"أحبّت" - Traduction Arabe en Turc

    • severdi
        
    • seviyordu
        
    • bayılırdı
        
    • sevdi
        
    • seviyor
        
    • bayıldı
        
    • sevdiğini
        
    • sevmiş
        
    • beğendi
        
    • sevmişti
        
    • hoşlanmıştır
        
    Onun kolay pişirme fırınında beraberce bir şeyler pişirirdik, midilliyi ve uğurböceğini severdi. Open Subtitles نحن كنّا نخبز سوية في فرن بيكها السهل وهي أحبّت البونيز والسيدة الحشرة
    Anneniz, babanızı çok severdi. Bence çok fazla çalışıyordu. Open Subtitles أحبّت والدتك والدك كثيراً، أظنه كان يُجهد نفسه في العمل
    Öğrenmeyi gerçekten çok seviyordu ve haberdar olur olmaz okuluma gelmek istedi. TED لقد أحبّت التعلُّم حقًا، وأرادت أن تأتي إلى مدرستي حين سمعت عنها.
    Annem turta yapmaya bayılırdı. Kendisi dokunamadan biz hepsini yerdik. Open Subtitles في الصيف، كنّا نحشو أنفسنا أحبّت أمّي خبز فطيرة التوت
    Sandy kocasını sevdi, sen de onu öldürdün değil mi? Open Subtitles ، أحبّت (ساندي) زوجها لذا قتلته ، أليس كذلك ؟
    Halan tekneleri seviyor muydu? Open Subtitles أحبّت عمّتك المراكب الشراعيّة؟
    Profiline bayıldı, arkadaş bile olmak istiyor. Open Subtitles أحبّت ملفكِ الشخصي، تتمنى لو كنتم أصدقاء
    Ama ayrıca kızımın eskiden moda için çalışmayı çok sevdiğini de hatırlıyorum. Open Subtitles لكن أتذكر أيضاً أن ابنتي أحبّت العمل في الموضة
    Büyük annem opera severdi. Dikiş dikerek bize yardımcı olurdu. Open Subtitles لطالما أحبّت جدتي الأوبرا وساعدتنا بكل ما في وسعها
    Annem yarışmaları benden daha çok severdi zaten. Open Subtitles أمّي أحبّت المسابقات أكثر مما أحبّبتها على أية حال
    Yeni size göre değil belki ama eski siz burayı çok severdi. Open Subtitles ربما ليست نُسختُك الجديدة، ولكن القديمة أحبّت هذا المكان.
    O bizi severdi. Open Subtitles كما أحبّت ممارسة الجنس. لقد أحبّتنا.
    Çok da sürpriz değil. Dikkat çekmeyi severdi. Open Subtitles هـذا لـيس مفاجئًا أحبّت لفـت الأنظار
    Danışmanlığını yaptığı insanlar saldırgan ve talepkar olabiliyordu. Ama zorluğu severdi. Open Subtitles الناس الذين تُقدّم المشورة لهم قد يغدون عُدوانيين، كثيري المطالب، لكنّها أحبّت التحدّي...
    Kendi yaptığını iddia etti, çünkü Marlon'u seviyordu. Open Subtitles لقد ادّعت أنها من فعلها لأنها أحبّت مارلون
    Justin'i çok seviyordu ve Justin'in karton bir maketini aldılar. Open Subtitles لقد أحبّت جاستن،ولديها نسخة ورقيّة من جاستن.
    Yazık, Luz da görebilseydi keşke. O böyle kalabalık toplantılara bayılırdı da. Open Subtitles أعني، أنهـا دائماً مـا أحبّت التجمعـات الكبيرة في كل شئ
    Kız dergilere bayılırdı. Open Subtitles . تلك الفتاة أحبّت مجلاّتها جداً، لكنّها تخلّصت منها
    Bir adamı sevdi ve onu kaybetti. Open Subtitles لقد أحبّت رجلاً وفقدته.
    Martılar gibi gölü seviyor. Open Subtitles أحبّت البحيرة كما تحبها النوارس،
    "Daha büyük işi bir şeyler yap," dedin. Buna bayıldı. Open Subtitles قلتِ "افعل شيئا يناسب الكبار" ولقد أحبّت ذلك
    Hiç bir şey. Herkes onun takımı çok sevdiğini söyledi. Open Subtitles لا، كل ما سمعته هو أنها أحبّت الفريق
    Okulu sevmiş ha? Open Subtitles لقد أحبّت ذلك، اليس كذلك؟
    O benim saatimi beğendi ben de onun gözlerini. Open Subtitles لقد أحبّت ساعتي وقد أحببتُ عينيها
    Lakin çok sevmişti ellerimle yaptığım bu beş para etmez çerçeveyi. Open Subtitles لكنّها أحبّت إطار الصورة المتواضع هذا الذي صنعته لها بنفسي.
    Eminim bundan çok hoşlanmıştır. Open Subtitles انا متأكدة من أنها أحبّت هذا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus