"أجعله" - Traduction Arabe en Turc

• ona
• izin
• sağlayabilirim
• olsun
• sağlayacağım
• sağla
• sağlamalıyım
• sağlarım
• getirmek
• sağlamaya

- 12:20 Coney Adası, ona yan yola geçmesini söyledim.
قطار الساعة 12: 20 أجعله على نفس سكته ولا تحذره

- ona anlaşma bozmak olun. - Umarım, souls'll yayınlanacak.
. أجعله يلغي الصفقة . على أمل أن تتحرر الأرواح

Vazgeçtiğimi düşünmesine izin verdim, kanıt toplamasına izin ver, davet et.
قررت أن أجعله يعتقد أنني قد استسلمت وأسمح للدليل بأن يتعاظم

O şeyi ağzıma yakın bir yere koymasına izin vermiyorum.
أرفض أن أجعله يضع هذا الشيء في أي مكان قرب فمي.

Seni öyle seviyordum ki, anlamasını sağlayabilirim sandım.
أحبك كثيرا،أعتقدت أن بإمكاني أن أجعله يتفهم.

Bir şey söylemeden önce aklınızdaki miktar ne olursa olsun, onu artırın.
وقبل أن تقول أي شيء مهما كان العدد الذي ببالك أجعله أكبر

Bu yüzde Los Angeles'a gidip, programa çıkıp vitrindeki herşeyin fiyatlarını bilip onun benimle gurur duymasını sağlayacağım ve daha sonra kim olduğumu açıklayacağım.
لذا سأذهب إلى لوس أنجلوس سأكون في العرض أربح مواجهة العرض أجعله فخورًا بي وأخبره من أنا

Keşke ölseydim demesini sağla.
أجعله يعاني، أجعله يتمني إن يكون ميتاً

Bir ahmak gibi hissetmeme engel olamıyorum, ve ona da ahmakmış gibi hissettiriyorum.
لم أكن أتحمل الشعور بالإخفاق لهذا كنت أحاول أن أجعله يشعر هو بالإخفاق

Ağabeyimi öldüren adama işkence etmek istiyorum. ona çığlık attırmak istiyorum.
أود تعذيب الرجل الذي قتل أخي ، أريد أن أجعله يصرخ

Bak, Dutch kötü babalar hakkında bir şeyler biliyorum, ve öğrendiğim bir şey varsa o da sana yaptığı her şeyi ona ödeteceğim.
؟ أعرف شيئاً أو أثنين حول الاباء المتسلطين, ,اذا ما سنحت لي الفرصة مرة اخرى سوف أجعله يدفع الثمن جراء ما فعله بكِ

ona poz bile verdirebilirim -- bir fotoğrafını çekelim.
أستطيع أن أجعله يقف لتصويره، سألتقط له صوره.

Bucatini matriciana. Evet, domuzlar için. Hanım, ona mutfağı göstermeli miyim?
هذا الأكل لا يُعجب حتي الفئران. سيدتي،هل أجعله يلقي نظرة علي المطبخ؟

Biliyorsun, onun rahatça uzun bir süre vüdudumda kalmasını izin verebilirim.
ويُمْكِنُني أيضاً أَنْ أجعله يَخْرجُ في أي وقت كان

Ama benim işlediğim bir suç yüzünden onun hapse girmesine izin veremezdim.
و لكنني لم استطع ان ارسله للسجن او أن أجعله ، يدفع ثمن لما كان حقاً جريمتي أنا

Ben sadece senin verdiğin gibi hayatımın önüne geçmesine izin vermedim.
ولكنني لا أجعله يتحكم بحياتي كما يتحكم بك عملك

Yanımdayken daha rahat hissetmesini nasıl sağlayabilirim?
إنه خجول جدا, كيف يمكنني أن أجعله مرتاحا أكثر وهو حولي؟

Ama hızlı ya da yavaş ölmeni sağlayabilirim.
لكنني يمكنني أن أجعله سريعاً و أن أن أتمهل كثيراً

Onu biraz olsun açabilmek, bir şeyler paylaşabilmek isterdim.
أتمنّى لو أستطيع أن أجعله يتفاعل أكثر ويعبّر عن شعوره

Bütün işi ben yapmam gerekirken bunu onun yaptığını düşünmesini tam olarak nasıl sağlayacağım?
كيف من المفترض بالضبط أن أفعل كل ذلك العمل و أن أجعله يعتقد بأنه هو الذي فعل ذلك ؟

Çocuğun kendini iyi hissetmesini sağla!
أجعله يشعر بإحساس جيّد تجاه نفسه

Onu listeden çıkaracaksam kendisini iyi hissetmesini sağlamalıyım.
لو أردت إزالته من قائمتى يجب أن أجعله يشعر بالسعادة

Sizin yanınızda oturmasını sağlarım, sorun olmaz.
أعدك أن أجعله يجلس بجانبك مباشرةً، لامشكلة

- Sana büyük bir mesele haline getirmek istemediğimi söylemiştim.
أخبرتك أني لا أريد أجعله أمرا جللا. إنّه أمر جلل.

Kanalda bir gemi enkazı olduğunu anlamasını sağlamaya çalışıyordum.
كانت اُحاول أن أجعله يفهم بأن هنالك حطام سفينة فى القناة