| Evet, dogu sahili sakinlerinin en "gör-ün-kemli" 57 yerinden biri olduguna eminim. | Open Subtitles | نعم، أنا متأكد بأنه الأفضل من الـ 57 موقع على ساحلهم الشرقي |
| Oyun salonunun yukarısında yaşayan birisi yaşlı bir kadının silahlı saldırının olduğu gece olay yerinden aceleyle ayrıldığını söylemişti. | Open Subtitles | شخص ما من الذين يعيشون فوق الممرات قال انهم رأو امراة عجوزة مسرعة بعيدا من موقع الاطلاق الليلة الماضية. |
| Evet ama bu adamın olay yerinden kaçmak için acelesi yok. | Open Subtitles | نعم, ولكن هذا الرجل ليس في عجلة للهرب من مسرح الجريمة |
| Hayır, köpeklerimiz kızın kokusunu alır almaz onları olay yerinden uzaklaştırdık. | Open Subtitles | لا,ما ان عثرت الكلاب على رائحتها أبقيناهم بعيدين عن مسرح الجريمة |
| Şehrin her yerinden insanlar gelmişlerdi bu parkları görmek için. | TED | جاء الناس من جميع أنحاء المدينة ليكونو في هذه الحدائق. |
| Eğer bana inan mıyorsan, diğer kolumu da yerinden çıkarabilirsin. | Open Subtitles | إن كنتي لا تصدّقنني يمكنك خلع كتفي الآخر من مكانه |
| Bana bir yer kasasında saklı olduğunu söylemişti ama tam yerinden bahsetmemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنّها مُخبّأة في خزنة الأرضيّة، لكن لمْ يُخبرني مكانها بالضبط. |
| Kaza yerinden bir kurtarma helikopteriyle Sydney'deki büyük bir omurilik merkezine götürüldüm. | TED | تم نقلي جواً من مكان الحادث بواسطة هليكوبتر الإنقاد إلى وحدة عمود فقري محترمة في سيدني. |
| Her birinin sol tarafı uzun zincire bir noktadan tutunuyor, sağ tarafı da başka bir yerinden turunuyor be uzun zünciri bu şekilde bir araya topluyorlar. | TED | بحيث نثبت أحداها على الطرف الأيسر على طول الشريط والآخر على الطرف الأيمن في موقع آخر ومن ثم يتم جمع الشريط هكذا .. |
| Kaza yerinden sinyalleri yorumluyoruz. | Open Subtitles | مولد الصور الخاص بنا يترجم إشارات من موقع التحطم |
| Şüpheli yaya olarak olay yerinden kaçtı. | Open Subtitles | أكرّر مُجدّداً. المُشتبه بِهِ فرّ من موقع الحدث على أقدامِه عُلِم. |
| Olay yerinden canlı yayın. | Open Subtitles | هذا كل شيء حتى ألان مباشرتاً من موقع الحدث |
| Demek istediğim, bu adam elinde cinayet silahıyla olay yerinden kaçtı. | Open Subtitles | انا اعنى,الرجل هرب من مسرح الجريمة مع سلاح الجريمة فى يديه. |
| Olay yerinden alındı. Üzerine "acil" yaz ve test yap. | Open Subtitles | أخذت من مسرح الجريمة ، أجعل لها الأولوية وقم بتحليلها |
| Olay yerinden kaçtığını gören şahitler parmak izleri, boğuşma belirtileri var. | Open Subtitles | لدينا شهود رأوك تفر من مسرح الجريمة ..بصمة تؤكد أنكِ خنقتها |
| Köpekler, olay yerinden birkaç km uzakta bir cüzdan bulmuşlar. | Open Subtitles | لقد وجدوا محفظة على بعد عدة أميال من مسرح الجريمة |
| dünyanın her yerinden insanların yaşadığı ve çalıştığı uluslararası bir şehir. | Open Subtitles | المدينة الدولية التي يعيش فيها الناس ويعملون من جميع أنحاء العالم |
