Bir keresinde bu eve sevgiden başka bir şey getirmediğimi söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتيني مرة بأنني لم أحضر شيئا لهذا البيت غير الحب |
Bana, eğer hala hayatta olduğunu anlamış olsaydı, sana tüm gücüyle saldıracağını söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتيني أنه لو علم أنكِ مازلتِ على قيد الحياة سيسعى خلف بالسُرعة القُصوى |
Dün gece bana, onunla evlenmemeye karar verdiğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتيني ليلة أمس أنكِ قررتي عدم الزواج منه |
Seni bu işe dahil etmememi söyledin, ne yapmam gerekiyorsa yapmamı. | Open Subtitles | أخبرتيني بأن أبقيكِ خارج الأمر، وأن أفعل ما يتوجب عليّ فعله |
Neden bana sayfiye evindeki radyonun bozuk olduğunu söyledin? | Open Subtitles | لماذا أخبرتيني بأن المذياع الموجود في منزلكِ الريفيّ مكسور ؟ |
Tamam bak ne diyeceğim. Eğer faraşın nerede olduğunu söylersen bunu sana veririm. | Open Subtitles | سأعطيكِ هذا الآن اذا أخبرتيني أين نحتفظ بالمجرفة ؟ |
Bana söylediğin her şey çok önemli: Sevgi, eğlence, müzik. | Open Subtitles | كل الأشياء الهامة التي أخبرتيني بها الحب ، المرح ، الموسيقي |
Tanrım. Artık neler olduğunu söyler misin, lütfen? | Open Subtitles | يا إلهي , الآن , هلاّ أخبرتيني بما يجري بالضبط؟ |
Hep benim yanımda olacağını söylemiştin. | Open Subtitles | لطالما أخبرتيني بأن ادافع عن نفسي حسناً , ها نحن |
Baharda geldiğimde bunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتيني بذلك الخريف الماضي عندما أتيت |
Hayatım, bir kere bana Zil Çaldı Kurtuldum'u sevdiğini söylemiştin. | Open Subtitles | عزيزتي, أخبرتيني مرة بأنكي أحببتي التوفير بواسطة بيل |
Onları geri alamadığını da söylemiştin. | Open Subtitles | ..أخبرتيني أنك أعرتِنِي إياه ..لكنني لم أرجعه لكِ قط |
Bak, tecavüze uğramandan sonra başına gelen bir sürü olayda kendini bıraktığını söylemiştin. | Open Subtitles | انظري، لقد أخبرتيني في عِدَة مُناسبات أنكِ منذُ اغتصابكِ كُنتِ تشعرينَ بأنكِ بِلا هُدى |
Benimle spor programı izlemek istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتيني بأنك تريدن مشاهد برنامج الرياضة معي |
Haydi ama, bana anladığını, onları izlediğini kendin söyledin. | Open Subtitles | هيا، أنتِ أخبرتيني بنفسك أنكِ فهمتِ برؤيتهم |
Beni sevdiğini söyledin ve benim de buna inanmamı. | Open Subtitles | وأنت أخبرتيني بأنكِ تحبينني وعليّ أن أقبل ذلك |
İki dakika önce kızın için yeteri kadar iyi olmadığımı söyledin. | Open Subtitles | حَسناً، منذ دقيقتين لقد أخبرتيني أنني لستُ جيداً بما فيه الكفاية لإبنتكِ |
Anahtarın kim olduğunu söylersen bana, gitmene izin veririm. | Open Subtitles | إذا أخبرتيني من يكون المفتاح سأتركك تذهبين |
Bana söylediğin, McManus yere düştükten sonra | Open Subtitles | أنتِ أخبرتيني أنهُ بعدَ وُقوعِ ماكمانوس على الأرض |
- duymayı... - Her ne ise, söyler misiniz lütfen? | Open Subtitles | أيًّا كان الأمر ، هلاّ أخبرتيني به رجاءً ؟ |
Onun hayatta olduğunu söylediğinde, onu öldürmenin beni tatmin edeceğini, her şeyin biteceğini sanıyordum. | Open Subtitles | عندما أخبرتيني أنها مازالت على قيد الحياة إعتقدت أنه لو واتتني الفرصة لأنهي حياتها سيكون هذا مُرضياً لي |
Neden söyledin? Tamam. Taşraya gitmek istiyorum demiştin, değil mi? | Open Subtitles | لما أخبرتيني بذلك؟ حسناً, لقد قلتِ مرة أنك تريدين الذهاب إلى الريف, صحيح؟ |
Keske bana erken geleceginizi söyleseydin. | Open Subtitles | أتمنى لو أنكِ أخبرتيني أنكِ ستأتين في وقت أبكر |
Bana, ailenin ayrıldığını söylediğini sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ أخبرتيني أن والداكِ كانا منفصلان |
Bugün bana üç kez git dedin. | Open Subtitles | أنتِ أخبرتيني أن أغرُب عن وجهكِ ثلاثة مرات اليوم |
Bana doktorun yaptıkları dışında herşeyi anlattın işkenceleri nasıl yönettiğinden bahsettin... | Open Subtitles | أنّكِ أخبرتيني كل شيء فعله الطبيب وكيفكانمشرفًاعلى التعذيب.. |
Eğer evrakları neden imzalamadığınızı söylerseniz yaparım. | Open Subtitles | فقط ان أخبرتيني لماذا لم توقعي الورق؟ |
Bunu söylemiştiniz. Artık, onlarda herhangi bir şey göremiyorum. | Open Subtitles | أنت أخبرتيني بهـذا الأن,أنا لاأجد أي خطب بهما. |