Fakat dava sırasında o bile birkaç hesap hatası yapardı. | Open Subtitles | لكن في الطريق، حتى هو جعلت بضعة أخطاء في التقدير. |
Herhangi bir hatası varsa da sadakatsizlik hatalarından biri değildi. | Open Subtitles | لو كان لديها أيّ أخطاء فعدم الإخلاص ليس واحدة منهم |
Hataları her yerde görmek mümkün, dökümanlarda, kaptanın adı yanlış olabildiği gibi, bazı botlar aslında denize hiç açılmamış. | TED | هناك أخطاء في كل مكان، أخطاء في المستند، وهو الاسم الخاطئ للقبطان، وبعض القوارب لم تذهب ابدًا إلى البحر. |
Bu yüzden süper-zeki makinelerden önce bunu hatasız yapmamız gerekiyor. | TED | لهذا لدينا دافعٌ حقيقيٌّ لإتمام الأمرِ دون أخطاء حتّى قبلَ أن نتمكّن من اختراعِ أيّ آلة خارقِة الذكاء. |
kusursuz. Beyninin ölmüş olması büyük şanssızlık. Birkaç gün içerisinde ayağa kalkardı. | Open Subtitles | لا أخطاء فيه، للأسف إنه ميت إكلينيكياً، وإلّا لنهض في غضون أيام |
Acemilerin en çok yaptığı hatalardan biri araçtaki teçhizat kontrolünde çok vakit harcamaktır. | Open Subtitles | أحد أكثر 5 أخطاء يرتكبها الهواة هو استغراق وقت طويل في فحص المعدات |
İşinde iyiydi ve bu dakikadan sonra herhangi bir hatayı kabul edemeyiz. | Open Subtitles | إنها تقوم بعمل جيد ولا نستطيع تحمل أي أخطاء في الوقت الحالي |
Hayır, herkesin en ufak hatasını düzelttiğin için çağırdım seni. | Open Subtitles | لا هذا بشأن حاجتك لتصحح أخطاء الجميع الصغيرة |
Makina hatası nedir? İnsan hatası nedir? Bu sorulara cevap vermeye çalışıyorlardı. | TED | لذا فهما دوما يحاولون اكتشاف ما هي الأخطاء البشرية؟ وما هي أخطاء الآلة؟ |
Camdan atlayacak olsan birkaç yazım hatası yapabilirsin. "Bu şekilde çok daha mutluyum. | Open Subtitles | إذا أردت الإنتحار فمن الممكن حدوث أخطاء إملائية |
Tanrı ile bütünleştiğinde asla yanlış yapmayacağın anlamına gelmiyor mu? | Open Subtitles | ولا يعنى ذلك إذاأصحبتحقاًواحداًمعالإله , ألن ترتكتب أخطاء أبداً ؟ |
Bana yanlış tedavi gibi suçlar işlemiş doktorların listesini ver. | Open Subtitles | الذين قاموا بمخالفات مثل أخطاء طبية متعمدة حسناً، ستصلك الآن |
Ve bana ilginç gözükenler biraz yanlış olanlar ya da çok şaşırtıcı olanlar. | TED | وما يثير إهتمامي فقط هي تلك التي يوجد فيها أخطاء بسيطة، بالطبع، أو مفاجآت. |
Kararın büyük hatalarından korkunç tesadüfler oluşabilir. | Open Subtitles | قد تنتج عواقب وخيمة جداً عن أخطاء كهذه في التقدير |
Hep lider peşinde koştunuz, kuvvetli, hatasız adamların. | Open Subtitles | إبحثوا دائما عن القاده رجال أقوياء بدون أخطاء |
Sakin ol. Bana o taşın %100 kusursuz elmas olduğu konusunda garanti verdi. | Open Subtitles | اهدأى, لقد أكد لى أنه فريد من نوعه ماسة بلا أخطاء |
Eczanelerin yaptıkları hatalardan dolayı yılda 7.000 kişi ölüyor. | Open Subtitles | يموت سبعة آلاف شخص سنوياً من أخطاء الصيدليات |
Bu onun uçuş stilidir. Buz kadar soğuk. hataya yer yok. | Open Subtitles | هذه هى طريقة طيرانه بكل برود وبدون أخطاء |
Bu da, meydana gelebilecek hatalara karşı veya bir takım kasıtlı saldırılara karşı savunmasız olduğu anlamına geliyor. Fakat hatalar bile kötü olabilir. | TED | وهذا يعني أنها عرضة لأنواع معينة من الأخطاء التي يمكن أن تحدث، أو أنواع معينة من الهجمات المتعمّدة، ولكن ستكون أخطاء سيئة للغاية. |
Bu yolda ikimiz de hatalar yaptık ama senin hataların benim içindi. | Open Subtitles | كلانا قد فعل أخطاء على طول الدرب لكن أخطائك كانت من أجلي |
Bazen bilmeden hata yaptığını söyledi, ama aslında iyi biriymiş. | Open Subtitles | قالت أنه أحيانا تفعل أخطاء تبدو لك صائبة حين تفعلها |
Hem teknik hem şahsi faul yaptın. | Open Subtitles | أنتم أولاد تعرفون بشكل أفضل من ذلك. أنت إرتكبت أخطاء تقنية وشخصيةَ |
Tamir ettiğimiz şeylerin %21'i hatalı inşaattan kaynaklıydı. Düzenek resmen baş aşağı ve ileri geri yapılmıştı. | TED | هيي بسبب أخطاء بالبناء أشياء تم بناؤها حرفيا بالمقلوب هذه الأشياء لا تعمل, و نحن نقوم بالاصلاح |
Bir simülasyonda yapay zekâyı eğitirseniz, simülasyonun matematik hatalarına girmek ve onları enerji için saklamak gibi şeyleri yapmayı öğrenir. | TED | لذلك إذا قمت بتدريب ذكاء اصطناعي في محاكاة فإنه سوف يتعلم كيف يخترق أخطاء المحاكاة الحسابية ويجمعهم للحصول على الطاقة. |