Bakın, sizi alenen destekleyemeyiz, ama eğer bunu almakta kararlıysanız, yolunuza da çıkmayız. | Open Subtitles | اسمعي,لا نستطيع دعمك علنا ولكن أن قررت الإستمرار بهذا فلن نقف في طريقك |
Zorla güvenliği geçirttiriyorsunuz. yolunuza çıkan her şeyi yıkıp geçiyorsunuz. | Open Subtitles | تُجبرني علي أجتياز الأمن و تُرهب كل ما في طريقك |
Bu sabah yolunuza çıktığım için özür dilemek isterim. | Open Subtitles | انا – اود ان اعتذر آآآ، لاعتراض طريقك هذا الصباح |
Genç siyahi adamlar, diyorum ki birisi yolunuza özgünce ve gerçekçe çıkıyorsa davetini kabul edin. | TED | وللشباب السود، ما أقوله هو إن أتى شخص ما في طريقكم بأصالة، فاقبلوا الدعوة. |
Şimdi biraz oturup laflayabilirsiniz ama sonra siz kendi yolunuza. | Open Subtitles | وأنتم يمكنكم البقاء وقت قصير ثم تمضوا فى طريقكم |
Şu alttaki kısmı imzaladıktan sonra yolunuza devam edebilirsiniz. | Open Subtitles | كلما عليك هو أن توقّع هنا في الأسفل و امضِ في سبيلك |
Hadi ama. Virüs artık yolunuza çıkmayacak, değil mi? | Open Subtitles | هيا، أقصد، إن الفيروس ابتعد عن طريقك الآن، اليس كذلك؟ |
Tüm insani duyguları ve merhameti geride bırakın Tanrı ya da Buda bile olsa, yolunuza çıkan herkesi öldürün. | Open Subtitles | تجاهل أى مشاعر انسانية أو شفقة اقتل كل من يقف فى طريقك حتى لو كان بوذا نفسة |
Yarın size ne tedavi gerekiyorsa yapacak sonra yolunuza gideceksiniz. | Open Subtitles | غدا ستعطيك المعالجة التي تستـ ثمّ تذهب في طريقك |
Önceden belirlenmiş bir yolda hızla ilerliyorsanız yolunuza hiçbir şey çıkmamasını umarsınız. | Open Subtitles | فعندما تنطلق بسرعه في طريق محدد مسبقا تتمنى ألا يعترض طريقك شيء لأن ليس هناك ما يمكنك فعله |
yolunuza çıkacak kadar aptal olanlar varsa öldürürsünüz. | Open Subtitles | إن كان أحدهم أحمقاً و وقف في طريقك اقتلهم |
Bence en iyisi, sizin dönüp yolunuza gitmeniz. | Open Subtitles | أعتقد انه سيكون افضل لو خرجت وتكون في طريقك. |
Eğer yolunuza çıkmayacaksa onu da yanınızda götürmenizi tavsiye ederim. | Open Subtitles | إذا كان هذا لا يعيق طريقك , أنصحك بأن تأخذه معك |
Tek istediğiniz buysa eğer, yolunuza gidebilirsiniz. | Open Subtitles | حسنا ، اذا كان هذا كل ما ترغبون به لذا يمكنكم استكمال طريقكم |
yolunuza çıkmayacağız, işinizi yapmanıza izin vereceğiz. | Open Subtitles | حسناً , سوف نبتعد عن طريقكم وندعكم تقومون بعملكم |
yolunuza çıkmayacağız, işinizi yapmanıza izin vereceğiz. | Open Subtitles | حسناً , سوف نبتعد عن طريقكم وندعكم تقومون بعملكم |
yolunuza çıkacak kadar salak olanları varsa.. öldürün! | Open Subtitles | إن كان أحدهم أحمق بما يكفي لاعتراض طريقكم فاقتلوه |
Tek istediğiniz buysa eğer, yolunuza gidebilirsiniz. | Open Subtitles | حسنا ان كان هدا ما تبحثان عليه فادهبوا في طريقكم |
Pekala, babalar kanepesine gidip oturacak, ...yolunuza çıkmayacak, bayanların işine karışmayacağım. | Open Subtitles | ابقى بعيداً عن طريقكم اترككم ايها السيدات تفعلوا اموركم |
Şu alttaki kısmı imzaladıktan sonra yolunuza devam edebilirsiniz. | Open Subtitles | كلما عليك هو أن توقّع هنا في الأسفل و امضِ في سبيلك |
Öyle mi? yolunuza çıkan insanları ezerek kendinize bir kariyer yaptınız. | Open Subtitles | أنتِ صنعتِ حياتكِ المهنية من سحق الناس الذين يقفون في طريقكِ |
Hayatın yolunuza koyduğu taşların hiçbirinden etkilenmediniz. | Open Subtitles | لم تتأثرا بأي شيء وضعته الحياة في طريقكما. |
Siz bir iş yapıyordunuz sadece ve ben de yolunuza çıktım. | Open Subtitles | كنتم فقط تقومون بعملكم وأنا وقفت بطريقكم |