ÖIümlü bedeninden kaçmanın bir yolunu buldu. | Open Subtitles | لقد وجدت طريقة للهرب من من سجنها البشري لفترة محددة |
Ama beni cezalandırmanın yeni bir yolunu buldu. | Open Subtitles | ومع ذلك، وجدت طريقة جديدة للنيل مني |
Beyinleri tek başına elde etmenin bir yolunu buldu ve kendisini zorlayan adama artık hizmetine ihtiyacı olmadığını söyledi. | Open Subtitles | حسنا، لقد وجد طريقة للحصول على الأدمغة بنفسه وأخبر الرجل الذي كان يبتزه أنه لم يعد يحتاج إلى خدماته |
bu Sandia Ulusal Laboratuvarından. Jeff Brinker adında bir kişi kendiliğinden düzenlenen bir kodlama prosesi yapmanın bir yolunu buldu. | TED | هذه مختبرات سانديا الوطنية؛ رجل يدعى جف برنكر قد وجد طريقة للحصول على عملية تشفير ذاتية التكون. |
Gabriel bunun fazlasıyla farkında... ve dünya üzerindeki, en karanlık ruhu çalmanın... bir yolunu buldu ki; kendisi için savaşsın. | Open Subtitles | غابرييل يعرف هذا جيدا وقد وجد طريقه ليسرق اسود روح على الأرض لتقاتل من اجله |
Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığını hesaplamanın dahiyane bir yolunu buldu. | Open Subtitles | إكتشف طريقة ذكية لإيجاد المسافة من الأرض للشمس. |
Varlığımı hissetti ve dünyamıza sızmanın bir yolunu buldu. | Open Subtitles | شعرت بوجودي ووجدت طريقة للنفاذ إلى عالَمنا |
- Deniyorum patron ama ya telefonu kapalı ya da sinyallerimi engellemenin bir yolunu buldu. | Open Subtitles | لكن اما هاتفه مغلق أو أنه وجد طريق ليحجب أشارتي |
- Belki etrafında bir yolunu buldu. - Piper, hadi. | Open Subtitles | ربما وجدت طريقة لفعل هذا بايبر ، هيا |
Bizim Binbaşı Carter bir yolunu buldu. | Open Subtitles | حسنا ً ، الرائد "كارتر" وجدت طريقة حول ذلك |
Son bir kez daha beni terk etmenin bir yolunu buldu. | Open Subtitles | لقد وجدت طريقة لتتخلص مني للمرة الأخيرة |
Elimize geçen hafta bir kasa geldi ve Gloria çürükleri çıkardıktan sonra kullanmanın bir yolunu buldu. | Open Subtitles | حصلنا على حقيبه كامله منه الأسبوع الماضي و "جلوريا" وجدت طريقة لزيادة كميته بعد ان تخلصنا من جميع القطع الفاسده |
Beni daha güçlü yapmanın bir yolunu buldu. | Open Subtitles | لقد وجدت طريقة تجعلني أقوى |
İz bırakmadan susturmanın bir yolunu buldu. | Open Subtitles | . المشتبه وجد طريقة لقمعهم دون ترك علامات |
Ne yaptığımı biliyorum, bazı şeyler kontrolüm altında ama sonunda o bunu da mahvetmenin bir yolunu buldu. | Open Subtitles | أتُقن ما أفعله، لديّ بعض السيطرة. ولكن وجد طريقة لتدمير ذلك أيضًا. |
Artık beni kandıramayacağını düşünmeme rağmen yine bir yolunu buldu. | Open Subtitles | ما ظننته قادراً على خداعي بعد الآن -لقد وجد طريقة |
Ama şansını değiştirmenin bir yolunu buldu, hiçliği alıp ve bir şeylere çevirme... | Open Subtitles | لكنه وجد طريقه ليغير حظه ...ليأخذ لا شيئ... و يحوله إلى |
Evinin yolunu buldu. | Open Subtitles | لقد وجد طريقه للمنزل |
Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığını hesaplamanın dahiyane bir yolunu buldu. | Open Subtitles | لقد إكتشف طريقة ذكية لإيجاد المسافة بين الأرض والشمس |
Varlığımı hissetti ve dünyamıza sızmanın bir yolunu buldu. | Open Subtitles | شعرت بوجودي ووجدت طريقة للنفاذ إلى عالَمنا |
Bishop Şeyhe ulaşmanın yolunu buldu. | Open Subtitles | لكن "بيشوب" وجد طريق للوصول للشيخ. |
Naberius sizin geri gönderdiğiniz her yaratığı geri getirmenin yolunu buldu. | Open Subtitles | نابريس وجد وسيلة للافراج عن الشياطين |
Onu test etmenin bir yolunu buldu. | Open Subtitles | لذا وجدت وسيلة لتختبره |
Denedim zaten. Çıkmanın bir yolunu buldu. | Open Subtitles | لقد حاولت لقد أكتشف طريقه للخروج |