| Artık arabalarımızı sürmediğimizde veya yemeğimizi pişirmediğimizde, hatta hastalıklarımızı teşhis etmediğimizde bu işlere ne olacak? | TED | ما هو مستقبل هذه المهن إذا توقفنا عن قيادة سياراتنا أو طهي طعامنا أو حتى تشخيص أمراضنا الصحية؟ |
| Bu tesisin koruması altında yaşıyorsunuz. yemeğimizi yiyip, suyumuzu içiyorsunuz. | Open Subtitles | لديك الحماية من هذه المؤسسة تأكل طعامنا وتشرب مائنا |
| Yani, bu akşam, bu insanlarla olan yemeğimizi bitirsek ve... | Open Subtitles | كما تعلمين، ما إذا انهينا عشائنا مع هؤلاء الأشخاص و |
| Bayan Mable yemeğimizi yaktı, uyuya kaldı ve devamlı osuruyor. | Open Subtitles | السيدة بير أحرقت عشائنا ثم نامت ولا تزال تطلق الغازات |
| Cuma yemeğimizi teyid etmek için arıyorum. Bu konuda çok mu şımarık davranıyorum? | Open Subtitles | انني اتصل للتأكيد على غدائنا يوم الجمعة هل أنا بالمقدمة جدا حول هذا؟ |
| Pardon, evleri değiştik. yemeğimizi yiyemezsin. Artık o tatlı tren kalktı. | Open Subtitles | تبادلنا الشقق أنت لا تستطيع أكل غذائنا ذلك العمل المهين إنتهى |
| Çünkü şehrimizde bombalar patlayıp duruyor ve sen haftalık yemeğimizi kaçırıyorsun. | Open Subtitles | لأنه ثمة تفجيرات تفجر مدينتنا العادلة، وقد تغيبت عن عشاءنا الأسبوعي |
| Eğer hemen yemeğimizi yemezsek, gecikeceksiniz ve Muten Roshi telaşlanacak. | Open Subtitles | إذا لم نأخذ وجبتنا حالا ستتأخرين والمعلم روشي سيكون حزيننا |
| Köpeklerimizi başkasına gezdirtip... .. .giysilerimizi yıkattırıp, yemeğimizi yaptırabiliyoruz. | Open Subtitles | نحن يمكن أن يكون مشى الكلاب لدينا، ملابسنا تنظيفها، طعامنا طهي. |
| Evimizde yaşayıp yemeğimizi yiyip kanepemiz de mi oturacaklar? | Open Subtitles | أن سيأتون و يعيشون في بيتنا و يأكلون طعامنا و يجلسون على أريكتنا |
| Çadırımızın dışında, yemeğimizi yiyen bir ayı görmüştük. | Open Subtitles | سمعنا صوت الدب الذي التهم طعامنا خارج الخيمة |
| Bizim yemeğimizi başka bir masada hazırla. | Open Subtitles | احضرى لنا مائدة منفصلة حتى نتمكن من تناول طعامنا |
| Nasılsın? İyisindir umarım. Bu geceki yemeğimizi iptal etmek zorundayım. | Open Subtitles | آمل أن تكوني بخير، عليّ إلغاء عشائنا الليلة |
| Bu bölümde hızla "Tiki Port"a inip, akşam yemeğimizi kapıyorum ve birlikte dosyalarımın üzerinden geçip, görüşlerini söylüyorsun. | Open Subtitles | أن الجز التالى هو أن أذهب إلى تيكى بورت وأحضر عشائنا ومن ثم أنظر فى ملفاتى وتعطينى منظورك على القضية |
| Bart, tatlım, biliyorum şoke olacaksın ama bence bu akşam Kranzlerlerle olan yemeğimizi iptal etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | بارت عزيزي اعلم بأنك ستغضب لكن كنت افكر لألغاء عشائنا مع كرانزليرز هذا المساء |
| İlginden dolayı duygulandım, ama sakıncası yoksa, öğle yemeğimizi yemek istiyoruz. Öğle yemeği! | Open Subtitles | شكراً على أهتمامك , وبعد إذنك نريد أن نتناول غدائنا |
| Sadece yemeğimizi yemiyorsunuz, bi de size bakmak zorundayız | Open Subtitles | ليس وحدك تأكل غذائنا أنا أيضا يجب أن أنظر إليك |
| Her akşam, o ve ben, yemeğimizi yiyip tek kelime etmeden otururduk. | Open Subtitles | ففي كل مساء نتناول عشاءنا في المنزل أنا وهو، دون تبادل كلمة واحدة |
| Hayır, teşekkürler, Akşam yemeğimizi New York uçağında alacağız. | Open Subtitles | لا , شكرا لكم. سنتناول وجبتنا على متن الطائرة الى نيويورك. |
| O zaman Beyaz Kale'ye gelin ve Slyder özel yemeğimizi deneyin... | Open Subtitles | إذا تعال إلى القلعة البيضاء وجرب الوجبة الخاصة |
| Hadi, yemeğimizi keyifle yiyelim. | Open Subtitles | لنستمتع فقط بالعشاء أعني , أنا أدفع أليس كذلك |
| Bu kadar gevezelik yeter. yemeğimizi yiyelim. | Open Subtitles | كفانا حديث عن ذلك ، دعينا نتناول غداءنا ، إنه مجهز |
| Anneme en azından Noel yemeğimizi yememizi sağlayacak 1 kupon verdiler. | Open Subtitles | حصلت على كوبون غذاء لكي نحظـى على الأقل بعشاء عيد الميلاد |
| Grant ve ben prova yemeğimizi vereceğiz... ve yarın büyük gün. | Open Subtitles | أنا وغرانت يجب أن نتخطي العشاء التجريبي واليوم التالي لة هو اليوم الكبير |
| Yüce Tanrım yemeğimizi sana olan hizmetimiz adına kutsa. | Open Subtitles | إلهي العزيز، بارك بطعامنا لأجل حاجتنا، ولأجل طاعتك. |