"zaman ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • الوقت و
        
    • الوقت والمال
        
    • والوقت
        
    • ومتى
        
    • وقت و
        
    • و الوقت
        
    • الزمن و
        
    • الزمان و
        
    • الوقت والمكان
        
    • الزمان والمكان
        
    • الوقت والمجهود
        
    • وزمان
        
    • متى و
        
    • الوقت والفضاء
        
    • الوقت والجهد
        
    Yani anlıyorum seni. - Lance, zaman ve mekan lazım. Open Subtitles انا أسمعك يجب ان يكون الوقت و المكان ملائم, لانس
    Hayat, zaman ve uzay gibi yerel bir olgu değildir. Open Subtitles حسنا الحياة مثل الوقت و الفضاء انها ليست ظاهرة ملموسة
    Bu dava üzerinde haddinden fazla zaman ve para harcamış durumdasın. Open Subtitles ضيّعتِ أكثر ممّا يكفي من الوقت والمال على هذه القضيّة سلفاً
    Adı da kenara koyduğun para, boş zaman ve gün gözüyle yapılan mastürbasyon. Open Subtitles أجل تفعل, يدعى القطع النقدية والوقت الحر وممارسة العادة السرية في وضح النهار.
    Günümüzde, güvenilir ipuçlarımızın çoğu önceki depremlerin ne zaman ve nerede gerçekleştiğine bağlı olarak uzun vadeli tahminlerden geliyor. TED اليوم، العديد من الدلائل الأكثر موثوقية تأتي من التنبوء على المدى الطويل، المتعلقة بـ أين ومتى حدثت الزلازل سابقاً.
    Çünkü söylemeye değecek her şey sadece zaman ve bağlılıkla olur. Open Subtitles لأننا نعلم ان كل شئ جدير بالإهتمام يستغرق وقت و إلتزام
    17. yüzyılda Newton, uzay ve zaman ve hareket vesaire ile ilgili düşünme biçiminde devrim yaptı. TED الآن، في القرن السابع عشر، ، كانت هناك ثورة في تفكير نيوتن عن الفضاء و الوقت و الحركة و هلّم جراً ..
    Önümüzdeki 60 dakikada, zaman ve ırkta bir yolculuğa çıkacağız. Open Subtitles سنأخذ رحلة عبر الزمن و العرق شكراً جزيلاً يا رفاق
    Doktor o. Tüm zaman ve mekân içinde herhangi bir yerde olabilir. Open Subtitles إنه الدكتور بامكانه أن يكون في أي مكان في الزمان و المكان
    Daha fazla zaman ve insanla birlikte değişim artık daha muhtemel. Open Subtitles مع المزيد من الوقت و الأرواح التي أنقذت إمكانية التغيير أسية
    Onca zaman ve kaynakla, bedenimi ve zihnimi savaşa hazırlarken Open Subtitles طوال الوقت و أنت تدرب، عقلك و جسمك على القتال.
    Daha çok zaman ve para harcandığı için daha çok mu ilaç elde ediyoruz? TED هل أصبح لدينا عقارات أكثر الان لأننا نمضي المزيد من الوقت و المال؟
    Yani böyle bir dünya yaratmak çok zaman ve yüksek sihir gücü gerektirir. Open Subtitles أعني، لقد أخذ منها الأمر الكثير من الوقت و مستوى عالٍ من السحر لخلق هذا العالم
    Bu gözlüğü alabilmek için çok fazla zaman ve para harcadım. Open Subtitles قضيت الكثير من الوقت والمال من أجل الحصول على هذه النظارات.
    Tek tek geçecegin alti galaksi de... kendi zaman ve mekan kanunlarina sahip. Open Subtitles كل من المجرات الستة التي ستمر بها تحتوى على قوانينها تنفرد بها في الفضاء والوقت
    Bulmamız gereken ilk şey hastalığı ne zaman ve nereden kaptığı. Open Subtitles أول شئٍ نحتاجُ أن نعرفهُ هوَ أينَ ومتى إلتقطَ هذا الشئ
    Bilirsin evlat, bir kızın pantolonunu indirmek için belli zaman ve yerler vardır. Open Subtitles تعلم بني ، هنـاك وقت و مكـان لسحب سروال فتـاة للأسفـل
    zaman ve para konusunda cömert değil. Sanırım pasif-agresif. Denetim manyağı. Open Subtitles انه بخيل بالمال و الوقت ، اعتقد انه سلبى و عدوانى و لديه نزوه السيطره
    Bir gün, bu isteğimde haklı olup olmadığımın kararını, ancak zaman ve blincin evrimi verebilir. Open Subtitles فقط الزمن و تطور الضمير سيقرر يوماً ما إذا كان طلبي منطقياً أو لا
    Hava kirliliği, küresel ısınma bütün bunlar sonuçları zaman ve uzayda uzak bir mesafede. TED التلوث, الاحترار العالمي, و هكذا أشياء, آثارها بعيدة في الزمان و المكان.
    İkinci bölümün söylenmesi zaman ve uzayda bir tür kırık yaratır. Open Subtitles إلقاء الكلام للممرات الثانية ستخلق نوع من الشق لمرور الوقت والمكان
    İşte sinema -- zaman ve mekân kavramı yok edildi. TED في هذا المسرح، يمكننا تغير الزمان والمكان
    Ama gereksiz zaman ve enerji harcıyorsun. Open Subtitles أنتِ تضيعين الكثير من الوقت والمجهود
    Bütün zaman ve uzayda yaşayan ve ölen bir milyon versiyonun olur. Open Subtitles مليون نسخة منكِ، تعيش وتموت في كلّ مكان وزمان
    Ayrıca ne zaman ve nasıl gideceğini de bilmemiz lazım. Open Subtitles و نريد أن نعرف ايضا متى و كيف سيغادر المدينة
    Ve zamanla, zaman ve uzay bunun sayesinde birleştiler. TED إذا .. ان الوقت .. الوقت والفضاء قد ضُغطا بسبب هذه التكنولوجيا
    Bu ilacın geliştirilmesine ne kadar zaman ve emek harcadığımı anlamalısın. Open Subtitles يجب أن تفهم قدر الوقت والجهد الذين بذلتُهما لصنع هذا الدواء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more