| Ve ya da inanmıyorum, bunu yapmak için yeterince güçlü. | Open Subtitles | وصدقي هذا أو لا أنت قوية بما يكفي لتفعلي هذا |
| Artık senin yakınında olamam. yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | لا أستطيع البقاء بقربك بعد الآن لست قوية بما فيه الكفاية فحسب |
| Şeytana uymamak için yeterince güçlü olduğunuza emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أُريدُ تَأْكيدك قوي بما فيه الكفاية لمُقَاوَمَة الإغراءِ. |
| Sevgi bağınız yeterince güçlü değilse, ikiniz de aklınızı kaybedersiniz. | Open Subtitles | إذا إرتباطك لم يكن قوياً كفاية كلاكما سوف يفقد عقله |
| Bir gün, tacımı aldığında yeterince güçlü olacaksın, ama henüz değil. | Open Subtitles | يوماً ما ستكون قوياً بما يكفي لتأخذ تاجي لكن ليس بعد |
| Bu yapmak için yeterince güçlü olup olmadığımı bilmediğim bir büyü. | Open Subtitles | هذه هي التعويذة، لستُ أعلم ما إن كنتُ قويّة كفاية لتنفيذها أم لا. |
| Herkes ondan kurtulmak isterdi ama kimse yeterince güçlü değildi. | Open Subtitles | حاول الجميع أن يخرجها ولكنهم لم يكونوا بالقوة الكافية |
| Sentetik madde başarılı olamıyor, aynı plastik bir çatal gibi. Yapacağı iş için yeterince güçlü değil. | TED | هذه المواد الاصطناعية فاشلة تماماً مثل هذه الشوكة البلاستيكية ليست قوية بما يكفي لأداء عملها. |
| Bunu yapamayacağım, Bart. yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | لا أستطيع القيام بهذا. لست قوية بما يكفي. |
| yeterince güçlü değilim ve öyleymiş gibi davranmaktan yoruldum. | Open Subtitles | لستُ قوية بما يكفي وسئمت من التظاهر بذلك |
| Artık senin yakınında olamam. yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أبقى بقربك بعد الآن , لست قوية بما فيه الكفاية |
| Sen yeterince güçlü değilsin, bebeğim. | Open Subtitles | أنتِ لستِ قوية بما فيه الكفاية يا جميلتي |
| Farklı dünyalardan geldik fakat aşkımız yuva kurmak için yeterince güçlü. | Open Subtitles | لقد اتينا من اماكن مختلفة, لكن حبنا قوي بما فيه الكفاية لبناء هذا الجسر |
| Bunu yapamam. yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | لا أستطيع عمل ذلك أنا لست قوي بما فيه الكفاية. |
| Ya da Avatar Hali'ne girmeden yeterince güçlü olamazsam? | Open Subtitles | بدون وضع الآفاتار ؟ ماذا إن لم أكن قوياً كفاية ؟ |
| Askı yeterince güçlü olacak gibi görünmüyor Benim çalışma türünüm için. | Open Subtitles | لا يبدو أن ستراب سيكون قوياً بما يكفي لنوعية استثماري |
| Sen yeterince güçlü olmayabilirsin. Ama belki beraber güçlüyüzdür. | Open Subtitles | قد لا تكونين قويّة كفاية لكنْ ربّما نحن قويّتان |
| iraden güçlü ancak yeterince güçlü değil. | Open Subtitles | قوة إرادتك قوية ولكنها ليست بالقوة الكافية |
| Kılıç Usta'sı dövüşmek için artık çok yaşlandığında, onun yerine geçebilmem için yeterince güçlü olmam gerekecek. | Open Subtitles | عندما سيد السيف كبير جداً ليقاتل ساكونُ قوياً بما فيه الكفاية للإعتناء بهذا المكان |
| Annemi çağırdım, ama yeterince güçlü olmadığından kalkıp yanına yattım. | Open Subtitles | ناديت أمي لكنها لم تكن قوية كفاية لذا ذهبت لسريرها |
| Kara büyüm yeterince güçlü değil. | Open Subtitles | سحري الأسود ليس قويًا بما يكفي. |
| Işın tedavisine başlayıp kemoterapi için yeterince güçlü olup olmadığını görebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع البدء بالعلاج الأشعاعي وسوف نعرف إذا كنت قوي كفاية للعلاج الكيمائي |
| Çünkü mekanik bir üçteker sürmek için hiç de yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | لأني ليست رجل قوي بما يكفي لقيادة دراجة نارية ذو ثلاث عجلات |
| Roma'da tek bir adam vardır Ona karşı gelmek için yeterince güçlü . | Open Subtitles | هناك واحد فقط في (روما) قويّ بما فيه الكفاية ليتعامل معه. |
| Henüz yeterince güçlü değil! | Open Subtitles | إنها ليست قويّة بما فيه الكفاية |
| Şu prangalardan kurtularak... ama sen yeterince güçlü değilsin. | Open Subtitles | أسهل طريقة هى التخلص من السلاسل لكنكم لستم أقوياء كفاية |