| Yarın ülkenin her yerinden insanlar olayın yıldönümünde bir araya gelecekler. | Open Subtitles | غداً هو يوم الذكرى ، وسيجتمع الطلاب من جميع أنحاء اليابان |
| Dünyanın her yerinden birçok İnsan bu güzelliği görmeye geliyor. | Open Subtitles | هناك أناس كثيرون يأتون إلى هنا من جميع أنحاء العالم |
| Onun yerinden olsaydım seni gözümün önünden bir saniye bile ayırmazdım. | Open Subtitles | و لو كنت مكانه لم أكن أدعك تغيبين عن نظري لثانيه |
| Herkese doğruyu kabul etmelerini söyleyip duruyordum, ancak doğrunun hakiki yerinden şüphe etme konusunda başarısız oldum. | TED | دائمًا ما كنت أقول للآخرين أن يتقبّلوا الحقيقة، لكنني فشلت في أن أعطي للشك مكانه الصحيح. |
| DJ: Bu evliliğimi korumanın tek yoluydu... ...çünkü gördüğünüz gibi Beverly yerinden olduğunu düşünüyordu. | TED | ديريك : لقد كانت الطريقة الوحيدة لكي انقذ زواجي لاني بيفرلي حينها شعرت انه تم استبدالها .. وشخص آخر جلس مكانها |
| Bir kalemi iş yerinden alıp, eve götürmek hakkında ne kadar kötü hissedersiniz, peki eğer bunu önemsiz bir para kutusundan 10 kuruş almakla karşılaştırırsanız? | TED | كم هو سيئ شعورك حيال أخذ قلم رصاص من مكان العمل، مقارنة بما هو سيئ شعورك حيال أخذ 10 سنتات من صندوق النقود ؟ |
| Bir dahaki sefere yerinden kımıldama, böylece harita gerekmez. | Open Subtitles | بالمرة التالية ابقي مكانكِ.. ولن تحتاجين إلى خريطة |
| Öldürmek için iki yerinden birinden vurmalısınız. | Open Subtitles | لكى تقتله عليك ان تضربه فى واحد من مكانين |
| Etrafta turlayan bekçiyle muhabbet ediyor - ama yerinden ayrılmıyor. | Open Subtitles | هو يأمر شرطياً آخر للقيام بجولاته لكنه لا يترك موقعه |
| Neredeyse 85 bin kişi o videoyu izledi ve sonra bize ülkenin her yerinden e-posta göndermeye başladılar, şehirlerine gelmemizi ve yüzlerini göstermelerine yardım etmemizi istiyorlardı. | TED | حوالي 85000 شخص شاهد هذا الفيديو وبدأو مراسلتنا من جميع انحاء الدولة يطلبون منا مساعدتهم لاظهار وجوهم. |
| Şehrin her yerinden 5,000'den fazla yasadışı bina yıktık - en yükseği sekiz katlıydı. | TED | قمنا بهدم اكتر من 5000 مبنى غير مصرح به في أرجاء المدينة أعلى مبنى كان بارتفاع 8 طوابق |
| Sen hayatımıza girip çıkarken, o da yerinden emin değildir. | Open Subtitles | ربما أنها غير واثقة من موضعها أنت تدخلين وتخرجين من حياتنا |
| yerinden kalkma. Heather! | Open Subtitles | ابقي في مقعدك ، هيذر |
| Bu gece yarısına kadar bana çözümü getir yoksa gelip onun kalbini almadan önce seninki yerinden sökerim. | Open Subtitles | آتني حلًّا لدى منتصف الليل وإلّا انتزعت قلبك قبيل عودتي لانتزاع قلبها. |
| İstersem sağ kolunu üç dört yerinden kırarlar. | Open Subtitles | لو أردت، لجعلتهم يكسرون يدك اليمني في ثلاثة أو أربعة مواضع. |