Sadece senin bir kurban olduğunu söylüyorum. Karşı koyma zamanı geldi. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو أنك ضحية حان الوقت لتناضل لتغيير ذلك |
Sadece senin bir kurban olduğunu söylüyorum. Karşı koyma zamanı geldi. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو أنك ضحية حان الوقت لتناضل لتغيير ذلك |
Bence Rose'u unutmanın ve hayatına devam etmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | و لكن حان الوقت لتنسي روز و تفكري في حياتك |
İmparator büyük bir hata yaptı. Saldırıya geçmemizin zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد وقع الإمبراطور في غلطة فادحة وقد حان وقت هجومنا. |
Size sonsuza kadar kapalı tutmak istediğim hayatımdan bir hikayeyi anlatma zamanı geldi. | Open Subtitles | حان وقت إخباركم حول جزء من حياتي تمنيت أن يبقى مغلقًا إلى الأبد |
Fry iyi biri, ama artık kendi evine çıkmasının zamanı geldi. | Open Subtitles | هو رائع، لكنه حان الوقت ان يعيش في منزل خاص به |
Belki de gitme zamanı geldi. Bu kadar uzun sürdüğüne şaşırdım. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لنزعها أنا مندهش أنها دامت كل هذا الوقت. |
Sen büyük bir kızsın, böyle şeylere inanmayı bırakmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | إنكِ فتاة كبيرة، وقد حان الوقت لتتوقفي عن الإيمان بهم هكذا |
Uzun zaman önce yapmamız gereken birşeyi yapmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لفعل شيء كان علينا فعله منذو وقت طويل |
Sanırım, artık gözümüzü şu küçük röntgenciye çevirmemizin zamanı geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت لقلب الطاولة على متلصصنا المقيم الصغير |
Belki de herkesin gerçek bir kahramanın gölgede saklanmayacağını anlamasının zamanı geldi. | Open Subtitles | ربما حان الوقت ليدرك الجميع أن البطل الحقيقي لا يختفي في الظل |
Artık penisindeki spermleri silip başka bir yere saplama zamanı geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لمحو المظهر الحزين عن نفسك والعمل على إثارة نفسك |
Sanırım artık ona bir şey olduğunu düşünmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت للقبول بحقيقة أنه ربما أصابه مكروه. |
Baylar ve Bayanlar, şimdi Poirot'nun gerçeği açıklama zamanı geldi. | Open Subtitles | سيداتي .. وسادتي حان الوقت المناسب ليكشف لكم بوارو الحقيقة |
Tekrar birleşmenizi en çok ben istedim ama artık kabullenmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | لم يكن احد يريد العودة أكثر مني ولكن حان الوقت لندعه يمضي |
Fakat artık eve dönme zamanı geldi. Ve yardımınıza ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لكن الان حان وقت الذهاب الى المنزل ونحن نحتاج الى مساعدتك |
Çalışıyorduk, evimiz vardı ve sonra çocuk sahibi olma zamanı geldi. | Open Subtitles | كنا نعمل، و كان لدينا منزل ثم حان وقت إنجاب الأطفال |
Kendi ruhuna bakmanın ve kendine şu önemli soruları sormanın zamanı geldi. | Open Subtitles | حان وقت النظر إلى داخلك ، و أن تسأل نفسك الأسئلة المهمة |
Teknolojinin eğitimimize yardım etme, bizi hiç olmadığımız kadar hızlı ve daha iyi eğitme zamanı geldi. | TED | وأعتقد أنه آن الأوان للتكنولوجيا أن تساعدنا في التدريب، أن تساعدنا في تدريب الناس بشكل أسرع وأفضل من ذي قبل. |
Ama artık buna bir son vermenin zamanı geldi Louis. | Open Subtitles | ولكن الوقت قد حان لكي ننهي هذه العلاقة معه لويس |
Ve tabii ki oldukça zamanımı aldı bu iş ve neredeyse 40 yaşıma geldim. ve kendi kendime dedim ki zamanı geldi sanatçı olabilirim. | TED | استغرق ذلك زمنا، وقاربت على الأربعين وقررت أن الوقت حان لأبدأ طريقي كفنانة |
İkincisi; Yedi Serisi kitaplarınızı almanızın zamanı geldi. | Open Subtitles | و لهذا أرتدوا ملابس جديدة ثانيا إنه وقت الحصول على كتب السبعة المتسلسلة |
Hey, patron? Sanırım artık bu yeri doldurmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | مرحبا أيها الرئيس , أعتقد انه الوقت لنملئ الكرسي الفارع |
Silahları çatmanın zamanı geldi. İlk işimiz bu olmalı. | Open Subtitles | إنه الوقت أيها الجنرال لتتحد أيدينا هذه هى الخطوة الأولى |
Çoğunuzun yatma zamanı geldi. Artık evlerinize gidiyorsunuz. Haydi bakalım, herkes evine. | Open Subtitles | ان الوقت مضى ,انه وقت ذهابكم الى فراشكم هيا الآن الى منازلكم |
Bay Blaisdell, şu an her zamankinden çok yardımınıza ihtiyacım var, ama artık kasabanın ayakta durma zamanı geldi. | Open Subtitles | سّيد بليسديل، أنا أوَدُّ مساعدتَكَ أكثر مِنْ أيّ شئ في العالمِ، لَكنَّه حان الوقتُ لهذه البلدةِ ان تعتمد على نفسها. |
Artık Afrika'daki Sub-Sahara ülkelerini tek bir bütün olarak düşünmekten vazgeçme zamanı geldi. | TED | لقد جاء الوقت الذي يجب فيه التوقف عن التفكير بأفريقيا جنوب الصحراء ككتلة واحدة |
Dört Diyar'ın artık bir kadın Seçilmiş'i olmasının zamanı geldi. | Open Subtitles | آن أوان أن تُرزق الأراضي الأربعُ صَفِيّةً أنثى. |
Biz eşcinsel sevgilileriz ve onlardan biri gibi davranmamın zamanı geldi. | Open Subtitles | نحن شاذون جنسيا.. وحان الوقت لأتصرف كواحد منهم 545 00: 19: |
Sanırım hep konuştuğumuz şeyi gerçeğe dönüştürme zamanı geldi. | Open Subtitles | حسناً، أظن أن حان موعد تنفيذ كلامنا فنحن نتحدث دائماً دون تنفيذ اى كلام |