Bunu duyduğuma üzüldüm. Şimdi buraya gel de beni al. | Open Subtitles | أنا آسف لسماع ذلك و الآن احضر إلى هنا لتصطحبنى. |
Bunu duyduğuma üzüldüm. Yaşamasını dilerdim. | Open Subtitles | أنا آسف لسماع ذلك أتمنى لو أنه بقي على قيد الحياة |
Kraliçe'nin, iffetsiz ve azgın davranışlarından dolayı oluşan... ...hoşnutsuzluklar ve sorunları duyduğuma üzüldüm. | Open Subtitles | أنا آسف لسماع الاستياء والاضطراب الذي تسبب به سلوك الملكة الماجن والشقي |
duyduğuma üzüldüm. Umarım yanında et getirmiyorsundur. | Open Subtitles | آسف لسماع ذلك ، آمل أنك لم تجلب أي لحوم معك |
Bunu duyduğuma üzüldüm. Üzülme. Onları suçu değil. | Open Subtitles | ـ أنا آسف لسماع هذا ـ لا تقل هذا، إنها ليست غلطتك |
Bunu duyduğuma üzüldüm bu yüzden sen ve baban çok yakın olmalısınız. | Open Subtitles | آسف لسماع ذلك ، إذا أنت و والدك متقاربان جدا |
Bunu duyduğuma üzüldüm, ama burada olmamalısınız. | Open Subtitles | نحن نبحث عن أبنتي أنا آسف لسماع ذلك , لكن لايجب عليكم أن تكونوا هنا |
duyduğuma üzüldüm eminim sorun neyse halledersiniz. | Open Subtitles | حسناً, آسف لسماع هذا, ولكنّي مُتأكد انكم ستتجاوزون ذلك |
Bunu duyduğuma üzüldüm, güzel bir şişe şarap almıştım. | Open Subtitles | أنا آسف لسماع ذلك. حصلت لنا زجاجة جيدة حقا من النبيذ. |
-Bunu duyduğuma üzüldüm -ama bizim bir poliçemiz var -Poliçe mi? | Open Subtitles | .. ـ آسف لسماع هذا، لكن لدينا سياسة ـ سياسة؟ |
Gereksiz bilgi ama duyduğuma üzüldüm. | Open Subtitles | إنها معلومات أكثر مما طلبت و لكنّي آسف لسماع ذلك |
- Bunu duyduğuma üzüldüm ama o da huzurun bedeli. | Open Subtitles | أنا آسف لسماع ذلك ولكن هذا هو ثمن السلام |
- duyduğuma üzüldüm. | Open Subtitles | نجاح باهر، وأنا آسف لسماع ذلك. نعم، لا يكون. |
Bunu duyduğuma üzüldüm ama iş iştir. | Open Subtitles | آسف لسماع هذا لكن العمل هو العمل |
- Sixers hayranıyım. - Bunu duyduğuma üzüldüm. | Open Subtitles | "أنا مشجعة لفريق " سيكرز ـ آسف لسماع ذلك |
Bunu duyduğuma üzüldüm. Ve bu benim suçum değil mi? | Open Subtitles | آسف لسماع هذا ، وهذا بسببي ، أليس كذلك؟ |
- Bunu duyduğuma üzüldüm. - Çok şiddetliydi. | Open Subtitles | أنا آسف لسماع ذلك - كان الأمر قاسياً للغاية - |
Bunu duyduğuma üzüldüm. Amacımız mutlu etmek. | Open Subtitles | آسف لسماع هذا نحن نهدف لإسعاده |
Sonra sempati dediğimiz şey vardır, biraz daha mesafeli: "Büyükannenizin vefatını duyduğuma çok üzüldüm. | TED | ثم هناك شيء أسميه الشفقة، وهو أبعد بقليل: "أنا آسف لسماع خبر وفاة جدتك. |
Kızlar, işiniz olmadığı ve birbirinizle konuşmadığınız için üzgünüm. | Open Subtitles | ويا فتيات، آسف لسماع أن عملكم قد إنتهى أنكم لا تكلمان بعض. |
Duyduguma Üzüldüm, birader. | Open Subtitles | أنا آسف لسماع ذلك الأمر يا صديقي |
Bunu duyduğuma üzgünüm ama hepsi boşaymış. | Open Subtitles | حسنًا,آسف لسماع هذا, لإن كل مافعلوه كان من أجل لاشيء. |
Vay, duyduğum için Üzüldüm, dostum. Hayır. Önemli değil. | Open Subtitles | ـ ياللهول، آسف لسماع هذا، يا رجل ـ كلا، لا بأس، أنا بخير |