| Bir zamanlar bana bir şey demiştin. Benimle evleneceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت لي شيئاً من قبل لقد أخبرتني أنك ستتزوجني |
| Beni bu adaya çok önemli bir şey için getirdiğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أنك أحضرتني هنا إلى الجزيرة للقيام بأمر مهم جداً. |
| Bayan Hill bana biraz üzgün olduğunu söyledi. Sorun ne? | Open Subtitles | الآنسة هيل أخبرتني أنك منزعجة قليلاً ما هي المشكلة ؟ |
| Benden iş istediğinde, yeni bir sayfa açmak istediğini söyledin. | Open Subtitles | عندما سألتني عن وظيفة أخبرتني أنك تود فتح صفحة جديدة |
| Şey sen bana silahın yerini bildiğini sandığını söylediğin zaman | Open Subtitles | حسن ، عندما أخبرتني أنك تعتقدين أنك تعرفين مكان المسدس |
| Üniversiteye gidip okumak istediğini söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | أخبرتني أنك تريد الذهاب للجامعة وتدرس أليس كذلك؟ |
| Bana ondan hoşlandığını söylemiştin. Her şey iyi gidiyordu. | Open Subtitles | أخبرتني أنك معجب بها وأن كل شيء يسير كما يرام |
| Bana karını öldüren herifi aradığını söylemiştin. | Open Subtitles | ماذا؟ أخبرتني أنك تبحث عن الرجل الذي قتل زوجتك |
| Çünkü değiştirdiğini söylemiştin. Ben hiçbir şeyi unutmam. | Open Subtitles | لأنك أخبرتني أنك قمت بذلك أنا لا أنسى شيئا |
| Biraz büyülü, biraz gerçek üstü birşey istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أنك تريك شيء ما شيء ما من الخيال شيء من السرية |
| On yıl önce bana CEO olmak istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | منذ عشر سنوات أنت أخبرتني أنك أردت ان تكون مدير الشؤون الدولية |
| Annie çalıntı kredi kartı konusunda çok üzgün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تعلم, آني أخبرتني أنك آسف جدا بشأن سرقة بطاقة الإئتمان |
| Sarah bana çok iyi bir hokeyci olduğunu söyledi. | Open Subtitles | سارة أخبرتني أنك تقريباً لاعب تزلج على الجليد |
| Sizin çok güzel bir, Vahşi Batı gösteriniz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني أنك على واجهة غرب متوحش بالأسفل هناك ِ. |
| Bana paraya ihtiyacın olduğunu söyledin. | Open Subtitles | . أخبرتني أنك بحاجة للمال و قد حصلت عليه |
| Bana yalnız kalmak konusunda kötü olduğunu söyledin. | Open Subtitles | أنتي أخبرتني أنك لم تكني جيدة في كونك وحيدة |
| Bugün bana Boston'a. gideceğini söyledin. | Open Subtitles | سابقاً هذ المساء أخبرتني أنك ستعود إلى بوسطن |
| Annemin doğumgününe yardım etmek için 7'de evde olurum demiştin! | Open Subtitles | أخبرتني أنك ستعود للمنزل بالسابعة لتساعدني في حفلة ميلاد أمي |
| Beni özleyeceğini söylediğin zaman ne kastettin? | Open Subtitles | ماذا قصدت عندما أخبرتني أنك ستشتاقين لي؟ |
| Gilda, bana şarapla çok ilgilenmediğini söylemişti. | Open Subtitles | لكن غيلدا أخبرتني أنك لم تتمتع كثيراً بالخمر |
| Eileen, gazeteci olduğunuzu söyledi Bay Clark. | Open Subtitles | "إيلين" أخبرتني أنك صحفي يا سيد "كلارك" |
| Dev bir ayak izi bulduğunu söyleseydin, alçı kalıbını çıkarmak için bir uzman gönderebilirdim. | Open Subtitles | إذا أخبرتني أنك وجد أثر العملاق سأرسل خبراء |
| Günahlarınla yaşayabileceğini söylediğinde işin böyle olacağı belliydi. | Open Subtitles | عندما أخبرتني أنك ستتعايش مع أخطائك تبين أن هذا كذب |