| Yerel polis teşkilatları da bu bilgilere dayanarak senin kim olduğuna karar veriyor. | TED | وتتخذ دوائر الشرطة المحلية قرارات بشأن ما يعتقدونه عنك بناءً على هذه المعلومات. |
| Yerel polis ve Büro'nun saha ofisleri her gelişmeden bizi haberdar ediyorlar. | Open Subtitles | و هذا كل شيء لغاية الان الشرطة المحلية و المكاتب الفيدرالية المحلية |
| Yerel polis sessizliğini koruyor ve ölü sayısı dışında pek bir detaya ulaşılamıyor. | Open Subtitles | الشرطة المحلية هنا متكتمه على الأمر ويوجد بعض التفاصيل المفقودة عن عدد الضحايا |
| Yerel polis harekete geçmez, geçselerde yeterince delil yoktur, veya başka bir sebepten onları yakalayamayız. | TED | الشرطة المحلية لا تتصرف و اذا فعلو لا يوجد دليل كافي او لسبب ما لا نستطيع القبض عليهم |
| Olabilir ama yapmayacaklar. Yerel polis ile görüştüm. | Open Subtitles | يمكن ذلك و لكنهم لن يدانوا بذلك لقد أرضيت الشرطة المحلية |
| Bildiğiniz gibi, Yerel polis birliğini çalıştırmak için bir anlaşma imzaladık. | Open Subtitles | -وكما تعلمون فنحن لدينا عقد مع المدينة لإدارة مراكز الشرطة المحلية |
| Yerel polis istasyonunun yanından geçiyorum ama havada bir gariplik kokusu var. | Open Subtitles | كنت أمشي بالقرب من مركز الشرطة المحلية أدير شؤون نفسي لكن هناك شئ مضحك في القصة |
| Yerel polis Kanadalılara Afgan esrarı mı satıyor? Alçaklar. | Open Subtitles | انتظر إذا , الشرطة المحلية تبيع الحشيش الأفغاني للكنديين ؟ |
| Bu sabah Yerel polis dosyalarını inceledim. | Open Subtitles | قضيت النهار أبحث في ملفات الشرطة المحلية |
| Yerel polis gelmeden 2 dakika önce görüntüler alındı. | Open Subtitles | تأمين المشهد دقيقتين قبل وصول الشرطة المحلية. |
| Yerel polis banliyölerdeki bir alışveriş merkezinin arkasındaki arazide insan kalıntıları olduğunu söyleyen isimsiz bir arama almış. | Open Subtitles | تلقت الشرطة المحلية اتصالاً مجهولاً يقول بأن هناك بقايا بشرية في حقل خلف مركز للتسوق خارج المدينة في الضواحي |
| Yerel polis, kaza olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | أجل, رئيسي؟ تظن الشرطة المحلية إنه كان حادثاً |
| Şu anda bu olayı çözen Yerel polis şefi Ed Wright'la birlikteyiz. | Open Subtitles | في هذه الحالة الرائعة لدينا رئيس الشرطة المحلية إيد واينرايت |
| Ben değil, Yerel polis değil, fakat siz olursunuz... | Open Subtitles | ستكون بسببكم ليس بسببى و لا بسبب الشرطة المحلية ، بل بسببكم |
| Ama Yerel polis bunun bir yabancının işi olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | انه بطريقه لمنزل آل فينلي, لذا بامكانكم ان تتحدثوا معه هناك ولكن الشرطة المحلية تعتبر هذا الآن اختطافا من قبل غريب |
| Ayrıca Yerel polis o anlatılanların gerçekten olduğuna dair bir şey bulamamış. | Open Subtitles | أسفة بالاضافة, الشرطة المحلية تقول انه لا توجد تقارير تشير الى حدوث ذلك فعلا |
| - Yerel polis gücünün yolsuzluk ve şantajından kurtulduğumu düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنّي تركت خلفي الفساد ! والابتزاز من الشرطة المحليّة |
| Uzak bir bölge ancak Yerel polis yola koyuldu bile. | Open Subtitles | انه في منطقة بعيدة والشرطة المحلية في طريقها الى هناك |
| Meksiko'da olduğunuzu biliyoruz fakat oradaki Yerel polis, sizin yerinizi belirleyemedi. | Open Subtitles | والآن, نحن نعلم انك كنت فى المكسيك, ولكن, البوليس المحلى هناك على مايبدو لم يستطع تحديد مكانك |
| Yerel polis, Jesse Caine'yi Karen Anderson'a saldırı suçunda tutuklamış. | Open Subtitles | شريف الشرطة المحلي يقول بأن جيسي ذهب إلى منزل كارين ليهددها |
| Yerel polis. Nihayet geldin! | Open Subtitles | تنفيذ القانون المحلى إنها عن الوقت الذى جئت فيه |
| Yerel polis 2 milyon dolarlık çekler yazmıyor. | Open Subtitles | رجال الشرطة المحليين يظنون بأنها حادثة رجال الشرطة المحليين لا ينبغي عليهم كتابة شيك بـ 2 مليون دولار |
| Yerel polis teşhis edip bizi aramış. | Open Subtitles | السلطات المحلية تعرفت عليه، و إتصلو بنا. |
| Yerel polis bütün havaalanını güvenceye aldı ve alana girişleri kapattı. | Open Subtitles | قامت الشرطة المحلّية بإغلاق كامل المطار والوصول إلى المنطقة مسدود |
| Yerel polis, son birkaç ay içerisinde bir yığın benzer rapor almış. | Open Subtitles | تلقّت الشرطة المحلّيّة عدّة بلاغاتٍ مماثلة في الأشهر القليلة الماضية. |
| Sıradan bir Yerel polis tüm karpuzları bir koltuğa sığdıramazdı. | Open Subtitles | -مهاراتي؟ لم يكن ليضع الشرطي المحلي جميع القطط في الصندوق ذاته |
| Tüm saygımla söylüyorum Yerel polis öyle düşünüyor olabilir biz böyle düşünmüyoruz. | Open Subtitles | مع كامل الإحترام للشرطة المحلية نحن لا نعمل وفقاً لتلك النظرية |
| Çok zor olsada Yerel polis kayıtlarını da inceledik, – | Open Subtitles | على اية حال قمنا بفصح سجلات الشرطه المحليه ويا لي شأن ما وصلنا اليه |
| Kasabayı biliyoruz. Evin tarifi var. Yerel polis yardım edecek. | Open Subtitles | نعرف المقاطعة، ونملك وصفًا للمنزل وسنستعين بالشرطة المحلية |
| Ekiplerini yerlerine yerleştirmeni ve Yerel polis kuvvetlerine ortalıkta görünmemelerini hatırlatmanı istiyorum. | Open Subtitles | تحرك الى الموقع وذكّر القوات المحلية بأن يبقوا بعيداً عن الأنظار |