Almanların Rusya'yı 1941 senesinde yıldırım harbiyle yok etme planı başarısızlığa uğradı ve bu girişimde bir milyon insan yitirdiler. | Open Subtitles | خطة الجيش الألمانى الراميه لتدمير الجيش الروسى بهجوم خاطف عام 1941، قد فشلت و فى مسعاهم هذا خسروا مليون جندى |
Ailenizin yok etme çabalarına rağmen burası hala bir cumhuriyet. | Open Subtitles | هذه لاتزال جمهورية على الرغم من محاولات عائلك لتدمير ذلك |
Evet, ani bir kendini yok etme isteği. Bir kitap yazmak istiyorum. | Open Subtitles | نعم، إنه تدمير ذاتي حقيقي ..أنا أريد أن أكتب كتاب, لذا أنا |
Ama aslında, bu en güçlü sebze yok etme makinesi. | Open Subtitles | لكن بما لديه من تجهيزات فهو أخطر أجهزة تدمير الخضروات |
Yok etmek için her enfekte odaya giriş yapmanız ve acil durum kendini yok etme şalterini çalıştırmanız lazım. | TED | وللقضاء عليه، وجب عليكم الدخول الى كل واحدة من الغرف الملوثة وتشغيل نظام التدمير الذاتي الخاص بحالات الطوارئ. |
Ve o yolu seçtiğinde çekirge, kanıtları yok etme riskin vardır. | Open Subtitles | و عندما تأخذين ذلك المسار يا مبتدئة فإنك تخاطرين بتدمير الدليل |
IŞİD'in modern insan hayatlarını yok etme niyetlerini düşününce kültürel kimliği de yok etmek onlar için doğal bir uzantı. | TED | وبمعرفة أن داعش لديها توق لتدمير حياة الإنسان المعاصر، ولذا فهم امتداد طبيعي لتدمير الهوية الثقافية أيضًا. |
Her iki yöntemde de, virüsü yok etme işlemi sadece bir veya iki saniye içinde gerçekleşir. | TED | في كلا الطريقتين، العملية الفعلية لتدمير الفيروس تحدث في ثانية أو ثانيتين فقط. |
Kazanan, Adalet Loncası'nı yok etme planını yapma şerefine nail olacak. | Open Subtitles | الفائز سوف تكسب شرف من وضع خطة لتدمير نقابة العدل. |
Babanın güzel aşkımızı yok etme çabasından daha güçlü olmalıyız. | Open Subtitles | دعنا نكون أقوى من تهور والدك بمحاولاته تدمير حبنا الجميل |
Anti-kahraman belki de baskıcı hükûmete karşı açtığı yok etme mücadelesinde savaşıp başarılı olabilir ama şans yanında olmaz. | TED | ربما يقاتل اللابطولي وينجح في تدمير الحكومة القمعية مع الكثير من الحظ المستحيل |
Dokuz tapınağı, merkez camiyi ve belki de 4.000 kadar el yazmasını yok etme teşebbüsü planlı bir fiildi. | TED | إن محاولة تدمير تسعة معابد، والمسجد الرئيسي وربما أكثر من 4,000 مخطط كان عملًا مدروسًا. |
Kendi bilinçaltındaki nefreti ve yok etme arzusu. | Open Subtitles | الكراهية وشهوة التدمير الكامنة في العقل الباطن لكل منهم |
İnsanın vahşi dünya ile paylaştığı... yok etme arzusu ise ne yazık ki hep bizimle olacak. | Open Subtitles | و لكن الرغبة فى التدمير .التى ، ياللخسارة ، يتشارك فيها البشر مع الوحوش ، ستبقى معنا |
Kendini tutmayı öğren, ya da kendini ve sevdiğin her şeyi yok etme riskine gir. | Open Subtitles | تعلم كيف تقاوم، او خاطر بتدمير نفسك وكل من تحب |
Son yok etme iterasyonu gerçekte var olmayan bir şeyi üretmeye çalışmak üzerineydi. | TED | آخر تكرار للتدمير كان محاولة إنتاج شيء أن لم يكن موجوداً من الأساس. |
Ve aynı zamanda çocuk felcini yok etme programı birçok farklı alanda yardım etmek için çalışıyordu. | TED | و في نفس الوقت ، فإن برنامج القضاء على شلل الأطفال قام بالعمل للمساعدة في أنحاء أخرى. |
Ulu bilgelik ruhu sana yalvarıyorum sakın bu paha biçilmez kitap koleksiyonunu yok etme. | Open Subtitles | يا روح المعرفة العظيمة ، أتوسل إليكِ لا تدمري مجموعتكِ الضخمة من الكتب الثمينة |
Şayet bütün üslerimizin fotoğrafını çeken uçağı düşürmeseydik bu düşmana bizi yok etme imkanı vermiş olurdu. | Open Subtitles | ما لم نكن أسقطنا تلك الطائرة التي صورت جميع قواعدنا، لكانت مكنت للعدو تدميرنا |
Araştırma ve yok etme. | Open Subtitles | هذا ليس مزحة إنه تصويب وتدمير. |
Çocuğun özgüvenini yok etme. | Open Subtitles | لا تحطم ثقته بنفسه |
Dünyayı yok etme planlarınla kendini avutmaya çalışıyorsun ama bunu atlatman gerekiyor. | Open Subtitles | فى خطتك الصغيرة لتحطيم العالم لكنك تحتاجين إلى تجاوز الأمر |
Bu yok etme büyüsü de eğer onu yakalayamazsak bize pek bir fayda sağlamayacak. | Open Subtitles | و تعويذة قهر العفريت هذه لن تُفيدنا كثيراً، إن لم نقبض عليه أولاً |
Yörüngeler, bir yıldızı bile yok etme gücüne sahiptirler. | Open Subtitles | بوسع المدارات حتى أن تدمّر نجومًا بأكملها |
Seni yok etme planlarımdan mahrum kaldığım için çok kızmıştım ama üstesinden geldim. | Open Subtitles | إستأت من الغش الذي سبب تدميرك ...لكني تجاوزت الأمر الآن |
Çok yaklaşmıştı. Yani, eğer yok etme kodunu kaybedersek ne olur hayal edebiliyor musunuz? | Open Subtitles | كان ذلك وشيكاً، هل تتخيلون ماذا سيحدث لو أضعنا رمز الإيقاف هذا |