Senin benim için arkadaştan fazlası olabileceğin hakkında verdiğim yanlış izlenimler için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة على كل إشارة لم أعطيها لك لأني أعتبرك أكثر من صديق |
Size kimse haber vermediği için üzgünüm. Umarım herşey yolundadır. | Open Subtitles | آسفة على عدم إعلامكم عسى أن الأمر لا بأس به |
Sizi buna mecbur bıraktığım için üzgünüm ama koridorda sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | آسفة على إزعاجك ولكنني كنت عالقة في الممر |
Böyle daldığım için özür dilerim ama korkmanıza gerek yok. Ooh! | Open Subtitles | آسفة على إقتحامي المكان هكذا، لكن ليس هناك سبباً لأن تخاف. |
Gürültü için özür dilerim. Neredeyse bitirdim. Hiçbir şey duymadım | Open Subtitles | ـ أنا آسفة على هذا الازعاج ـ لقد قاربت على الانتهاء ـ أنا لم أسمع شيئاً |
Aciliyet için kusura bakma ama buna değeceğinden oldukça eminiz. | Open Subtitles | آسفة على حالة الطوارئ لكنّنا واثقون أنّ هذا الأمر يستحقّ |
Böyle davrandığım için üzgünüm ama sen karşıma çıkan ve neden söz ettiğini bilen ilk, hatta tek kişisin. | Open Subtitles | ـ ـ ـ أنا آسفة على كوني كذلك ـ ـ ـ ـ ـ ـ لكن ـ ـ ـ ـ ـ ـ أنت ـ ـ ـ |
"Hız yaptığım için üzgünüm memur bey, sanırım beni cezaIandırmaIısınız. " | Open Subtitles | آسفة على سرعة حكمي، عليك أن تعاقبني الآن |
Hildenberg seni tüm okulun önünde küçük düşürdüğüm için üzgünüm... ve de sekizinci sınıfların tabii. | Open Subtitles | هيلدنبيرج أنا آسفة على إهانتي لك أمام المدرسة بأكملها وعلى ما فعلته فى الصف الثامن |
Bay Willowbrook, adınız bir cinayet davasına karıştığı için üzgünüm. | Open Subtitles | سيد ويلبروك أنا آسفة على تورطك بجريمة قتل |
Böldüğüm için üzgünüm ama saygılarımızı sunma vakti geldi. | Open Subtitles | آسفة على المقاطعة. لكن الوقت قد حان لتقديم العزاء. |
Geciktiğim için üzgünüm. Ama bir parti verdiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | آسفة على التأخير،ولكنني لم أدرك أنك تقيم حفلة |
Korktuğum için üzgünüm ama bebeğinize özel bakım şart. | Open Subtitles | آسفة على ازعاجك لكن لطفلك هذا اشياء خاصه غريبه |
Sizi öğle yemeğinde rahatsız ettiğim için özür dilerim. Buraya basmışlar işte. | Open Subtitles | آسفة على مضايقتكَ خلال الغداء إنّه هذا الدمغ هنا |
Tekrar ettiğim için özür dilerim ama hatırlamanıza yardımcı olur. | Open Subtitles | آسفة على التكرار ، لكنه سيساعدكم على التذكر |
Bizi çıkarabilir misiniz? Annemin sözleri için özür dilerim. | Open Subtitles | هل يمكنك أن تخرجنا من هنا أنا آسفة على ما قالته أمي |
Tüm bu gizlilik için özür dilerim, ama eski çağdan kalma yunanlı gerzekler seçimler sırasında bu tür eğlencelere izin vermiyorlar. | Open Subtitles | آسفة على كُلّ السرية، لكن مهرّجي الماخرة الهيلينيينِ لا إسمحْ لهذا النوعِ مِنْ العيدِ أثناء تسرعِ. |
Vazo için kusura bakma. Kızmadın değil mi? | Open Subtitles | آسفة على الزهريةِ، مفيش مشاعر قاسية , هه |
O parayı kazandığım için üzgün değilim. | Open Subtitles | وأنا آسفة, ولكني لست آسفة على جني ذلك المال |
- Üzgünüm, sen gelemiyorsun. - Bina dışına çıkmama izin yok. | Open Subtitles | انا آسفة على عدم مجيئك معنا ليس مسموحا لى بأمر المراقب |
Beklettiğim için kusura bakmayın. Biraz eleman eksikliği çekiyoruz. | Open Subtitles | آسفة على التأخير ولكن تعوزنا المساعدة اليوم. |
Çok yoğun olduğumda da yemek yemeyi unutuyorum bazen. - Seni yorduğumuz için özür dileriz doktor. | Open Subtitles | أحياناً أنسى أن آكل حين أكون مشغولة آسفة على المتاعب ، دوك |
Rahatsız ettiğimiz için üzgünüz, ama biz burada yaşıyorduk. | Open Subtitles | آسفة على إزعـاجّك ، لكننا أعتــدنا أنّ نقطن هنـا |
Selam, Çocuklar . Pardon,Geç Kaldım. | Open Subtitles | مرحباً يا رفاق، آسفة على التأخير، سآخذ واحدة |
- Bütün aramalardan dolayı Özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة على كل هذه المكالمات. لا تهتمي بها. |
Surekli aradigim icin uzgunum,ama bu gunlerde iyi degil. | Open Subtitles | آسفة على الإتصال بك دوماً لكنها تنزلق كثيرا هذه الأيام |
Başınıza açtığım tüm bu sorunlar için çok Üzgünüm. | Open Subtitles | اننى جد آسفة على المشاكل التى سببتها لكم جميعا |