"أخبرتني أنك" - Traduction Arabe en Turc

• söylemiştin
• olduğunu söyledi
• söyledin
• demiştin
• söylediğin
• söylemişti
• olduğunuzu söyledi
• söyleseydin
• söylediğinde

Bir zamanlar bana bir şey demiştin. Benimle evleneceğini söylemiştin.
لقد قلت لي شيئاً من قبل لقد أخبرتني أنك ستتزوجني

Beni bu adaya çok önemli bir şey için getirdiğini söylemiştin.
لقد أخبرتني أنك أحضرتني هنا إلى الجزيرة للقيام بأمر مهم جداً.

Bayan Hill bana biraz üzgün olduğunu söyledi. Sorun ne?
الآنسة هيل أخبرتني أنك منزعجة قليلاً ما هي المشكلة ؟

Benden iş istediğinde, yeni bir sayfa açmak istediğini söyledin.
عندما سألتني عن وظيفة أخبرتني أنك تود فتح صفحة جديدة

Şey sen bana silahın yerini bildiğini sandığını söylediğin zaman
حسن ، عندما أخبرتني أنك تعتقدين أنك تعرفين مكان المسدس

Üniversiteye gidip okumak istediğini söylemiştin, değil mi?
أخبرتني أنك تريد الذهاب للجامعة وتدرس أليس كذلك؟

Bana ondan hoşlandığını söylemiştin. Her şey iyi gidiyordu.
أخبرتني أنك معجب بها وأن كل شيء يسير كما يرام

Bana karını öldüren herifi aradığını söylemiştin.
ماذا؟ أخبرتني أنك تبحث عن الرجل الذي قتل زوجتك

Çünkü değiştirdiğini söylemiştin. Ben hiçbir şeyi unutmam.
لأنك أخبرتني أنك قمت بذلك أنا لا أنسى شيئا

Biraz büyülü, biraz gerçek üstü birşey istediğini söylemiştin.
لقد أخبرتني أنك تريك شيء ما شيء ما من الخيال شيء من السرية

On yıl önce bana CEO olmak istediğini söylemiştin.
منذ عشر سنوات أنت أخبرتني أنك أردت ان تكون مدير الشؤون الدولية

Annie çalıntı kredi kartı konusunda çok üzgün olduğunu söyledi.
تعلم, آني أخبرتني أنك آسف جدا بشأن سرقة بطاقة الإئتمان

Sarah bana çok iyi bir hokeyci olduğunu söyledi.
سارة أخبرتني أنك تقريباً لاعب تزلج على الجليد

Sizin çok güzel bir, Vahşi Batı gösteriniz olduğunu söyledi.
أخبرتني أنك على واجهة غرب متوحش بالأسفل هناك ِ.

Bana paraya ihtiyacın olduğunu söyledin.
. أخبرتني أنك بحاجة للمال و قد حصلت عليه

Bana yalnız kalmak konusunda kötü olduğunu söyledin.
أنتي أخبرتني أنك لم تكني جيدة في كونك وحيدة

Bugün bana Boston'a. gideceğini söyledin.
سابقاً هذ المساء أخبرتني أنك ستعود إلى بوسطن

Annemin doğumgününe yardım etmek için 7'de evde olurum demiştin!
أخبرتني أنك ستعود للمنزل بالسابعة لتساعدني في حفلة ميلاد أمي

Beni özleyeceğini söylediğin zaman ne kastettin?
ماذا قصدت عندما أخبرتني أنك ستشتاقين لي؟

Gilda, bana şarapla çok ilgilenmediğini söylemişti.
لكن غيلدا أخبرتني أنك لم تتمتع كثيراً بالخمر

Eileen, gazeteci olduğunuzu söyledi Bay Clark.
"إيلين" أخبرتني أنك صحفي يا سيد "كلارك"

Dev bir ayak izi bulduğunu söyleseydin, alçı kalıbını çıkarmak için bir uzman gönderebilirdim.
إذا أخبرتني أنك وجد أثر العملاق سأرسل خبراء

Günahlarınla yaşayabileceğini söylediğinde işin böyle olacağı belliydi.
عندما أخبرتني أنك ستتعايش مع أخطائك تبين أن هذا كذب