| Benim bedenim şu anda deneyimlediğin durumu asla tadamayacağı için seni kıskanıyorum. | Open Subtitles | أنا أحسدك لأن جسمي لا يمكنه تجربة ما تمرين به الآن مرحباً. |
| Harika olacak. Bu dava için sekiz ayını harcadın. - Doğrusu kıskanıyorum. | Open Subtitles | سيكون هذا عظيما لقد مضى على هذة المحاكمة 8 شهور, أنا أحسدك |
| Özgür ruhuna imreniyorum, çekici de geliyor ama hepimizin böyle bir lüksü yok. | Open Subtitles | أحسدك على روحك الحرة وهي تجذبني لكن ليس كل منّا يتمتع بهذه الرفاهية |
| Özgür ruhuna imreniyorum, çekici de geliyor ama hepimizin böyle bir lüksü yok. | Open Subtitles | أحسدك على روحك الحرة وهي تجذبني لكن ليس كل منّا يتمتع بهذه الرفاهية |
| Hiçbir şey hatırlamamanı kıskandım. Ben her şeyi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أحسدك على ضعف ذاكرتك لأني أتذكر كل شـيء اراه |
| Her sabah gidebileceğin bir yer olduğu için bazen sana gıpta ediyorum. | Open Subtitles | أحياناً أنا أحسدك في الواقع لديك مكان ما تذهب إليهِ كل صباح |
| Bir adamın hayatında iki kadın. Evet, ben seni kıskanıyorum. | Open Subtitles | امرأتان في حياة رجل واحد نعم، أنا حقا أحسدك |
| Bize kıskanmamayı öğrettin ama seni çok kıskanıyorum. | Open Subtitles | نحن معلّمون أن لا نحسد، لكنّي أحسدك لذا. |
| Şahsen, her seferinde yeni hikayeler yazmanızı kıskanıyorum. | Open Subtitles | شخصياً أحسدك على كتابة قصة جديدة في كل مرة |
| Ama ben de seni kıskanıyorum çünkü babamın ne hale geldiğini görmedin. | Open Subtitles | ولكنِ أحسدك أنتِ ايضاً، لأنك.. لم ترين ما أصبح عليه والدنا. |
| Dürüst olmak gerekirse seni biraz kıskanıyorum. | Open Subtitles | لو أني صريح معكِ فلتعلمي بأني أحسدك قليلًا |
| Seni kıskanıyorum. Bu yaşlı mumya seni kıskanıyor. | Open Subtitles | ،لهذا أحسدك المومياء العجوزة تحسدك |
| Sana imreniyorum, bir sürü yer görüyorsun ve birçok şey biliyorsun. | Open Subtitles | أنا أحسدك, لقد رأيت الكثير من الأماكن وتعرف الكثير. |
| Onunla konuşarak geçirdiğin zamana imreniyorum. | Open Subtitles | أنني أحسدك على الوقت الذي قضيته و أنت تتحدث معه |
| Size imreniyorum, muhteşem hatıralara ancak onlarla aşık atabilecekmiş gibi yapamam. | Open Subtitles | أحسدك لذكرياتك الرائعة ولكنني . لا أستطيع التظاهر بمجاراتهم |
| Henüz büyük bir hayat kararı almak zorunda olmamana imreniyorum. | Open Subtitles | أحسدك أنك لست مضطرًا لاتخاذ أي قرارات مصيرية بعد |
| Amma iyimsersin, kıskandım şimdi seni. | Open Subtitles | إنّك جامح التفاؤل، وما بيدي حيلة إلّا أن أحسدك. |
| Size gıpta ediyorum.Süper yasalar tarafından korunmak güzel olmalı. | Open Subtitles | لماذا لا تأخذين على الأقل المسؤولية على عملكِ ؟ أحسدك . لابد أنه شيء جميل . و هو حمايتك من قبل القانون العام |
| Uyandığın zaman sende olacak olan başağrısını kıskanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لن أحسدك على الصداع الذى سيصيبك عندما تستيقظ |
| Yıllar boyu sana imrendim: | Open Subtitles | لسنوات أحسدك رجل من أسرة ... طيبة، وقريب من الشوجون |
| Sana ne kadar özeniyorum... Gerçek erkeklerin olduğu bir yere gidiyorsun. | Open Subtitles | يا إلهي, أنا أحسدك ستذهبين إلى مكان فيه شبان |
| Kızımı güvende tutmak için. Sana imrenmiyorum. | Open Subtitles | لأحافظ على سلامتها، أنا لا أحسدك |
| Sana hep imrenirdim. | Open Subtitles | لقد كنت دائما أحسدك |
| Seni bir kez bile kıskanmadım. | Open Subtitles | ولم أحسدك أبداً ولا لمرة واحدة |