| Bu istilanın durdurulabileceğine ve nükleer atıkların asla yeryüzüne erişemeyeceğine inandı. | Open Subtitles | لقد كان متأكداً أن الرؤى ستتوقف وأن التأثير لن يصل للأرض |
| yeryüzüne faydalı olan ve korkulan bir şeyden ziyade doğayı rehber olarak kullanan bir sistem yaratabilir miyim? | TED | هل كان في مقدوري أن أبدع نظامًا يكون مفيدًا للأرض ويستنجد بالطبيعة كدليل بدل الاعتماد على شيء تُخْشى عواقبه؟ |
| Diyelim ki Allah iki insanı yeryüzüne bırakır ve birbirlerini bulacak kadar şanslıdırlar. | Open Subtitles | لنقل أن شخصان نزلا للأرض وحالفهما الحظ أن يلتقيا |
| Muhtemelen bunun en iyi tarafı... ...akşam karanlığında yeryüzüne... ...alacakaranlığın siyahı düşer, ... ...ama hala yukarısı aydınlık ve parlaktır. | TED | وربما يظهر جمال هذا العمل عند الغسق قبل الفجر حين يذهب الشفق وتظلم الأرض ولا يزال الضوء يلمع في السماء |
| O zaman dünyanın hareketinin... ...kemiklerinizi tekrar yeryüzüne çıkaracağını umut edersiniz. | TED | ويحدوك الأمل بأن تتحرك الأرض بهذه الطريقة لتجلب العظام إلى السطح. |
| Ancak bunların, büyük zararlar vermesi için mutlaka yeryüzüne çarpması gerekmiyor. | TED | لقد إتضح أن هذه الأجرام ليست بحاجة إلى الإصطدام بالأرض لتسبب الكثير من الضرر. |
| Aşırı ısınmış bir kayanın damarı, yerin yüzlerce mil altından yeryüzüne yükseliyor. | Open Subtitles | شريان الصخرة المسخّنة جدا يرتفع للسطح من مئات الأميال تحت القشرة |
| Onlar sadece yeryüzüne aittir. | TED | هم ملك للأرض فقط. |
| "...kuyruğundaki kol ise tekrar yeryüzüne inmesini sağlar" | Open Subtitles | وزينة الذيل تنزلها للأرض |
| Kanatları koparılıp yeryüzüne geri gönderiliyorlar. | Open Subtitles | تنتزع أجنحتهم ويعودون للأرض |
| Herkes yeryüzüne çıkmak istiyor. | Open Subtitles | الجميع يريد الخروج للأرض |
| Sonra tekrar yeryüzüne fırlattı. | Open Subtitles | ثم أرسلني للأرض مرة ثانية |
| Kralların yeryüzüne gelecek, Herşey Yeryüzünde cennetinde olduğu gibi olacak | Open Subtitles | ليأت ملكوتك لتكن مشيئتك على الأرض كما هي في السماء |
| Ve, demek istediğim burada gördüğünüz şey çok muhteşem -- ne kadar ışık gökyüzüne gidiyor ve yeryüzüne dönmüyor. | TED | أترون .. أعني انه مذهل تماماً .. ماترونه هنا أترون كيف يذهب الكثير من الضوء إلى السماء ولايصل أبدا إلى الأرض. |
| Meteor Krateri, içerdiği metal elementlerin ağırlığıyla birlikte, yeryüzüne ulaşmıştı. | TED | في فوهة النيزك كان الجرم مكوناً من المعدن، ولأن المعدن أكثر صلابة، فقد تمكن من بلوغ الأرض. |
| Fakat tabii ki, her şey yeryüzüne düşmüyordu. | TED | لكن والتأكيد، لا تقع كل الأشياء على الأرض. |
| Cennet yeryüzüne inse, yer yarılsa bile kimse beni yenemez. | Open Subtitles | لا أحد يمكنه هزيمتي لو انطبقت السماء على الأرض |
| Kanatlarım yokken zaten Bu soğuk yeryüzüne zincirlenmişim ben | Open Subtitles | دونَ أجنحة سأبقى مُقيّداً بالأرض المتجمّدة |
| Hatta bazen, Stalker'da olduğu gibi, başlarını yeryüzüne dayarlar. | Open Subtitles | إنهم حتى أحياناً، كما حدث في ستوكر، يلصقون رؤوسهم مباشرة بالأرض |
| Mahkumları serbest bırakıp yeryüzüne çıkacağım. | Open Subtitles | ساحرر السجناء واشق طريقي للسطح |