"أخذوه" - Traduction Arabe en Turc

    • aldılar
        
    • almışlar
        
    • aldıkları
        
    • aldı
        
    • götürdü
        
    • kaçırdılar
        
    • Onu götürdüler
        
    • götürmüşler
        
    • aldıklarını
        
    • götürdüklerini
        
    • götürdüler onu
        
    • götürmüşlerdir
        
    • götürdüklerinde
        
    O masumdu ama toplumumuz ona saygı duyduğu için onu içeri aldılar. Open Subtitles كان بريئا , لكنهم أخذوه لأنه كان محترما من قبل شعبي
    Gobelinlerden kurtardılar, ama aynı zamanda onu benden aldılar. Open Subtitles ولذلك أنقذوه من الجن ولكنهم أخذوه بعيدا عني
    Bunu İspanyollardan almıştı onlar da bedevilerden almışlar. Open Subtitles لقد قام بإستعارته من الأسبان و الأسبان أخذوه من الشمال الأفريقى
    Annem için ya da aldıkları diğer kişiler için bir şey yapamayız. Open Subtitles لا يمكنكم فعل شيء من أجل أمي أو أي شخص أخر أخذوه
    Ya hayalet şövalye aldı ya da suda kayboldu. Open Subtitles إمّا الفرسان الأشباح أخذوه أو ضاع في البزّة
    Parıltılı ışıkları olanı adamlar gelip, onu uzaklara götürdü. Open Subtitles أولئك الرجال في السيارات الوامضة بالضوء أخذوه بعيداً
    Onu 7 hafta önce kaçırdılar. Open Subtitles لقد أخذوه منذ سبعة أسابيع.
    Şu yeşil kutulardan birinin içinde ve Onu götürdüler. Open Subtitles إنه في إحدى تلك الصناديق الخضراء و قد أخذوه بعيداً في الشاحنة
    Ve çaktırma ama onu bu sabah erkenden aldılar. Open Subtitles طي الكتمان. أخذوه في وقت مبكر هذا الصباح
    Bir anlaşma ayarlıyorduk ve sonra polisler beni alınca onu da aldılar. Open Subtitles لماذا اخذته معك ؟ كان لدينا صفقة وعندما أخذوني رجال الشرطة أخذوه أيضاً
    Bizim gözetimimizdeydi elimizden aldılar. Zaten işin içindeyiz. Open Subtitles انه متّهمنا، وقد أخذوه منّا هذا يعني اننا معنيّون بذلك.
    Onu bile aldılar. Benliğimizi aldılar. Open Subtitles وحتى هذا أخذوه بعيداً عنّا ماذا نكون نحن
    Birlikte yurdumuza dönmemizi istiyorum ama onu bizden aldılar. Open Subtitles أريد أن نعود نحن الإثنان للمنزل لكنهم أخذوه منا
    Bana bir şey sormadan onu aldılar. Onu görebilir miyim, lütfen? Open Subtitles لكن ابني هنا أخذوه دون سؤالي هل أستطيع رؤيته ؟
    Kaçırıldığında burada değilim. Sadece halktan duyduklarımı biliyorum. Devlet ajanları onu bu kiliseden almışlar. Open Subtitles كل ما اعرفه هو ما أخبرني به المحليين بأن عملاء الحكومة أخذوه من الكنيسة..
    Yatak odasından bütün mücevherlerimi almışlar. Open Subtitles كل ما أخذوه كان بضعة مجوهرات من غرفة النوم
    Sizin öne sürdüğünüz gibi aldıkları cihazın bir çeşit alt uzay iletisi yayını yaptığı varsayımıyla hareket ediyorum. Open Subtitles أن الجهاز الذى أخذوه يجب أن يكون قد بث نوع من الاتصال عبر الفضاء الثانوي أيمكنك تتبعه ؟
    Aslında onu aldıkları için çok rahatladım. Open Subtitles في الحقيقة ، لقد أرتحت عندما أخذوه بعيدا
    Aradım, sahibi geldi ve aldı. Sevinmiş olmalılar. Open Subtitles لذا اتصلت بالرقم، و حضر المالكون و أخذوه لا بد أنهم كانوا متشوقين
    Bu sırada Ordu gelip onu aldı ve helikopterle alıp götürdü ve bir daha da hiç görülmedi. Ta ki biz onu 15 no’lu mezarda bulana kadar. TED و ذلك حين أتي الجيش حين أخذوه في الهليكوبتر و لم يُري مجددا . حتي وجدناه في قبر 15 .
    8 yaşındaki oğlumu kaçırdılar. Open Subtitles ذو الثماني سنوات أخذوه مني
    Onu götürdüler, ve en nefret ettiğim şeye çevirdiler. Open Subtitles أخذوه, و حوّلوه إلى الشّيء الذي أكرهه بدرجة كبيرة .
    Bir gün tekrar sorgulamaya götürmüşler. Open Subtitles في أحد الأيام , أخذوه إلى غرفة لإستجوابه مجدداً.
    Sigorta şirketinin benden aldıklarını onlardan almak istedim. Open Subtitles أردت أن تدفع شركة التأمين للآخرون ما أخذوه مني.
    Tara beni bulmasından az önce onu götürdüklerini söyledi. Open Subtitles تارا قالت أنهم أخذوه قبل أن تجدني مباشرة
    İki gün önce hastaneye götürdüler onu. Open Subtitles أخذوه للمستشفى قبل يومين
    Çi-Bozucu'lar arkadaşımı kaçırdı. Nereye götürmüşlerdir? Open Subtitles صديقي خُطِف من قبل بعض مُثبطي التشي إلى أين أخذوه ؟
    Çünkü kendi isteğinle dönmek zorundasın. Babanı götürdüklerinde onun peşinden gideceğini biliyorlardı. Open Subtitles لأنّكِ لا بد أن تعودي بملئ إرادتكِ، فحين أخذوه أيقنوا أنّكِ ستتبعيه.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus