تردد، جمع كل الأدلة أحتاج لمقاضاة لكم لهذا الجرم |
| Eğer birinin yerine bilerek suçu kabul ediyorsanız siz de yasaları çiğniyorsunuz. | Open Subtitles | واذا كنت تتعمد ان تصمت حماية لشخص آخر فانت تتعدى على القانون |
| Seninle şu anda yasal olarak evlenemem ve yasaları çiğneyemem. | Open Subtitles | قانونياً لا أستطيع الزواج منك الآن ولا أريد مخالفة القانون |
| - Demek oluyor ki, babasının olayında olduğu gibi artık yasaları kendi başına belirleyen serseri olmadığımı ona kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | يعني أنه يجب أن أثبت لها أني لست نفس المغفل الذي أخذ على عاتقه تطبيق القانون بيديه مع والدها |
| Kaç cadıyı teslim ettiğim, kaçının yasaları çiğnediği için öldürüldüğü... | Open Subtitles | عدد الساحرات اللاتي سلمتهن للحبس. عدد القتيلات جراء مخالفة القانون. |
| Senin için yasaları çiğnemeyi bile düşündüm çünkü seni tanıyorum sandım. | Open Subtitles | حتى أني حاولت كسر القانون من اجلك لأني ظننت أني أعرفك |
| Bizim problemi anlayıp bu tür gizliliği ortadan kaldıracak yasaları değiştirmeyi vaat eden, politik liderlere ihtiyacımız var. | TED | نحن بحاجة إلى أن يدرك ويعترف القادة السياسيين بهذه المشكلة، والالتزام بتغيير القانون للكشف عن هذا النوع من السرية. |
| - yasaları altı hafta çiğneseler bile mi? | Open Subtitles | حتى ولو قضى القانون ستة اسابيع مع زوجة القيصر ؟ |
| Bu, aynı anda hem bir hakimin, hem de jürinin görevlerini üstlenen.... ...ve yasaları kendi ellerine alan bir adam. | Open Subtitles | رجل يشغل وضيفتين قاضي وهيئة محلفيين ويأخذ القانون في يده. |
| Epeyce oluyor, bir adam yasaları çiğnedi. | Open Subtitles | حسنا، لأنه منذ زمن طويل. كسر رجل القانون. |
| Bir zamanlar bu yasaları idare edenler vardı ama hepsi öldü. | Open Subtitles | في زمن ما كان هناك ناس مسؤولين عن القوانين ولكنهم ماتوا |
| Doğanın ekonomik yasaları kendilerini yeniden teyit etmesi uzun zaman almadı. | Open Subtitles | لم يأخذ الأمر طويلًا حتى تعود القوانين والتشريعات الإقتصادية لسابق عهدها |
| Bu sütun ile gösterilen üretkenlikleri, kabul ettikleri yasaları gösteriyor. | Open Subtitles | إنتاجيته قياساً على هذا الرسم تظهر عدد القوانين التي أجازوها |
| Bu tıpkı uyuşturucu yasaları gibi — düzenlemeye çalışırız ama yapamayız. | TED | تماما مثل قانون المخدرات نحاول تنظيمها، ولكن لا نستطيع. |
| Artık kimsenin taktığı yok ne yasaları, ne de düzeni. | Open Subtitles | وما من ﺇلتزام أو ﺇحترام للقانون هنا على الأرض |
| Devletin, sağlık servislerindeki kesintilere karşı tüketiciyi koruyan yasaları var. | Open Subtitles | لَدى الولاية قوانين لحماية المستَهلِك مِن خَفضِ نفقات الخدمة الطبية |
| O'nun yasaları yaşadığın eyalete bakmaz. | Open Subtitles | قوانينه لا تختلف بحسب اي ولاية تعيش فيها |
| Şiddet uyguluyor, yasaları çiğniyor, okula zarar veriyorlar ama yine de onları ödüllendiriyoruz. | Open Subtitles | والذي أناله هو عنفهم , كسرهم للقوانين وتدمير ملكيات المدرسة وفي النهاية , نجعلهم مهمين نحن نكافئهم مثل 000000 |
| Eduard Delacroix eyalet yasaları uyarınca ölene dek vücudundan elektrik geçirilecek. | Open Subtitles | إدوارد ديلاكوا... الكهرباء ستعبر جسدك الآن حتى الموت... مطابقةً لقوانين الولايه. |
| Basında "beni alaşağı etmeye takıntılı yasaları çiğneyen savcı" diye adının çıkması bir telefonuma bakar. | Open Subtitles | أقوم بإتصال واحد وستجعلك الصحافة مفرطة في تصرفك كاسرةً لقانون الإدعاء العام يائسة للإطاحة بي |
| Bu doğal kurallar beyninizin içindedir, trafik kuralları gibi değil, daha çok doğa yasaları gibiler. | TED | أما الآن، هذه الأنواع من القواعد الطبيعية التي توجد بعقلك. إنها ليست كأنظمة المرور، إنها أكثر شبهً بقوانين الطبيعة. |
| yasaları korumamı istiyorlar ama elimi kolumu bağlıyorlar. | Open Subtitles | يُريدونَني أَنْ أُؤيّدَ القانونَ . لَكنَّهم يَرْبطونَ أيديي. |
| Bana değil. Vergi verenlere. Onlar da siz yasaları çiğneyin diye para ödemiyorlar. | Open Subtitles | ليس أنا ، دافعي الضرائب ، وهم لا يدفعون لك لكي تستهين بالقوانين |
| Fakat biz bu ikisinin ortasında bir yerde, değişimlerin olduğu ve bazı şeylerin bir düzen teşkil edecek şekilde (ki biz ona doğanın yasaları deriz) bir dünyada yaşıyoruz. | Open Subtitles | ولكن إن عشنا فى عالم يقع بين هذين العالمين عالم تتغير فيه الأشياء ولكن طبقا لأنماط وقوانين |
| Ahit sandığında, senin onlara getirdiğin yasaları taşıyorlar. | Open Subtitles | حملوا معهم فى تابوت العهد التشريعات التى أحضرتها لهم |
| Kansas Eyalet yasaları'na bağlı kalacağınıza ve başkanlık görevini layıkıyla yerine getireceğinize yemin eder misiniz? | Open Subtitles | هل تقسم بكل الايمان علي تطبيق قوانينين ولاية كنساس وباخلاص مطلق علي واجبات رئيس البلدة ؟ |