Tüm bu yazarlar, kendi çaplarında zamanlarının gelenek ve göreneklerini yansıttılar. | Open Subtitles | الآن، هؤلاء الكتّاب كلّهم سلكوا طريقهم الخاص عكست عادات وإتفاقيات زمنهم |
Ama içinizdeki gizli yazarlar, lütfen herhangi bir özgün çalışmanızı ... | Open Subtitles | لكن لكل الكتّاب السريين هناك بالخارج رجاءً قدّموا أي شيء لكم |
Ama yazarlar Birliğinde kaydı var, yani çalabileceğinizi falan düşünmeyin. | Open Subtitles | لكنها مسجلة تحت نقابة الكتاب لذا لا تفكري بأن تسرقيه |
O zamandan beri, 129 milyon farklı vesilelerle kitaplar yayınlayarak, yazarlar kazandı. | TED | منذ ذلك الوقت، استطاع الكتاب على مدى 129 مليون مناسبة متميزة، من نشر الكتب. |
30 ya da 40 dakikadan sonra ne yazdıklarını bilmeden yazarlar. | TED | بعد 30 أو 40 دقيقة، يكتبون بدون أن يعرفوا ماذا يكتبون. |
Görünen o ki, yazarlar biliyorlar aile dışından bir çocuğun, ailenin, olduğunu sandığı halini değil gerçek halini yansıttığını. | TED | كان الكُتاب يعرفون أنّ الطفل خارج الأسرة يعكس ماهية الأسرة الحقيقية أكثر مما يحاول عكسه غير ذلك. |
Pek çok yazar bu baskıyı hisseder, ama özellikle batılı olmayan yazarlar bunu çok daha ağır hisseder. | TED | العديد من المؤلفين يرزحون تحت وطأة هذا الشعور, ولكن المؤلفين غير الغربيين يعانون أكثر. |
İyi bir yapımcı yarısıyla da halledebilir ama yazarlar ve yönetmenler de gerekiyor. | Open Subtitles | المنتج الفطين يستطيع صنعه بنصف المبلغ، لكن يجب عليه أن يعرف الكتّاب والمخرجين. |
Çoğu yazarlar eski öyküleri yeniden yazıp duruyorlar. | Open Subtitles | فمعظم الكتّاب يعيدون كتابة القصص القديمة بلا جديد |
Genç yazarlar bunu söylememden nefret ederler. | Open Subtitles | الكتّاب الشباب دائما مايكرهون ذلك عندما أخبرهم به |
Çok basit, siz entel yazarlar, bunu asla düşünemezdiniz. | Open Subtitles | أمر بسيط للغاية، لم تكونوا لتفكّروا به أبداً أيها الكتّاب العباقرة. |
Eski Ahit'i yazan Yahudi yazarlar, ki bu sizi şaşırtmayacak, konuya farklı bir bakış getiriyorlar. | TED | الكتاب العبريون في العهد القديم، لن تتفاجؤوا بمعرفة، أخذ وجهة نظر مختلفة بدلا من هذا. |
Şu an, benim Parlamento'daki arkadaşlarım arasında aile hekimleri, işadamları, profesörler, seçkin ekonomistler, tarihçiler, yazarlar, albaydan, alaydaki çavuşa kadar ordu mensupları var. | TED | في منصبي الجديد، زملائي في البرلمان هم من الأطباء، رجال الأعمال، البروفيسورات الاقتصاديين المميزين، المؤرخين، الكتاب ضباط الجيش من عقيد حتى رقيب أول |
Ben bir yazarım ve izleyicilerin arasında bulunan benim gibi yazarlar hikayelere aşık olduğumuzu bilirler. | TED | أنا كاتب، والزملاء الكتاب من الجمهور يعلمون جيدًا أننا نحب القصص. |
Aynen öğrenciler veya çok yaratıcı insanlar, yazarlar ve bu tür insanlar gibi. | TED | كذلك الأمر مع الطلاب أو المبدعين الكتاب وأمثالهم |
Bazı insanlar bir kere yazarken, bazıları tekrar tekrar yazarlar. | Open Subtitles | بعض الناس يكتبون مرة واحدة فقط و آخرون عدة مرات. |
Söyle bana, yazarlar ne konuştuklarını biliyorlar mı? | Open Subtitles | أخبرني، هل الكُتاب يعرفون ما يتحدثون عنه؟ |
Ukala profesörler, kurnaz yazarlar ve provokatörler kadar zeki değilim, kabul ediyorum. | Open Subtitles | أنا أعترف أنني لست ذكيا مثل بعضهم بعضهم أساتذة اذكياء متحاذقين الرجل الحكيم المؤلفين والمحرضين |
Ama iyi yazarlar genelde beş parasız ölür, bu yüzden üniversiteden sonra seyahat dergilerinde yazı yazdım. | Open Subtitles | ولكن الكاتب الجيد عادة ما يموت فقير بعد ان غادرت الكلية ، لقد كتبت لمجلات الفن |
Bizim gibi evcilleşmemiş bütün yazarlar eninde sonunda buraya, Büyük Tabii Tuz Bölgesi'ne gelirler. | Open Subtitles | جميعنا، ككتاب ثائرين، ينتهي بنا الحال بالعمل هنا، في قِبْلَة الكُتّاب جميعا. |
Bizler edebi metinlere onları yaratan yazarlar ve şairlerle birebir aynı temel yorumsal kategorilerde cevap veririz. | Open Subtitles | نحن نرد على النصوص الأدبية مستخدمين بدقة نفس فئات الفهم الأساسية التي يستخدمها المؤلفون والشعراء لإبداعها |
yazarlar, farklı kişilikleri olan yaratıcı bireyler olarak görülmekten ziyade kendi kültürlerinin temsilciler olarak algılanıyorlar. Çin'den bir kaç tane, Türkiye'den bir kaç tane, Nijerya'dan birkaç tane... | TED | فَالَكُتَّاب لا يُنظر لهم كمبدعين متفردين, إنما كممثلين لحضاراتهم الخاصة. بضعة مؤلفين من الصين, القليل من تركيا, القليل من نيجيريا. |
Bilgisayar mühendisleri ve bilgisayar bilimleri branşlarının peşinden koşarken, sanatçılar , müzisyenler ve yazarlar serpiştirdik... | TED | وبالرغم أننا ما زلنا نبحث عن مهندسي حاسوب وأشخاص بتخصص علم حاسوب وضعنا القليل من الفنانين، والموسيقيين، والكتاب |
Hakkınızda daha çok yalan yazarlar. | Open Subtitles | سيكتبون المزيد من الأكاذيب عنك |
Ben, şey, bilirsiniz, oyuncular, yazarlar, yapımcılar, yönetmenler, acenteler, hepimiz gerçeklik için can atarız. | Open Subtitles | أنا, أنا, تعرف ممثلين, كاتبين منتجين, مخرجين, عملاء نحن جميعا نسعى للحقيق, تعرف |
Kendi ayrı ayrı alanlarında. Biraz, büyük yazarlar büyük işadamları, birkaç büyük siyasetçiler ve. | Open Subtitles | بعضهم كتّاب عظماء والبعض رجال أعمال والبعض سياسيين |
yazarlar grevinin başını çektiğimizden, şaşılacak bir durum yok. | TED | ولا نستغرب بعد ذلك من حدوث إضراب عام للكتاب والمؤلفين. |
Onlar oyunu yazabilir örneğin ve yazarlar sahne tasarımını yapabilir. | TED | بإمكانهم أن يكتبوا مسرحية، على سبيل المثال، والكتّاب قد يعملون على الفن المسرحي. |