"zorlaştırıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • الصعب
        
    • صعوبة
        
    • يصعب
        
    • أصعب
        
    • صعباً
        
    • صعبا
        
    • يصعّب
        
    • تصعب
        
    • تصعّب
        
    • لا تساعد
        
    • أصلب
        
    en azından, umuyorum ki onların insan haklarını reddetmeyi daha zorlaştırıyor. TED علي الاقل آمل ان يكون من الصعب ان تنكر حقوقهم الانسانية.
    ve onları görmek, insanlıklarını reddetmeyi daha zorlaştırıyor; TED ورؤيتهم تجعل من الصعب علينا إنكار إنسانيتهم​​.
    Bunların hepsini tanıyacak ve bertaraf edecek bir silah bulabilmek işimizi çok daha zorlaştırıyor. TED و إيجاد سلاح يستطيع التعرف على و إغراق كل تلك السفن يزيد من صعوبة المهمة.
    Evet, soğuk kanlılığınızı korumayı oldukça zorlaştırıyor, değil mi? - Buyrun. Open Subtitles نعم, انه يصعب على المرء ان يكون هادئا الا يفعل هذا؟
    Onun kazanmış gibi göründüğü her olayda, koltuk daha da zorlaştırıyor. Open Subtitles كل مرة يبدوا وكأنه سيفوز الكرسي يجعلها أصعب
    Galiba ablan, kendi kimliğini ortaya çıkarmanı zorlaştırıyor. Open Subtitles مثل أن أختك تجعل الأمر صعباً عليكِ حتي ترسخين هويتك الخاصة
    Hiç akıl kârı değil. Para kazanmayı zorlaştırıyor. Open Subtitles ليست مجال استثمار يجعل كسب المال صعبا جدا
    Siz akarsuyun dibindeki taşa bakarken su sürekli hareket edip, çalkalanıyor ve bu da dipteki taşı görmeyi iyice zorlaştırıyor. TED النظر لحصاة في قاع جدول، و الجدول يتحرك و يموج بشكل دائم، و هذا يجعل من الصعب جداً رؤية الحصاة في القاع
    Tartılarda hile yapmayı zorlaştırıyor. Open Subtitles يجعل من الصعب جدا إعطاء الموضوع أهميه بسيطه
    Bu oraya tek parça olarak dönmemizi zorlaştırıyor, değil mi? Open Subtitles يصبح من الصعب قليلاً أن أعود سالماً, صحيح؟
    Yeterince iyi değil. Yayın girişlerim senin işini oldukça zorlaştırıyor. Open Subtitles ليس جيداً بما فيه الكفاية ، إعتراضي للإرسال سيجعل من الصعب عليك القيام بأعمالك
    Yaştan, dinden veya bir şeyden bahsetmeyi zorlaştırıyor çünkü mutluyum. Open Subtitles من الصعب أن نتوقف عند العمر أو الدين لأنه أنا سعيدة
    Şimdi yüzüğü yüzük olmadan geri vermem gerekecek ve bu işleri daha da zorlaştırıyor. Open Subtitles الآن يجب أن أعيد الخاتم بدون وجود الخاتم مما يزيد من صعوبة الأمر
    Ve Serbest Gümrük Antlaşması işinizi daha da zorlaştırıyor. Open Subtitles نافتا تجعل الأشياء أكثر صعوبة لك بسبب إختفاء الحدود
    Ahşap yol üzerindeki küçük topların neme, sıcaklığa ve birazda toza karşı gerçekten duyarlılığı var ve yoldan çıkıyorlar gerçek açılar doğru olanı elde etmek için zorlaştırıyor. TED كرات صغيرة في ممرات خشبية تتأثر جدا بالرطوبة والحرارة والقليل من الغبار ويسقطون من الممر يصعب ضبط الزوايا
    Bazen bu işleri daha da zorlaştırıyor. Keşke sevmeseydim diyorsun. Open Subtitles بعض الأحيان, ذلك يصعب الأمر أكثر أنتِ تتمنين أنكِ لم تنجحى
    Yavaşladığın her saniye benim o adamı izlememi zorlaştırıyor. Open Subtitles كل ثانية تؤخرنا فيها تجعل ملاحقة هذا الرجل أصعب
    Tamamen özgür olması işi zorlaştırıyor, değil mi? Open Subtitles الحرية الكاملة تجعل الأمر أصعب ، صحيح ؟
    Adamın kendi eliyle yüzünde açtığı yaralar kimliğinin belirlenmesini zorlaştırıyor. Open Subtitles التعرُّف عليه كان صعباً لأن الرجل أصاب وجهه بشدة قبل القبض عليه
    Düşünmemi oldukça zorlaştırıyor. Open Subtitles فقط تجعلين الأمر صعبا نوعا ما للتفكير بوضوح
    Ailem için ölene kadar savaşmaya söz verdim ama ailemi düşünmek bu sözü tutmamı zorlaştırıyor. Open Subtitles وعدت نفسي أن أقاتل حتى النهاية من أجل عائلتي، ولكن التفكير في عائلتي يصعّب علي الإلتزام بذلك الوعد
    Üstündeki aletler onun takip edilmesini zorlaştırıyor. Open Subtitles اجهزة الحماية لديه تصعب علينا امر ملاحقته
    Teorik olarak kişinin ikinci kez düşünmesini zorlaştırıyor. Open Subtitles نظرياً، تصعّب عليهم أن يتردّدوا
    Size şunu söylemeliyim ki; değişken ruh haliniz işimizi zorlaştırıyor, Bayan Sanders. Open Subtitles (عليّ أن أقول لكِ يا آنسة (ساندرز أن الانفاعلات لا تساعد الموقف
    Sadece inanmayı zorlaştırıyor. Open Subtitles "فقط إجْعلُه أصلب لإعتِقاد "

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more