"yuvada" - Translation from Turkish to Arabic

    • العش
        
    • العشّ
        
    • عُش
        
    Ve hangi yetişkinlerin yuvada yaşayıp hangilerinin bebekleri beslediğini bilebilirdik. TED وكنا نعلمُ الطيور الناضجة التي تعيش في العش والطيور المسؤولة عن إطعام الصغار منها.
    Ve o yuvada bir yumurta vardı. Ve o yumurtada bir kuş vardı, ve o kuştan bir tüy düştü. Open Subtitles وكان على هذا الغصن عش وكان في هذا العش بيضة وكان بهذه البيضة طير ومن هذا الطير جاءت ريشة
    ama kurnaz şüphelimi, yuvada boş bulursa, bu hükümet için en iyisi olur. Open Subtitles لكن إذا ، كما أشك بشكل فطن، سيجد العش فارغ وستطارده الحكومة
    Ama yuvada daha çatlamamış kozalar bulunmaktadır. Open Subtitles لكن مازال هناك أخريات في العشّ لم يفقسن بعد.
    Bu yavrular ağacın tepesindeki bir yuvada doğdu ve ilk kez toprağa ayak basmak üzereler. Open Subtitles وُلد هؤلاء الصغار في عُش عالياً في الشجرة، وهم على وشك الهبوط للأرض للمرة الأولى.
    Bir aile, bir çift ve bir yarı-yetişkin. Doğduktan sonra yuvada bir süre büyütmüşler. Open Subtitles مجموعة عائلية , زوج وولدهما الغير بالغ بعد لكنة تخطى فترة بقائه فى العش
    Sen bir güvercinsin ve ben de güvercinim. Özür dilerim. Kendisi günlerdir yuvada oturduğu için, delirmiş vaziyette. Open Subtitles إنها تجلس على ذلك العش طوال اليوم وهي تصبح مجنونة قليلاً
    Yaşamlarının ilk iki haftası boyunca yuvada kalacaklar yetişkinler sırayla yiyecek toplayıp onlara getirirken. Open Subtitles لفترة أول أسبوعين من حياتها تبقى الصغار في العش بينما يتبادل البالغون الأدوار في جمع الغذاء وإحضاره لهم
    Son iki yıldır bu yuvada dışarıdan fark edilmeden karıncalar tarafından beslenip korunarak yaşamaktadır. Open Subtitles وعاشت بهذا العش دون كشفها وحماها النمل وأطعمها خلال السنتين الماضيتين.
    Her nasılsa, karınca yuvasıyla dolu bir çayırda hangi yuvada bir mavi kelebek tırtılı olduğunu algılayabiliyor ve bu yuvanın onlardan biri olduğuna karar veriyor. Open Subtitles بطريقة أو بأخرى، بمرج مليء بعشش النمل، يمكنه ملاحظة أيّها تحتوي يرقة فراشة، ويقرّر أن هذا العش أحدهم.
    Ama bu bölgede özellikle de bu yuvada yetkili benim. Open Subtitles لكن في هذه المنطقـة وبالتحديد ، في هذا العش انا السلطة
    Yavru yumurtadan çıktığında ilk altı günü yuvada geçirir. Open Subtitles بمجرّد أن يفقس الصّغير، يمكث الستة أيام الأولى في العش.
    Hem yuvada bir yumurta daha var sanki. Open Subtitles وكان يبدو أنه ما زالت هناك بيضة أخرى في العش
    Bu şu anlama geliyor: eşleri yuvada oturuyor, kuluçkaya yatıyor diğer eşte dışarıda yem arıyor. ve dışardaki eş ne kadar uzun, uzakta kalırlarsa Döndügünde yuvada kalan eşin içinde olduğu şartlar o kadar kötü oluyor. TED و هذا يعني أنه أثناء ما يقومون الشركاء بالجلوس في العش و احتضان البيض يقوم الآخر بالذهاب لجمع المؤن و في المدة التي يتغيب فيها يكون الشريك في أسوأء حالته عند عودته
    Burda 2006 senesinde, gördüğünüz gibi Her yuvada yaklaşık olarak 0.75 penguen yetiştirilmiş. gördüğünüz gibi burda Punta Tombo’ya yakınlar, daha uzağa gitmiyorlar. TED و ترون هنا في العام 2006 أنها تربي تقريباً ثلاثة أرباع الفراخ في العش الواحد و يمكنكم أن تروا أنها تتواجد بالقرب من بونتا تومبو فهم لا تذهب إلى مناطق بعيدة
    Ve o dalda bir yuva vardı. Ve o yuvada bir yumurta vardı. Open Subtitles "وكـان على هذا الغصن عش" "وكـان في هذا العش بيضة"
    Ana Kaz, bıldırcınlar yuvada. Open Subtitles إلى الأوزة الأم السمان في العش
    Yeraltı sığınağındayız. yuvada. Open Subtitles نحن في عرين تحت الأرض، في العشّ.
    Bir yuvada tüneyen yavru bir kuş ve babası var. Open Subtitles .هنالك عصفور وابنه في العشّ
    Bu yavrular ağacın tepesindeki bir yuvada doğdu ve ilk kez toprağa ayak basmak üzereler. Open Subtitles وُلد هؤلاء الصغار في عُش عالياً في الشجرة، وهم على وشك الهبوط للأرض للمرة الأولى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more