"أحضره" - Traduction Arabe en Turc

    • getir
        
    • getirin
        
    • getirdi
        
    • getiririm
        
    • getireyim
        
    • getirmemi
        
    • getirdiği
        
    • getireceğim
        
    • al
        
    • getiriyorum
        
    • aldı
        
    • getirmiş
        
    • alayım
        
    • getirmek
        
    • getirebilirim
        
    Haydi Jimmy yaylan, Yüzbaşı Hamill'i bul ve buraya getir. Open Subtitles جيمي ت.. اذهب و اعثر على كابتن هاميل أحضره هنا
    Onu uzaklaştırman gerek. Arka tarafa getir. Bir garaja sok. Open Subtitles عليك أن تخرجه أحضره من الخلف و ضعه في المرآب
    Şöyle yapsak nasıl olur. Bir gün onu getirin buraya. Open Subtitles ..ما رأيك لو قمنا بهذا يوماً ما أحضره الى هنا
    Eğer bu görüntüler o bilgisayarın kamerasıyla çekilmişse şüpheliler bilgisayarı yanlarında mı getirdi? Open Subtitles إذا الفيديو جاء من كاميرا الكمبيوتر ثم ماذا ؟ المجرم أحضره معه ؟
    Siz bana bırakın bu işi, meclise getiririm ben onu. Open Subtitles دعوني أؤدي عملي، وسوف أحضره إلى الكابيتول
    - Dur, ben getireyim. Sen çalmaya... - ...devam et. Open Subtitles انتظر، سوف أحضره لكَ.استمر فى العزف ماذا تُفضل،سكوتش؟
    Evden getirmemi istediğin bir şeyler varsa söyle. Open Subtitles أخبرني لو كان هناك شيء تريدني ان أحضره من المنزل من أجلك
    Birlikte akşam yemeği yedik ve getirdiği kırmızı şarabı içtik sonra birlikte yattık. Open Subtitles تناولنا الغداء معا، وشربنا النبيذ الأحمر الذي أحضره معه وبعد ذلك مارسنا الجنس
    Ben beklemeye devam ediyorum. Henry eve gelmeli. Ya da ben onu tutup getireceğim Open Subtitles وأنا مازلت منتظرا.هنري يجب أن يعود حتي لوتطلب الأمر أن أحضره بنفسي
    Arabaya getir, ben yıkarım. Ama bu hoşuma gitmeyecek. Open Subtitles . أحضره إلى العربه سأنظفه لك ، لكني لا أحب ذلك
    Nedenini söyleme. Hiçbir şey söyleme. Sadece buraya getir! Open Subtitles لا تخبره لماذا ولا أي شيء فقط أحضره إلى هنا
    Peter, odunlukta babamın bir baltası vardı. Git, getir! Open Subtitles بيتر، أبي يحتفظ بالفأس في سقيفة الحطب، أذهب و أحضره
    Richie, şu anahtarları alıp koca canavarı çalıştır ve kapının önüne getir. Open Subtitles حسنا ريتشى.. خذ المفاتيح شغل ذلك الكارافان اللعين و أحضره أمامنا
    Sonunda buldum onu, 10 dakika içinde onu bana getirin. Open Subtitles . وجدنه أخيراً . أحضره لي في غضون 30 دقيقة
    Onu eski jipin yanına getirin yoksa sonucu çok kötü olur. Open Subtitles أحضره قرب سيارة الجيب القديمة وإلا كان الثمن غاليا.
    Vay, vay. Bak, kader bizi bu sefer nereye getirdi? Open Subtitles يا للهول، انظري ما أحضره لنا القدر هذه المرة
    kendini yorma - ben getiririm... sen getirme.bu evde hizmetçi kıtlığı yok. Open Subtitles لا تتضايقى سوف أحضره لا تفعلى فلا توجد ندرة خدم فى هذا البيت
    Aşağıda olacaktı. Hemen getireyim. Open Subtitles لدينا بعضاً منه في الطابق السفلي سوف أحضره على الفور
    Onu Kore'ye getirmemi istedin bana notu bu yüzden bıraktın, öyle mi? Open Subtitles أردتني أن أحضره إلى كوريا لذا تركتي لي ملاحظة ؟
    Tanaka'nın Edi'ye getirdiği şeyi. Open Subtitles الذي أحضره توناكا الى إيدي والذي إيدي سوف يعطينا إياه
    Onu size getireceğim hanımefendi. Sizi böyle karalar içinde görmek istemiyorum. Open Subtitles سوف أحضره لك ، لا أريد أن أراك فى هذا الثوب الأسود
    Oraya git, hemen al. Buradaki şeylere göz kulak olur başka birşey olmamasını sağlarım. Open Subtitles إذهب و أحضره في الحال سأراقب الأمور هنا للتأكد من عدم حدوث أي شيء
    Büyünün olmadığı bir yerdeyiz ve ben de büyüyü getiriyorum. Open Subtitles -نحن على أرضٍ بلا قوى سحريّة ... و أنا أحضره...
    Bir tane. Kurye ile, eşiniz posta ile birlikte aldı. Open Subtitles واحد فقط، أحضره مندوب لكن زوجتك أستلمته من البريد
    - Doğru değil. - Bak Mark bana Londra'dan ne getirmiş. Open Subtitles ـ ليس صحيحاً ـ انظر ما الذي أحضره مارك لي من لندن
    Dur ben alayım. Hiç değilse bunu yapabilirim. Open Subtitles دعني أنا أحضره لك هذا أقل ما يمكنني فعله
    Tamam, onu getirmek zorundaydım. Onu koyacak başka bir yer yoktu. Open Subtitles كان يجب أن أحضره فلا يوجد مكان آخر أضعه فيه
    Eğer istediğiniz bir şey varsa sizin için getirebilirim. Open Subtitles سأعود بعد بضعة أيام. إن كنتِ تريدين أيَّ شيء، أستطيع أن أحضره لكِ معي عندما أعـود.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus