| Yirmi yıl önce burada bu geometri teoremleriyle ise başladım. | Open Subtitles | منذ عشرون عاما بدأت من هذه الصفحة الخاصة بالفرضيات الرياضية |
| İki düzine naylon çorap, 80 dolar. Yirmi şişe parfüm, 200 dolar. | Open Subtitles | دزينتان من النايلون بـ 80 دولار عشرون زجاجة عِطر بـ 200 دولار |
| Demek, on dakika içinde havalanıp, Yirmi dakika havada kalacağız. | Open Subtitles | إذا, سنقلع خلال عشر دقائق ونبقى في الهواء عشرون دقيقة، |
| ["Rebecca Newberger Goldstein"] ["Steven Pinker"] ["Mantığın Uzun Vadeli Etkisi"] Taksici: Yirmi iki dolar. Steven Pinker: Tamam. | TED | ريبكا نيوبيرغر غولدستين ستيفن بينكر رحلة المنطق الطويلة سائق الأجرة: إثنان وعشرون دولار. |
| Diğer Yirmi tanesi planlanma aşamasında olan çözümler ve bunlar çevrim içi olduklarında sürecimizi hızlandıracaklar. | TED | وعشرون عامل جذب قادم، حلول يتم تطويرها، وعندما يتم نشرها، سوف تسرع من تقدمنا. |
| Fakat son Yirmi yıl boyunca bu ismi fazlasıyla gördüm. | Open Subtitles | لكني رأيت هذا الإسم عدة مرات طوال العشرين سنة الأخيرة |
| Yirmi milyon yirmilik. Ve on milyon onluk banknotlardan oluşacak. | Open Subtitles | عشرون مليون من فئه العشرينات عشرة ملايين من فئه العشرة |
| Yirmi. Yirmi tane kredi alınmış. Kim 20 tane alabiliyor ki? | Open Subtitles | عشرون, عشرون تمديد إئتمانِ من يا ترى يصل لـ 20 ؟ |
| En az Yirmi kişi olduğunu söyledin. Silahlarımız da onlarda. | Open Subtitles | لا, لا, خمسة منّا لايكفي قلت بأنهم عشرون على الأقل |
| Bana bir dolar, adam için Yirmi dolara mal olacak. | Open Subtitles | هو سيكلفنيّ عشرون دولار لكي أكسب دولاراً واحداً ، يارجل. |
| Yirmi İngiliz sterlini. Bu da son fiyat olsun dostum. | Open Subtitles | عشرون باوند إنجليزي و هذا سيكون نهاية الأمر يا صديقي |
| Yirmi yıl boyunca, babam kapına bir tane bile polis gelmemesini sağladı. | Open Subtitles | لمدة عشرون سنة والدي أمَّن لك هذا المكان ولم يقتحمه أي شرطي |
| Sistemimizi etkinleştirdikten Yirmi dakika sonra birileri istismar materyali yüklemeye çalıştı. | TED | في خلال عشرون دقيقة للبث المباشر على نظامنا، حاول شخص ما رفع قطعة معروفة من المواد المسيئة. |
| Bir köle, senin de tanıdığın bir köle sol elini kaldırıp başladı alev alev yanmaya, Yirmi çıra biraraya gelmiş gibi. | Open Subtitles | شاهدتُ عبداً تعرفه جيداً بمجرد النظر إليه، يرفع يده اليسرى، وقد انبعث منها اللهب والاحتراق كأنها عشرون شعلة اجتمعت في واحدة |
| Yirmi iki yaşında seni kimse değiştiremedi yalnızca ben değiştirebildim. | Open Subtitles | اثنتان وعشرون سنة لم تستطع تغييرك سوف أوجه إتهامات |
| Yüzde Yirmi beş ver ve bu konuşma burada bitsin. | Open Subtitles | خمسة وعشرون بالمئة وبأستطاعتنا انهاء المحادثة الان |
| Kabaca... Ondört saat, dokuz dakika ve Yirmi saniye kalmış. | Open Subtitles | أربع عشْرة ساعة وتسع دقائقِ وعشرون ثانية |
| Son Yirmi yılda en az iki kere kimliğini değiştirdiğini biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنه غيَّر هويته مرتين على الأقل في العشرين سنة الماضية |
| Ben de belki bunu gelecek Yirmi yıl falan yaparım diye düşündüm. | TED | لذلك فكرت أنه ربما يمكنني أن أقوم بنفس الشيء للأعوام العشرون القادمة أو شيء من هذا القبيل. |
| Yirmi yıldır, tek bir soruya takılı kaldım: Ne yapalım, sağlıklı olmak için hepimizin ihtiyaç duyduğu şey ne? | TED | لعشرين عام كنت مهووسةً بسؤال واحد: ماذا نحتاج جميعاً لنبدو بصحة جيدة؟ |
| Eğer Yirmi bir yaşındaysan ya da milyardersen, bu harika. | Open Subtitles | إن كنت في الحادية والعشرين أو مليونيرا، فهذا عظيم |
| Yirmi papeline burada bir tane bulamaz diyorum. | Open Subtitles | اراهن بعشرين دولار ليسوا هنا لا تجد احداً |
| Brewster, Amerikan Kongre Kütüphanesi'nin yaklaşık Yirmi terabayt olduğunu söylemişti. | TED | بريوستر كان يقول أن مكتبة الكونغرس تعمل بحوالي عشرين تيرابايت. |
| Yani diyorsun ki o sarhoş denizci Yirmi ikisindeyken bir çavuştan fazlası mıydı? | Open Subtitles | هل تقول, انه يمكن لبحار سكران ان يعرض شئ اكثر من عريف فى الثانية والعشرون ؟ |
| Yirmi yildir eli titremeden çapraz nakis yapan sen degilsin. | Open Subtitles | أنت لا تتخطى حياكة لعشرون عام بدون تطوير يد ثابتة |
| Son Yirmi yılda, astronomlar, güneş sistemi dışında binlerce gezegen buldu. | TED | وفي العقدين الأخيرين وقد وجد علماء الفلك الآلاف من الكواكب الخارجية |
| Yani şimdiki sistemlerimizin dinamiği on veya Yirmi yıl öncesinden farklı. | TED | إذن, انظمتنا تختلف بشكلٍ كبير اليوم عن عقد او عقدين مضوا |
| Yirmi yaş için çok çarpıcı bir öğrenme tecrübesi. | TED | خبرةٌ دراسيةٌ لافتةُ جداً بالنسبة لطالبٍ بالعشرين |
| Yirmi piyade tümeni on zırhlı tümen ve çok sayıda özel birlikten söz etti. | Open Subtitles | أو بداية شهر ديسمبر تعزيزات قوية ... ،وقد حدد تلك التعزيزات بعشرون فرقة مشاة عشر فرق مدرعات بالأضافة... |