| Kuru sezonda neredeyse yok oluyor. Çünkü sivrisineklerin üreyecekleri bir yer yok. | TED | إنه تقريبا يختفي في موسم الجفاف. لا يوجد مكان يتكاثر فيه الناموس. |
| - Gidemeyeceğin hiçbir yer yok. - Metronun gitmediği hiçbir yer. | Open Subtitles | لا يوجد مكان لاتستطيع الوصول اليك لا مكان لانستطيع الجرى به |
| Ben de üzgünüm ama sizin için cüzdanimda yer yok. | Open Subtitles | حسنا، أَنا آسف أيضا لكن لا مكان لكم في محفظتي |
| - Çıkmaz yol! - Gidecek yer yok. Tuzağa düştük! | Open Subtitles | هو طريق مسدود ليس هناك مكان للهرب ، نحن محاصرون |
| - Halkalar? - Faydası ne ki? Gidecek yer yok. | Open Subtitles | الحلقات ماالجيد فى ذلك , لا يوجد مكان لتذهب اليه |
| Yaşadığım günden sonra, olmayı tercih edebileceğim başka yer yok. | Open Subtitles | بعد كل ماحدث اليوم لا يوجد مكان اريد البقاء به |
| Duvarlar üzerime geliyor. Hiç boş yer yok! Hava yok! | Open Subtitles | الجدران انها تغلق على بعضها لا يوجد مكان ولا هواء |
| Jedi'lar için gittiğimiz yerden daha kutsal bir yer yok. | Open Subtitles | الى اين نحن ذاهبون , لا يوجد مكان مقدس للجاداي |
| Bu akıl hastası gitmediği sürece dağda güvenli bir yer yok. | Open Subtitles | لا يوجد مكان آمن على هذا الجبل حتى يختفي هذا اللعين |
| Onu kitapta bulamazsın. Benim dünyamda bir kurtarıcıya yer yok. | Open Subtitles | لن تجدها في الكتاب إذ لا مكان للمخلّصة في عالَمي |
| Öfken nefrete dönüşürse ve dönüştüğünde, bilmelisin ki, paylaştığımız bu evde buna yer yok. | TED | وحين يتحول غضبك إلى كره، فلتعلم من فضلك أن لا مكان لذلك في بيتنا المشترك. |
| Ya orada ya da burada. Başka bir yer yok. | Open Subtitles | لا بد أن يكون في أحد هذين المكانين، لا مكان غيرهما |
| Bu duvarların içinde, Tanrı'ya yer yok! Tıpkı gerçeklerin din içinde yeri olmadığı gibi. | Open Subtitles | لا مكان للرب بين هذه الجدران مثل أن الحقائق ليس لها مكان وسط الدين |
| Gördüğünüz gibi beni göndereceğiniz bir yer yok. | Open Subtitles | لذا ترى؛ ليس هناك مكان يمكن أن ترسلني الية |
| Çocuklar. Biriniz yukarı gelmeli. Hiç yer yok. | Open Subtitles | أيّها الرفاق، أن أحداً منكم سوف لن يغادر معنا لأن ليس هناك مكان. |
| Geri döneceğine de yemin etti. Kaçacak bir yer yok. | Open Subtitles | التي أقسمت أنها ستعود من أجل المزيد لايوجد مكان للهرب |
| Unutmayın: zamanında nasıl gideceğinizi öğrenmediğiniz gidebileceğiniz hiç bir yer yok. | Open Subtitles | تذكر: لن تذهب إلي أي مكان لو لم تعلم كيف تذهب |
| Yanlız benim okulunda protestoya yer yok. | Open Subtitles | و لتعلم أن فى مدرستى ليس هناك مجال للإحتجاج |
| Kadınlara yer yok orada. | Open Subtitles | لا يا أمي . لا يوجد مجال للنساء |
| Herkes Balanosvky için dünyada yeteri kadar bir yer yok. | Open Subtitles | ليس هناك غرفة كافية في العالم تتسع للجميع يا.. بيلنوفسكي |
| Kuran'da masumları öldürenler ve intihar edenlere yer yok. | Open Subtitles | لا وجود لقتل الأبرياء والانتحار في القرآن. |
| - yer yok, yer yok! - Ama bir sürü yer var. | Open Subtitles | لا يوجد متسع لكنني ظننت أنه يوجد الكثير من الفراغ |
| Brad, Costa Rica da ikimize yer yok Sen Amerikaya falan git | Open Subtitles | اسمع براد، لا يوجد مساحة كافية لكلينا في كوستاريكا لا يوجد مساحة لنا في أمريكا الوسطى |
| Burada kalamazsın. Yatacak yer yok. | Open Subtitles | ولكن لا يمكنك البقاء هنا، ليس لديك مكان للنوم. |
| Hayatımda veya dinimde yeni ölümlere yer yok. | Open Subtitles | ..ليس لدي مكان في حياتي أو ديني للمزيد من الموت |
| Ama senin sevgin içimi dolduruyor... korkuya yer yok. | Open Subtitles | لَكنك ملأت قلبَي بالكثير من الحبّ فلا مكان للخوف في قلبي اليوم |
| Kanatlarını açabilmeleri için yeterince yer yok ve kaygan duvarlar kaçmalarını engelliyor. | Open Subtitles | لا توجد مساحة كافية لنشر اجنحتها وجدران شمعية ولا مجال للفرار. |