| Çok az zaman vardı ve başka bir yolu yok görünüyordu. | Open Subtitles | كان هناك وقت ضئيل جدا,و,حسنا بدا أنه ليس هناك طرية أخرى |
| Yapay zekânın bir şaka olduğu bir zaman vardı. | TED | أنت تعلم، لقد كان هناك وقت حيث كان الذكاء الاصطناعي مجرد مزحة. |
| Son günlerde doktor, ne yer ne de zaman vardı! | Open Subtitles | فى الفترة الآخيرة أيها الطبيب لم يكن هناك وقت أو مكان أبداً |
| zaman vardı. Birileri onu arıyor olsaydı, yeterli zamanları vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقتًا عندما كان يبحث عنها أحدهم. |
| O tavsiyeye uyduğum bir zaman vardı | Open Subtitles | كان هناك وقتاً كنت سآخذ بتلك النصيحة |
| Benim için hiçbir zaman vardı. | Open Subtitles | لم تكن أبداً هناك لأجلي |
| Normalden daha az bir zaman vardı, yani yarı önsevişme ve çift vardiya seks. | Open Subtitles | لذا،لم أحصل على الوقت المعتاد لتهييئه. الذى يعنى اننا أحتجنا مرتين الجنس. |
| Sana onunla nasıl temas kurabileceğini söyleyebileceğim bir zaman vardı, ...ama o zaman geride kaldı. | Open Subtitles | كان هناك وقت متى أنا كان يمكن أن أكون قادر على إخبارك كيف للإتّصال به، لكن ذلك الوقت عبر. |
| Bütün bu resimlerin birbirlerine daha yakın ve daha yüksekte konulduğu bir zaman vardı. | Open Subtitles | كما تعلم كان هناك وقت لجميع هذه اللوحات عندما تم وضعها أعلى وأفرب إلى واحدة اخرى |
| Sadece alt ve üst geçitleri kapatacak ve alt-şehri mühürlemeye yetecek kadar zaman vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت كافي فقط لإغلاق الطرق والجسور قافلين المدينة السفلية |
| zaman vardı. Birileri onu arıyor olsaydı, yeterli zamanları vardı. Ama kimse yoktu onu arayan. | Open Subtitles | .كانت هناك وقت ليبحث عنها أحد .لم يكن يبحث عنها أحد |
| 'Mayo dışında herşeyi...' '...giymeyi reddettiğim bir zaman vardı.' | Open Subtitles | كان هناك وقت أرفض ان ارتدي شيء أخر عن بذله السباحه |
| Kimsenin bana kafa tutmaya cesaret edemeyeceği bir zaman vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت لم يكن لدىَ أحد الجرأة ليتخطاني |
| Ruhun kışkırtıcılığından seni bağımsız bulduğum bir zaman vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت وجدت لديك استقلال روح واثارة |
| İkimizin de evliliğimizde sadakatsiz olduğumuz bir zaman vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت عندما كان كلانا غير اوفياء لزواجنا |
| Kesin olarak bilebileceğin bir zaman vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت عندما كنت يمكن أن يعرف على وجه اليقين. |
| zaman vardı. Birileri onu arıyor olsaydı, yeterli zamanları vardı. | Open Subtitles | .كان هناك وقتًا عندما كان يبحث عنها أحدهم |
| zaman vardı ama, zaman vardı. | Open Subtitles | -أنت كنت مجرّد طفلًا صغيرًا . كان هناك وقتًا. |
| - zaman vardı, zaman vardı. - Küçücük bir çocuktun daha. zaman vardı ama, zaman vardı. | Open Subtitles | .كان هناك وقتًا - .أنت كنت مجرّد طفلًا صغيرًا - |
| Bilirsin, bir zaman vardı... | Open Subtitles | أتعرفين؟ كان هناك وقتاً |
| Ama benim için hiçbir zaman vardı. | Open Subtitles | لكنك لم تكن أبداً هناك لأجلي |
| Normalden daha az bir zaman vardı, yani yarı önsevişme ve çift vardiya seks. | Open Subtitles | لذا،لم أحصل على الوقت المعتاد لتهييئه. الذى يعنى اننا أحتجنا مرتين الجنس. |