Yani, Serbest Yazılımın çalışma dünyası konulu gözlemlerimdi bu benim. | Open Subtitles | لذا فقد كانت ملاحظتي حول ما جعل البرمجيات الحرة تعمل |
Aracın kablosuz iletişim kapasitesi kapsamında Yazılımın kontrol ettiği her bir parçayla iletişime geçilebildi. | TED | كانوا قادرين على اختراق كل واحد من قطع البرمجيات التي تسيطر كل واحدة من القدرات اللاسلكية للسيارة. |
Şimdi size zararlı Yazılımın kodu neye benzer göstermek istiyorum. | TED | لذا دعوني أريكم كيف يبدو شكل البرمجيات الخبيثة اليوم. |
- Bu Yazılımın asıl amacı bu olmamalı. | Open Subtitles | هذه ليست الطريقة التي قصد للبرنامج أن يعمل بها. |
Sinyalim üzerine, hapishanenin iç operasyonlarını kontrol eden Yazılımın uzaktan ele geçirilmesini gerçekleştireceksin. | Open Subtitles | عند إشارتي ، ستُنفذ تحكم من على بٌعد للبرنامج الذي يُسيطر على العمليات الداخلية بالسجن |
Biz Yazılımın açık ve kodların ulaşılabilir olması fikrini ulaştırmak istiyorduk. | Open Subtitles | وكنا نود ايصال فكرة ان البرنامج مفتوح .وان النص المصدري متاح |
Yazılımın çekirdeğine girmeye, ama NRC bana asla izin vermez. | Open Subtitles | ماذا تحتاج؟ أن أصل إلى لب البرنامج ولكن هيئة الطاقة |
Şimdi izninizle size çoğu zararlı Yazılımın bugünlerde nasıl yayıldığını göstereceğim. | TED | دعوني أريكم كيف أهزم البرمجيات الخبيثة التي يتم نشرها و توزيعها هذه الأيام. |
Tabii ki, aynı zamanda Yazılımın hükûmetlere satıldıktan sonra nasıl kullanılabileceğini bilmesinin mümkün olmadığını kabul etti. | TED | وبالطبع, هو يعرف انه تلك البرمجيات تم بيعها للحكومات وبالتالي لا يعرف بالضبط كيف سيتم استعمال تلك البرمجيات.. |
Bunun etkisi nedir? Birçok kimsenin bildiği hikâye özgür veya açık-kaynak Yazılımın hikâyesidir. | TED | ما هو تأثير هذا؟ إذاً فالقصة التي يعلمها معظم الناس هي قصة البرمجيات المجانية أو ذات المصدر المفتوح. |
Serbest Yazılımın avantajlarından biri... her tür servis ve destek için serbest bir pazar var ortada. | Open Subtitles | احد حسنات البرمجيات الحرة وجود سوق مجاني لاي خدمة او دعم |
Serbest Yazılımın yararları... fazlaydı ama desteğin maliyeti fazlaydı. | Open Subtitles | فوائد البرمجيات الحرة هائلة لكن تكلفة الدعم الداخلي |
Ben Açık Kaynak tanımının yazarıyım ve... o da SerbesT Yazılımın başlatıcısıdır örgütleyici olarak. | Open Subtitles | انا مؤلف المصادر المفتوحة و هو مطلق البرمجيات الحرة كشيء منظم |
BM istatistik veritabanlarını açtı, ve biz internet üzerinde çalışan Yazılımın yeni bir versiyonuna sahibiz, böylece artık indirmek zorunda değilsiniz. | TED | فتحت الأمم المتحدة دائرة بياناتها الإحصائية, والان لدينا اصدار جديد للبرنامج يعمل تحت التجربة على الإنترنت, كي لا تحتاج لتحميله بعد الان |
Buraya Margarita Hareketleri adındaki Yazılımın üniversitenin mülkiyeti olduğunu ispatlamaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لأؤكد ملكية الجامعة للبرنامج "المسمى "مارغريتا موشنز |
Firma Yazılımın sahibi pozisyonunda | TED | الشركه مالكه للبرنامج |
Yazılımın öğrenmesi neden bu kadar önemli? | Open Subtitles | (الصفافير) ولماذا هو مهم للبرنامج لتعلم؟ |
Bu sayede ne elde ettiğimize bakalım Biri Edinburgh'da, diğeri Entebbe'de iki programcı birbirlerinden hiç haberleri yokken, aynı Yazılımın | TED | هذا له النتائج التاليه: مبرمج من ادنبره ومبرمج اخر من إنتيبي يمكننهم ان يحصلوا على نفس النسخه من نفس الجزء من البرنامج |
Onlara, Yazılımın okuma, matematik ve fen alanlarını yapacağını, ama çocuğun motor ve kendine bakma becerilerinden sorumlu olduklarını ve birlikte sosyal duygusal beceriler üzerinde çalışacağımızı söylüyoruz. | TED | ونخبرهم أن البرنامج قادر على تولي جميع مهام الحساب والقراءة والعلوم، ولكنهم مسؤولون عن تعليم المهارات الفكرية ومهارات مساعدة الذات، ومعاً، يمكننا العمل على تعليم التعاطف الاجتماعي. |
Bu Yazılımın, endüstrinin yüzünü değiştireceğine inanıyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن هذا البرنامج سيغير وجه الصناعة ماما. |
Yani elle tekrar sayımın kabulünün tek yolu donanımın ya da Yazılımın çökmesidir. | Open Subtitles | لذا فالطريقة الوحيدة لاجراء فرز يدوي هي اذا تعطلت الأجهزة والبرامج |
Gerçek tescilli Yazılımın ne olduğunu nokta nokta vurgulayan bir mektup. | Open Subtitles | حيث ناقش نقطة بنقطة المفهوم الجديد نسبيا للبرامج المملوكة |