| Düşen gök taşı'nın etkisinin Araştırmaları bir kaç aydır sürüyor, Onun Ailesi yabani hayattan zevk alıyor.. | Open Subtitles | قضى أسابيع باحثاً عن نيزك، بينما تستمتع عائلته بالطبيعة |
| Demek istediğim bundan zevk alıyor gibiydin. | Open Subtitles | ما أقوله هو.. بدا إليّ وكأنك كنت تستمتع بها. |
| Doktor taşaklarını avuçlayıp öksürmeni isterken sence zevk alıyor mu? | Open Subtitles | هل يستمتع الطبيب عندما يُمسك بخصيتيك ويطلبُ منك أن تَسعُل؟ |
| Ve ben Bilmiyorum Hamile olmasam bile bir yanım hamile olmam fikrinden zevk alıyor. | Open Subtitles | .. وانا لا أعلم جزء مني يستمتع بحق من فكرة الحمل |
| Gizli tuttuğumuz sürece başka bir cinayet daha işleyecek, öldürmekten zevk alıyor. | Open Subtitles | طالما أستطيع ... ولكن هل سيقتل مراً أخرى , إنه يتمتع بالقتل |
| Hayır ama bu tiplerin bazıları bundan gerçekten zevk alıyor. | Open Subtitles | لا , لكن بعض أولئك الرجال في الواقع يستمتعون بهذا. |
| Günün tek ve en önemli olayı olan bovlingden zevk alıyor musun? | Open Subtitles | هل تستمتعين بهذه الأمسية ) المميزة لمجرد أننا خرجنا للعب البولينغ ؟ |
| Seninle oynayıp, yaralamaktan zevk alıyor. | Open Subtitles | انها تتمتع اللعب معك، تدمير لك. |
| Her seferinde zevk alıyor gibi görünmüyordun. | Open Subtitles | لم أكن دوما أرى بأنك مستمتعة بنفسك |
| Çünkü benim ailem beni kontrol etmeye çalışmaktan çok zevk alıyor. | Open Subtitles | لأن عائلتي تستمتع في محاولتها التحكم بيّ |
| Böyle yemek yerken cidden zevk alıyor musun? | Open Subtitles | هل تستمتع حقا تناول هذه الطريقة؟ |
| Buna karşılık küçük şeylerden, özel bir zevk alıyor. | Open Subtitles | بدلا من ذلك فهي تستمتع بالحبوب الصغيرة |
| Yatışma süresi kısa çünkü yaptığı şeyden zevk alıyor. | Open Subtitles | فترة انقطاعه عن القتل قصيرة لأنه يستمتع بما يفعله |
| Sana inanmak istiyor. Kamışıyla oynayacak yaşa geldiğinden beri ondan zevk alıyor. Sen neden almayasın? | Open Subtitles | إنه يريد أن يُصدقك، إنه يستمتع بقضيبهِ منذ أن كان شاباً، و عليكِ فعل هذا؟ |
| Bana kalırsa kurbanların acılarını güçlü bir şekilde hissediyor ve bundan zevk alıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يشعر بآلامهم تماماً، الـأمر فقط أنه يستمتع بها. |
| Kurbanlarına acı çektirmekten zevk alıyor. Albert Anastasia, kısa bir ateşleme fitili ve ölümcül nişan alma yeteneğiyle korku salmış bir katil, Yüce İnfazcı olarak tanınır. | Open Subtitles | الذي يتمتع بجعل ضحاياه تعاني ألبرت أناستازيا لا يحب |
| Sanırım Pree, biraz fazla zevk alıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن بري يتمتع نفسه قليلا. |
| Bu adamlar kurbanlarının yavaşça ölmesini izlemekten zevk alıyor. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال يستمتعون برؤية ضحاياهم يموتون موتا بطيئا |
| Bir düzüne iş görüşmesine gittim ve... bu genç kızlar yaşımı... yüzüme vurmaktan özel bir zevk alıyor gibiydiler. | Open Subtitles | لقد خضت بالعديد من المقابلات وهؤلاء الفتيات الشابات يستمتعون بفرك عمري بوجهي |
| Elbette cinsel olarak aktifsin ama seks aynı zamanda mesleğin de olduğu için soruyorum ilişkiden hiç zevk alıyor musun? | Open Subtitles | ومن الواضح أنك نشيطة جنسيا ولكن لأن الجنس هو عملك... هل تستمتعين أثناء الجماع؟ |
| Siz insanları analiz ederken zevk alıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تستمتعين بتحليل الناس ؟ |
| Beynindeki kimyasal tepkimeden zevk alıyor. | Open Subtitles | قالت-انها تتمتع الكيميائية رد فعل في دماغها. |
| Bu sohbetten zevk alıyor gibi gözüküyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنها مستمتعة في الحوار |
| - Beraber intihar edenleri izlemekten zevk alıyor. | Open Subtitles | -رجل محلي يحب بعض إنتحار المراهقين ؟ |