Üstelik bu zavallı kadın da çok büyük tehlike altında. | Open Subtitles | وزيادة على ذلك, فهذه المرأة المسكينة فى موقف خطير جدا |
Adam'ın annesi hala hayatta olsaydı, ama zaten zavallı kadın tamamen bunaktı. | Open Subtitles | والدة آدم كانت على قيد الحياة حينها لكن المرأة المسكينة كانت مهزلة |
Wilson, 0 zavallı kadın buradan ayrılmamalı. | Open Subtitles | إطلق الإنذار . تلك المرأة المسكينة لابد الا تغادر المكان هل ستهرب , أيها الطبيب ؟ |
zavallı kadın aklını kaçırdı ve iki kızını öldürmeyi denedi. | Open Subtitles | امرأة مسكينة فقدت عقلها وحاولت أن تقتل الطفلتان |
Evet, zavallı kadın. Duyduğuma göre hiç umut yokmuş. | Open Subtitles | نعم، يالها من إمرأة مسكينة سمعت بأنه لا أمل في شفائها |
Eğer helikopter 5 dakika içinde burada olmazsa bu zavallı kadın ölür. | Open Subtitles | إذا لم تتواجد المروحية فى غضون 5 دقائق هذه السيدة المسكينة ستفقد حياتها |
zavallı kadın ömrünün geri kalanını kabuslarla geçirecek. | Open Subtitles | المرأة المسكينه ستعاني من الكوابيس لمدى الحياة |
zavallı kadın hayatta ve iyi olduğu için mutlu olmayı deneyebiliriz. | Open Subtitles | أعتقد أننا سنكون سعداء قليلاً أن المرأة المسكينة على قيد الحياة وبصحة جيدة |
zavallı kadın hayatta ve iyi olduğu için mutlu olmayı deneyebiliriz. | Open Subtitles | أعتقد أننا سنكون سعداء قليلاً أن المرأة المسكينة على قيد الحياة وبصحة جيدة |
zavallı kadın! Artık daha fazla tutamayacak kendini. | Open Subtitles | المرأة المسكينة لم تستطع كبح رعشتها لفترة أطول |
zavallı kadın, evden ayrılacağı için çaresizliğe kapılacaktır. | Open Subtitles | المرأة المسكينة قد تكون تحاول بيأس الخروج من منزلنا |
zavallı kadın, neyle karşılaşacağı hakkında hiçbir fikri yok. | Open Subtitles | تلك المرأة المسكينة لا تمتلك أدنى فكرة عما هيّ مقبلة عليه. |
Herkes bana bakıyordu. Oğlu ölen zavallı kadın. | Open Subtitles | :الكل ينظر إليّ، ولسان حالهم يقول هذه المرأة المسكينة التي مات ولدها |
zavallı kadın hiç donanmaya katılmadı. | Open Subtitles | تلك المرأة المسكينة لم تكن بالبحرية من قبل |
Ama bu zavallı kadın, bu yeteneği henüz iyice öğrenememişti. | Open Subtitles | -نعم . لكن المرأة المسكينة لم تكن تتحكم بقدرتها بعد. |
zavallı kadın. | Open Subtitles | -يا لها من امرأة مسكينة |
zavallı kadın. | Open Subtitles | -يا لها من امرأة مسكينة |
zavallı kadın sizin hasretinizi çekiyordu, doğru değil mi Jordan? | Open Subtitles | إمرأة مسكينة مُتلهفة عليه أليس هذا صحيحاً ، (جوردن) ؟ |
zavallı kadın. Sen eve git, Harry. Bu işi ben hallederim. | Open Subtitles | ـ هذه السيدة المسكينة ـ إذهب للمنزل ، هارى ، سأتولى الأمر |
zavallı kadın konuşamıyor yoksa siktirip gitmenizi söylerdi. Ama ben söylerim. | Open Subtitles | المرأة المسكينه لا تتحدث لذا لا تستطيع ان تخبركم ان تغربوا ولكني استطيع |
zavallı kadın çok çekiyor diye düşünürdüm. | Open Subtitles | لذلك لن يتم ضبطها وهي غير واعيه وأنا اعتقدت, حسنا هذه المرأه المسكينه قد رأت الكثير. |
zavallı kadın. | Open Subtitles | يا للمرأة المسكينة |
zavallı kadın yalnızca üç yıl evli kaldı ve çocuksuz öldü. | Open Subtitles | كان متزوجا امرأة فقيرة بالكاد ثلاث سنوات ومات بتر. |
zavallı kadın,ailesine yemek alacak tek kuruşu yokmuş. | Open Subtitles | المرأة الفقيرة ليس لديها بنس واحد لاطعام عائلتها |
Sonra zavallı kadın bunu iş olarak yaptığını anladı mı? | Open Subtitles | في أي مرحلة اكتشفت تلك المسكينة أنك كاتب مبتذل فاشل؟ |