Onun benimkini yok ettiği gibi ben de onun hayatını yok etmenin... - ...bir yolunu bulmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أجد طريقة لأدمّر حياته كما دمّر حياتي. |
Ramses Suriye'yi yok ettiği zaman, bu bir kazaydı. | Open Subtitles | عندما دمّر (رامسيس) "سوريا" , هذا كان حادث عرضي. |
"Harry yalan söylüyordu." "Annemin ölümüyle ilgili dosyayı neden yok ettiği şimdi anlaşılıyor." | Open Subtitles | "هاري) يكذب عليّ، لا عجب أنّه) دمّر ملف وفاة أمّي" |
Afro için tek istediğim yok ettiği şehri görmesiydi. | Open Subtitles | كل ما اردت لأفرو أن يرى المدينه التي دمرها |
Tıpkı Tonraq'ın Kuzey'de yok ettiği Kutsal Orman'a benziyor. | Open Subtitles | تبدو تماما كالغابة المقدسة التي دمرها تونراك في الشمال |
Seni sevmenin onu yok edeceğinden korkuyor olmalısın. Tıpkı Celeste ve Tatia'yı yok ettiği gibi. | Open Subtitles | حتمًا تخشى أن يدمرها حبّها لك، كما دمّر (سيلست) و(تاتيا). |
Kraken Argos'u yok ettiği gibi Joppa'yı da yok etsin! | Open Subtitles | اتركي الكراكين يدمّر جوبا... كما دمّر آرغوس... ! |
Çiftliğin Labarge'ın yok ettiği mülklerden birisi. | Open Subtitles | كانت المزرعة الخاصة بك واحدة من الممتلكات التى دمرها لابارج |
Annemin, sizinkilerin yok ettiği bir binanın altında ezilerek ölmesini izledim. | Open Subtitles | رأيت أمي تُسحق حتى الموت تحت بناية دمرها جماعتك |
Şimdiye kadar yok ettiği gezegenlere bakın. | Open Subtitles | أنظروا للكواكب التي دمرها حتى الآن |
Nick'in bizim yardımımızla yok ettiği bir Hexenbiest'ten söz ediyoruz bu arada. | Open Subtitles | "الساحرة الوحشيّة" التي دمرها (نيك).. بمساعدتنا، بالمناسبة، فقط للتذكرة، كما تعلمين.. |