| Beton döküldüğünde kemik hâlâ buradaymış ama bir şekilde, daha sonra yok olmuş. | Open Subtitles | عندما صبوا الخرسانة العظام كانت هناك ولكنها اختفت على نحو ما بمرور الوقت |
| Bu dizide, Osmanlı İmparatorluğu'nun, Avrupa tarihi algımızdan neden yok olmuş göründüğünü, | Open Subtitles | في هذه السلسلة، أستكشف لم اختفت الإمبراطورية العثمانية ،من فهمنا لتاريخ أوروبا |
| Yani kuşların olmama ihtimali etrafta gezinerek yok olmuş gibi görünen çayırkuşlarını arayan bazılarımız için az çok temel oldu. | TED | وهكذا فان مسألة ألا يكون لدينا طيور أصبحت جوهرية لأُولئك الجائلين منّا بحثاً عن طيور قبرةالمروج والتي يبدو أنّها اختفت. |
| Gördüğünüz gibi bu vidaların üstündeki dişliler neredeyse tamamen yok olmuş. | Open Subtitles | و كما ترون الجدران حوال هذا المدخل تقريبا إختفت |
| Bu zavallı adam hemen hemen bütünüyle yok olmuş. | Open Subtitles | أوه ، وهذا المسكين تقريبا تلاشى تماما |
| Biraz önce oradayken bir baktım yok olmuş. | Open Subtitles | ثانية واحدة , تشاك كان هناك وبعدها فقط اختفي |
| 900 yıl önce yok olmuş bir yaşam tarzının canlı kanıtı. | Open Subtitles | انها طريقة عيش للحياة إنقرضت من تسعمائة عام |
| Şehirler ve kasabalar yok olmuş, Sayısız ölü varmış. | Open Subtitles | كلا المدينتان تدمرت على الفور بعدد موتى لا يمكن تخيله |
| Son güvenilir rapora göre kutu 1945 yılında Konigsberg Kalesi'ndeyken yok olmuş. | Open Subtitles | التقرير الموثق الأخير يقول بأن الصندوق قد إختفى من قلعة "كونغسبيرغ"عام 45 |
| Yavaş yanan fitillerim gitmiş. yok olmuş! Hepsi! | Open Subtitles | لقد اختفت كل فتائل الاشتعال البطىء لدى اختفت.تلاشت |
| Zorla giriş izi yok, mücevherler ve para yok olmuş. | Open Subtitles | لا دليل على الدخول، فقط اختفت المجوهرات والنقود |
| Hayır, sınıftaymış ve sonra bir anda yok olmuş. | Open Subtitles | لا فقد كانت داخل غرفة الصف لبرهة وثم اختفت |
| Seçimlerden sonra, tüm aile adanın parasıyla ortadan yok olmuş. | Open Subtitles | ثم بعد الإنتخابات, اختفت كل العائلة مع أغلب الناتج القومي الإجمالي للجزيرة |
| Kanının tadı kök birası gibi... ..ve görünüşe göre bazı kemiklerin yok olmuş. | Open Subtitles | مذاق دمك يشبه طعم جذور البيرة وبعضا من عظامك يبدو أنها اختفت |
| Sanki koca aile bir anda yok olmuş. | Open Subtitles | يبدو و كأن العائلة قد إختفت فجأةً في أحد الأيام |
| Evin her yerini aradım. yok olmuş. | Open Subtitles | بحثت عنها فى جميع أنحاء المنزل إختفت |
| Sonra ortadan yok olmuş. | Open Subtitles | الذين احتجزوه رهينة .لسنوات عديدة ... ثم تلاشى بعدها ... اختفى |
| Hastanenin jeneratörü bozulmuş ve Jeremy yok olmuş. | Open Subtitles | ونزل حرس المستشفي للتأكد وعندما عاد ,كان "جيريمي" قد اختفي |
| Bu cihazda yok olmuş bir uygarlığın tarihsel, bilimsel ve teknolojik kayıtları var ve eğer bu cihaz bunun kanıtıysa hem de çok ileri bir tanesinin. | Open Subtitles | هذه هي السجلات التاريخية والعلمية والتقنية من حضارة إنقرضت وإذا كان لهذا الجهاز دلالة ما |
| Ama ikinci saldırılarla eşleştiremiyoruz çünkü deliller gecikmeden dolayı yok olmuş durumda. | Open Subtitles | لكننا لن نتمكن من مطابقتها للاعتداء الثانى لأن الادلة الجنائية تدمرت بسبب تأخر الكشف |
| Toplumun zihinsel sağlık güvenliği yok olmuş. | Open Subtitles | سلامة شبكة نظام الصحة العقلية العامة قد إختفى. |
| - Her şeyi alıp yok olmuş. | Open Subtitles | (رينا) لقد رحلت آخذتً معها كل شيئ |
| Uyanıyorum ve bir bakıyorum geceleyin yok olmuş. | Open Subtitles | كيلو واحد تماما تستيقظ و يكون قد اختفى ليلا |